Yapmak – yapamamak

Avram VENTURA Köşe Yazısı
20 Ekim 2021 Çarşamba

Kimi zaman kulağıma çalınan bir sözcük ya da bir söz, okuduğum bir dize, sıradan bir görüntü, düşüncelerimi tutuşturacak birer kıvılcım olabiliyor. Nitekim bir süre önce Amerikalı roman yazarı Paul Auster’in şu sözü beni konu üstünde sorgulamaya yöneltti: 

“Bir bakıyorsun, hayatta yapmam dediğin şeyin başrolündesin.”

Bu sözü okuduğumda, o an şunu düşündüm: Acaba ben de zaman zaman aynı duruma düşüyor muyum? 

Öncelikle şunu ya da bunu hayatta yapmam diyecek denli olumsuz bir yaklaşım içinde olmadığımı sanıyorum. Bu yaşıma değin, kim bilir hangi konularda kendimce uyguladığım kural ve alışkanlıkların sınırları içinde yaşantımı sürdürmüşüm. Pandeminin bir karabasan gibi hayatımıza girmesiyle, kendimizi önemli bir değişimin içinde bulduk. Öyle ki her alandaki ilişkilerimiz, bireysel davranışlarımız, günlük alışkanlıklarımız bu süreç içerisinde giderek farklılaşmaya başladı. Geçmişte yaşanmış, romanlara konu olmuş benzeri bir olayın bir gün hayatımıza gireceği, doğrusu hiç kimsenin aklının ucundan olsun geçmezdi. Diğer ülkelerin insanları ile birlikte, yaşadığımız zorunlu koşullarıyla, bunu da görmüş olduk. Evde hiç oturamam, bütün gün yüzümde bir maskeyle dolaşamam, yakın çevremden, arkadaşlarımdan, sanat etkinliklerinden uzak kalamam diyenler, gönülsüz de olsa uzun bir süre bu duruma katlanmak zorunda kaldılar. Auster’in dediği gibi, hem de kendi senaryomuzda, başrolde bir yer alarak…

Tolstoy’un görüşüne sığınıp onun bir sözünü paylaşmak istiyorum. Ünlü Rus yazarı, bir yazısında insanın alışamayacağı hiçbir koşul olmadığını söyler; özellikle çevresindeki herkesin, aynı biçimde yaşadığını görüyorsa…

Aynı biçimde yaşamak bir yana… Kendi payıma bu virüsün, bunun bulaşmasına karşı korunmayan tüm insanlar için, bir eşitlik sağladığını düşünüyorum. Hangi yaş diliminde, hangi sosyal sınıfta isterse yer almış olsunlar, kimseye bir ayrıcalık tanımıyor. Aynı zamanda ondan korunmak için göstereceğimiz davranışlarla, hepimizi birbirimize karşı sorumlu kılıyor.

Sanırım içinde bulunduğumuz koşullar nedeniyle, konuya hep olumsuz örneklerle yaklaştım. Oysaki bir başka açıdan ele alarak, başarılı insanları düşünelim diyorum. Onlar bulundukları düzeye yapamam diyerek değil, her şeyi yapabilirim diyerek çıkmışlar, kendi alanlarında başrolü üstlenmişlerdir. Sporda, siyasette, bilimde, kısacası aklımıza gelen her konuda… Örnekleri saymakla bitiremeyiz. Hele kimi bedensel özürlü insanların başarılarını okuduğumuzda, gösterdikleri direnişe hayran olmamak elde değil.

İnsanın kendi isteğiyle olduğu kadar, istem dışı karşılaştığı olaylar karşısında gösterdiği direncin bir sınırı yok. Bu yüzden yapmam ya da yapamam sözcüklerini kullanırken yalnızca kendi gücümüzü değil, istencimizi de ortaya koymuş oluyoruz.

Auster’in sözüne dönecek olursak:

Dileyelim ki her yapmak istediğimiz, bir dayatma ya da zorunluluktan değil, kendi özgür seçimimizle olsun! 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün