Ebeveyn olmak…

Violet ALALOF Köşe Yazısı
13 Ekim 2021 Çarşamba

Gerçek bir ebeveyn olmak bu dünyadaki en önemli ve en zor işlerden biri diye düşünüyorum. Bahsettiğim doğurmak ve doğal olarak anne/baba olmak değil… O kolay; kimileri için çok kolay olmasa da yine de en kolayı… Zor olan hamileliğin başlangıcından, doğuma, doğumdan çocuğun tüm yaşamı boyunca gerçek bir ebeveyn olabilmek. Çocuğun anne rahmine düşmesiyle annenin tüm duygularını kaydetmesiyle başlayan bir yazılım bu.

Sağlıklı nesiller yetiştirebilmenin, dünyayı daha iyi bir hale getirebilmenin en önemli yolu ebeveyn kimliklerimize vereceğimiz önem. Bu kimliğin öneminin anlaşılmaması dünyadaki güvensizlik, nefret, acı, öfke, savaşların hiç bitmemesi demek. Tüm hayatımız en temel ilişkilerimiz üzerine kurulu ve yaşamı algılayış şeklimiz hep bu ilişkiler üzerinden. Bu ilişkiler üzerinde yaptığımız her iyileştirme dünyayı iyileştirme çabasına destek aslında. Dünya için ne yapayım sorusunu soranlara, kendi temel ilişkilerini iyileştirmekle başla demek lazım. O zaman önce iç dünyan sonra da dünya iyileşir.

Bunun yolu önce kendimizi doğurmaktan geçiyor. Yeni bir varlığa yaşam vermeden önce kendimizin ebeveyni olmaktan, ihtiyaçlarımızın farkında olmaktan ve onları karşılamaktan, kendimizi kendimizden doğurmaktan geçen bir yol bu. Öyle bir yol ki tüm yaşam boyunca sürüyor aslında, çocuklarımızı büyütürken bile. Bekleyeyim olsun da sonra çocuk yapayım gibi bir durum da yok. Peki, öyleyse ne yapacağız?

Her akıl ve ruh sağlığı yerinde olan anne babanın isteği çocuklarının mutlu olmasıdır. Niyetimiz hep iyidir. Yolumuz ise bildiğimizdir. Bazen bildiğimiz yol çocuklarımızın ihtiyacı ile örtüşmez. Biz ise en doğru yolun bildiğimiz yol olduğu konusunda direniriz. Çatışmalar işte bu noktada başlar. İyice çerçevesini belirlediğimiz resme çocuklarımızı da sokmak isteriz. Biz sokmaya çalıştıkça onlar kaçar, kolundan bacağından çekiştiririz, çünkü içeri bir girse çok mutlu olacağına körü körüne inanırız. Ama gerçek öyle değildir. Bütün bu çekiştirmeler sırasında onlara zarar verdiğimizin ve yavaş yavaş bizden uzaklaşmaya başladıklarının farkında bile olmayabiliriz. Bu arada anlaşılmadığını, dinlenmediğini, önemsenmediğini, güvenilmediğini, takdir edilmediğini, kendisini var edemediğini hisseden bir nesil yetişmeye başlamış olur. Bu çocuklar büyüdükçe hayat yolundaki her durumda ve her ilişkide bu duygular kendilerini göstermek için sıraya girer.

-Çok önem vermeliyiz anne olmaya, baba olmaya…

-Akıllı olmalıyız ebeveynler olarak; aklımızı devreye sokmalıyız; okuyup, araştırıp, öğrenmeliyiz…

-Çocuklarımızı yargılamadan, eleştirmeden, tavsiye vermeden, sözlerini kesmeden dinlemeliyiz. Ancak böyle olunca kendilerini açabilirler…

-Sorgulamalıyız yolumuzun/bildiğimizin çocuklarımıza iyi gelip gelmediğini…

-Yön değiştirebilmeliyiz, esneyebilmeliyiz, farklı yolları deneyebilmeliyiz, hiç vazgeçmemeliyiz onlarla istediğimiz iletişimi kurabilmek için…

-Niyetimizi kontrol etmeliyiz. ‘Benim dediğim olacak’ dürtüsü mü yoksa ‘gerçekten ona faydası olacak’ inancı ile mi hareket ediyoruz…

-Gerektiğinde yardım alabilmeliyiz; bunun için bütçe, zaman ayırmalıyız; geri dönüşünün değerinin paha biçilmez olduğunu anlamalıyız…

-En önemlisi de kendimizle uğraşmalıyız; kendimizi geliştirmek, ilişkilerimizi geliştirmek, kendimizi gerçekleştirmek için var gücümüzle çalışmalıyız…

-Çocuklarımızın mutluluğunu niyet ettiğimiz bir hayatın önceliğinin kendi mutluluğumuzdan geçtiğini anlamalıyız…

-Çocuklarımıza birey olabilme iznini verip, nasıl birey olabileceklerini de öğretmeliyiz; sonra da yollarından çekilip gitmelerine izin vermeliyiz…

-Sevgi adı altında yaptıklarımızın gerçek sevgi olup olmadığını sorgulamalıyız…

Beni arayıp “çocuğumla çalışır mısın?” diyen ve sorununu aktaran velilere, çocuğunuz için de bu bir sorun mu diye sorduğumda “Hiç sorun değil” cevabını alıyorsam; gelin sizinle çalışalım önerisinde bulunuyorum. Bu önce çok çarpıcı geliyor o ana kadar sorunun kendisinden de kaynaklanabileceğini hiç sorgulamamış kişilere. Bu cesareti gösteren, değişime istekli olan, niyeti gerçekten çocuğunun mutluluğu olan, gerçek sevgiyle hareket eden tüm ebeveynlere hepimiz gelecek nesiller adına teşekkür borçluyuz.

Anne-baba olmak mühim iş… Herkesin harcı değil! Son dönemlerde medyada da artan haberlerde çocukların başına gelenleri duydukça acaba çocuk yapmadan önce anne-babalar bir teste mi tabi tutulsa diye konuşur olduk.

Hepimizin hataları var mutlaka… Mesele yaptığımız hatalardan çok, aldığımız sorumluluktan hiç vazgeçmeden, attığımız her adımın çocuğumuzun üzerindeki etkisinin farkında olarak hareket etmek, gerçek sevgiyi barındıran ilişkiler kurabilmek…

Ne mutlu bu ilişkiyi kurabilmek için çaba harcayan anne-babalara…

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün