'Oynatırsın vallahi...'

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
6 Ekim 2021 Çarşamba

Müsilajın denizin alt katmanlarında canlılığını kaybetmediği bilimsel olarak vurgulanmaya devam ediyor. Bizler de yüzeyde krema tabakasını görmedikçe, ‘Müsilaj hemen oluşmadı. Kim bilir kaç senedir vardı’ avuntusuyla denize girdik. Oksijensiz kalıp ölen balık sürülerine üzüldük. Buna rağmen, eylül ayında çıplak gözle görülebilen minik balıklar fark ettiğimizde çocuklara “Koş koş bak, ne güzel yüzüyorlar!” diye seslendik. Aslında sevinen yetişkinlerdi. Öyle veya böyle deniz, canlıları barındırabiliyordu. Motorla şehirden Ada’ya geldiğim bir gün Burgaz’la Heybeli arasında iki yunusun hopladığını görünce heyecanlandım. Eski Marmara’da hemen her gün rastladığımız yunusları mı anımsadım, yoksa müsilaja rağmen hâlâ yunusların var olduğuna mı sevindim, bilemiyorum. Her halükarda, elindekini denize fırlatmak yerine çöp kutusuna atanları gördükçe, bir nebze olsun, rahatlıyorum.

↔↔↔

Geçenlerde, bir süredir yaz/kış Ada’da yaşamaya başlayan dostlara, güzel bir vesile için tebrike gittik. Sohbet koyulaştıkça geleneksel soruyu sorduk, “Bütün kış Ada’da ne yapıyorsunuz?” Yanıt aynı hızla geldi, “Şehirde ne yapıyorsanız onu…” Gerçi geçtiğimiz kış COVID yüzünden yazlık evleri olanlar veya ev kiralayanlarla Ada nüfusu hayli kalabalıklaşmıştı. Halen de bizim gibi sonbaharda Ada’da kalmayı yeğleyen, kışın da hafta sonlarını geçirmeyi düşünenlerin sayısı giderek artıyor.

Benzer kültüre, altyapıya sahip olanların kışı nasıl geçirdiklerine gelince… Bir kere bizlerden çok daha sakin ve huzurlu bir yaşantıları olduğu kesin. Şehrin her tür karmaşasından sıyrılıp, ses ve hava kirliliğinden arınmak en önemli artılardan bazıları. İnternet sayesinde zaten dünya ile iletişim halindeler. ‘Home Office’ anlayışı da işlerin aynı verimde çalışmasını sağlıyor.

Düzenli yapılan yürüyüşlerin yanı sıra, sosyal etkinlikler düşünemediğim kadar çok. Arkadaşları ziyarete gideceğimiz zamanı kararlaştırırken, “Pazar günü Anadolu Kulübünde Felsefe Kongresi’ne katılacağız, yarın gelin” dediler. Hem şaşırdım, hem hoşuma gitti. Çok merak etmemize rağmen, COVID önlemleri çerçevesinde, salona kısıtlı sayıda insan alındığı için, içeri girip izleyemedik. Kurallara daha saygılı davranıldığını görmek kişiyi daha güvende hissettiriyor. Benzer faaliyetlerden haberdar olmak için yedi-sekiz WhatsApp grubu oluşturulmuş. Koşullar elverdiği sürece sinema/film okuma günleri düzenleniyor. En çok önem verilen konulardan biri çevre ve atıkları ayrıştırma çalışmaları. Söz konusu proje Nizam’da daha kalabalık sayıda olanların girişimiyle başlamış. Çöplerin dönüşümlü hale getirilmesi için türlerine göre farklı torbalara konuyor. Haftanın belli günlerinde belediyenin desteğiyle kapı kapı toplatılıyor. Ardından Maden’de yaşayanlar da bir WhatsApp grubu kurdu. Projenin eşini gerçekleştirmek için Nizam sakinleriyle bir araya gelip deneyimlerinden yararlandılar. Yörenin çöplerini ayrıştırıp, toplatılmasını sağladılar. Sonuçta, STK olmayan fakat benzer bir ciddiyetle çalışan gönüllüler hem vakitlerini değerlendiriyor, hem yeni insanlar tanıyor, hem de Ada’ya artılar kazandırıyor. WhatsApp’ların birine yazıldığınızda gelişmelerden haberdar oluyorsunuz. Taahhüdünüz de yok. İster ‘merhaba’ deyip geçin; ister etkinliklere katılın. Herkes için bir seçenek var. Özellikle çalışma hayatınızı bitirdiğiniz yaşlarda iseniz, yeni bir yaşam tarzı, farklı bakış açılarını da beraberinde getiriyor.

↔↔↔

Sürekli Ada’da yaşayabilir miyim; sanmıyorum. Yine de yaz mevsiminin ardından, şimdiye kadar deneyimlemediğim sonbaharı yaşamak istiyorum. ‘Oynatırsın vallahi’ şeklinde tepki veren dostlar çok. Doğrusu an itibariyle kendimi gayet iyi hissediyorum.

Sağlıkla kalın.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün