Ekim ayının ortasını devirdikten sonra her sene Amerika’daki internet platformlarında Halloween yani Türkçe adıyla Cadılar Bayramı hakkında tartışmalar başlar. Eski Galya ve Britanya’dan günümüze kadar gelen, yazlık hasat mevsiminin de bitmesini de balkabağı süslemeleriyle bir nevi simgeleyen bu Pagan geleneğinin, dini tartışmalara yıllar sonra aynı tutkuyla sebep olmasını ilgiyle izlerim. İlgiyle izlerim çünkü birkaç sene ABD’de yaşamış biri olarak söyleyebilirim ki; evet, sanal platformlarda her sene tartışılsa da, dindar olmayan Amerikalı Yahudiler Halloween’i kutlar.
On emirde Yahudilikle ilgisi olmayan ritüelleri kutlamak yasak olduğu için, Halloween de pagan kökenli bir kutlama olduğundan, dindar çevreler tarafından kutlanması istenmez. Ancak dindar olmayan bazı Yahudiler, bu konuda da kendi içinde çelişir. Çocukluğumdan beri en sevdiğim Yahudi bayramlarından biri olan Purim’e “Yahudi Halloween’i” benzetmesi yaparlar. Yani Halloween’in, giyilen kostümlerin, balkabağı oymaların, süslemelerin, alınan verilen şekerlemelerin aslında eğlenceli bir gelenek olduğunu farkında olmadan itiraf ederler.
***
Cadılar Bayramı konusunda her ailenin kendine göre görüşleri var ve tabii ki kendi çocuklarını inandıkları doğrultuda büyütmek en doğal hakları. Yurtdışında yaşadığım yıllarda edindiğim tecrübe, bu bayramın gerçekten hiçbir dini inanışa göre kutlanmadığı. Tıpkı Şükran Günü gibi, her inanıştan insanın ailece bir araya gelip yaptığı bir aktivite olarak görüyorum. Hele de ebeveynlerin çocukları daha fazla evde tutmaya çalıştığı COVID günlerinde -maalesef yıllarında- küçük balkabakları alıp süsleme yapmanın güzel bir aktivite bile olabileceğini düşünüyorum.
Halloween’in hoşuma gitmeyen yönü ise çocuklarda açgözlülüğü tetiklemesi. Çok fazla evden fazla miktarda şekerleme almaya çalışması ve genelde fazla şekerlemeleri de kimseye bağışlamamaları. Bizim ülkemizde kapı kapı dolaşıp şeker toplama geleneği yok. COVID senelerinde zaten olmamalı. Ancak bir gün böyle bir gelenek gelirse fazla şekerlerin başkalarına bağışlanması çocuklara öğretilerek, açgözlü olmama konusunda ilk öğretiler verilebilir.
***
Çocukluk senelerini aştıktan sonra kutlanılan Halloweenler ise biraz daha parti bahanesi olabiliyor. O da aslında hiçbir dini inanışa dayanmayan, her dinden insanın katıldığı kostümlü bir parti. Ülkemizde de 31 Ekim’de sık sık kutlanıyor. Benim de COVID senelerinden evvel katıldığım, kostüm giydiğim veya evdeki elbiseleri birleştirerek yaratıcılığımı kullandığım, arkadaşlarımın yaratıcı kostümlerden ve makyajlarından çok keyif aldığım Halloween partileri oldu. Çoğundan da çok keyif aldım. Senede bir akşam kostüm giyip, eğlenmekten başka da hiçbir anlam yüklemedim. Yurtdışındaki sanal forumları okuyana kadar, Purim’le mukayese etmek bile aklımdan geçmedi. Halloween’i bir bayram olarak veya dini bir ritüel olarak görmediğimden Purim’le de mukayese etmedim. Purim’in yeri, dedemin çocukluğumda bana yolladığı kırmızı beyaz şekerli sepetin anıları, çocukların balo yaptığı zamanki mutluluğu, benim için her zaman farklıdır. İnsanı en çok yoran zaten birilerini ve bir şeyleri mukayese etmek değil midir zaten?