2000’li yılların başlamasıyla internet her geçen gün daha da hızlanarak gündelik hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. 2020 başından itibaren internet kullanımını bambaşka boyutlara taşıyacak yepyeni bir sistem olan 5G dünyanın bir çok yerinde devreye girmeye başladı. 5G daha hızlı internet gibi algılansa da aslında gerçek anlamda işlemlerin aynı anda yapılmasını sağlayan bir sistem. Misal 5G altyapısı ile bir doktor dünyanın diğer ucundaki hastasına ameliyat yapabilecek. Otonom arabalar tek veya çoklu merkezlerden herhangi bir kazaya sebep olmadan sürücüsüz gezebilecek. Benzer mantıkla insan taşıyan drone’lar ve uçan arabalar kullanılmaya başlanacak.
İnternet üzerinde gelişen blockchain teknolojisi bir yandan yeni bir finansal düzen için gereken altyapıyı sağlarken, hızla bürokratik ve hukuksal düzene de gireceğe benziyor. Hantal bürokrasiden ve formalitelerden kaçan birey ve kurumların birbirleriyle olan ticari ilişkilerinde blockchain teknolojisini kullanmaları kaçınılmaz gibi görünüyor.
Son günlerde ziyadesiyle gündeme oturan ve şimdilik çok yeni olan üç boyutlu sanal alem olan Metaverse var. Mevcut üç boyutlu gerçek dünya yavaş yavaş sanal üç boyutlu dünyaya kopyalanıyor. Sanal gerçeklik gözlükleriyle ve çok güçlü bilgisayarlar desteğiyle oluşturulan yeni dünya belki de yakında ziyaret edilebilecek.
Sıradan insanlar olarak ne olup bittiğini anlamazken, son on yılda hayatımızın önemli bir parçası haline gelmiş olan Facebook, sanal gerçekliğe çok ciddi yatırım yapmanın yanı sıra şirketin ismini META olarak değiştirerek konuyu ne kadar ciddiye aldığını gösteriyor. İki boyutlu sanal alemin kralı olan Facebook konu üçüncü boyuta kayınca da liderliği kaybetmek istemiyor.
Elbette üç boyutlu dünyada sadece seyretmek veya bir iki paylaşım yapmanın çok ötesinde faaliyetlerde bulunmak mümkün olacak. Şu anda birkaç aktivitenin ötesine gidilemese de en fazla on yıl içerisinde birçok faaliyetin Metaverse üzerinde yapılması mümkün olacak.
Sessizce hayatımıza giren başka bir teknoloji ise yapay zeka yani ‘artificial intelligence’. Öğrenen ve kendini tekrar programlayan, yani duruma adapte olan bir zeka. Henüz başlangıç seviyesinde olmasına karşın, telefonlarımıza ve arabalarımıza girmiş durumda.
Her şeyi değiştirecek bambaşka bir teknoloji ise kuantum bilgisayarlar. Henüz tam olarak yapılamadı ama çok yoğun bir şekilde üzerinde çalışılıyor. Devreye girmesi ile nelerin değişeceğini kestirmek ise şimdiden oldukça güç.
Tüm bu teknolojiler yepyeni, bambaşka bir dünyanın kapılarını aralıyor. Kapılar açıldıkça, mevcut sistemlerin bir kısmının yok olacağını, bir kısmının ise şekil değiştirdiğini göreceğiz.
Daha az bürokrasi, daha hızlı ve adil bir hukuk düzeni, kuantum bilgisayarlar ve yapay zeka sayesinde kendi kendini denetleyen sistemler, kaynakların optimum kullanılması sayesinde daha verimli bir toplum daha az sömürü, daha az insan kaynaklı hata. Teknolojik gelişmeler bütün bunları mümkün kılabilir. Elbette insanoğlu teknolojileri birbirini yok etmek için kullanmazsa…
İçinde bulunduğumuz dönem ise hiç şüphesiz birkaç on yıl sonra yeni bir çağın başlangıcı olarak değerlendirilebilecek güçte. Nasıl veba Rönesans’ı tetiklediyse COVID-19 yepyeni bir çağın başlangıcını şimdiden başlatmış durumda.