Bu sene Vayeşev peraşası Hanuka Bayramının hemen öncesinde okunuyor. Onun için bu paylaşımımızı Hanuka Bayramı ile ilgili gerçekleştirmek isteriz.
Değerli arkadaşım Rav İzak Peres’den dinlediğim bir konuşma beni bu konuda düşünmeye zorladı. Konuşmasında büyük bilge Hazon İş’den söz eden Rabi Peres şöyle anlatıyor:
Günün birinde Hazon İş öğrencisi ile birlikte bir sokak lambasının altında durur. Bilge, öğrencisine bu lambanın neler öğrettiğini sorar. Öğrencisi yanıt veremeyince de kendisi sorusunu yanıtlar. “Bak” der “Işığın tam altında durunca hiç gölge oluşmuyor ama ışıktan uzaklaşınca gölgen büyüyerek seni izlemeye başlıyor.” Bunun anlamı da şu ki ışıktan tam olarak faydalandığın zaman gölge edecek kibir, gurur, kendini beğenmişlik gibi şeyler etrafında hiç dolaşmaz. Ama ışıktan uzaklaştığın zaman bu öğelerin seni takibe aldığını ve gitgide büyüdüklerini görürsün.
Hazon İş tarafından verilen örnek bizi kendimizi ve davranışlarımızı sorgulamaya yönlendirir. Çoğumuz ne yazık ki isteyerek veya istemeyerek unvanımızın, oturduğumuz sandalyenin, giydiğimiz kıyafetin, bulunduğumuz ortamın etkisiyle kibrimize, boş gururumuza kapılır yapmak istemediğimiz şeyleri yaparız. Nedense hiçbirimiz ışıktan yani Tora’dan azami derecede yararlanmak için gerekli çabayı göstermek konusunda çok hevesli değiliz. Çünkü alışık olduğumuz yaşam tarzını değiştirmek istemeyiz.
Hanuka Bayramı ise evimizde, sinagoglarda, çevremizde yaktığımız ışıklara en yakın olduğumuz zamanlardan biridir. Bu anlarda ışığın anlamına varabilmek hayatımızda biraz daha Tora ve mitsvalara yer verebilmek için büyük bir fırsatı yakalama şansına sahibiz. O halde bu ışıklara bakarken içimize dönmek ve kendimizi sorgulamak için Tanrı bir şans daha tanımıştır. Bu kez bu şansı kullanmaya ne dersiniz? Bu kez ışığın gerçek anlamına ulaşmak için çaba göstermek ister misiniz? Bu kez de içimizdeki boş gurur ve kibri bir yana bırakarak asıl izlenmesi gereken yola doğru bir adım atmak ister misiniz?
Bütün bunlar için yanıtınız ‘evet’ ise Hanuka boyunca yakacağımız mumlara daha dikkatli bakalım. Gelin aydınlık geleceklere bir arada yürümenin keyfini yaşayalım. Ve gelin bu güzel bayramı ebediyete kadar daha büyük coşku ve heyecanla kutlayalım.
