Son yılların belki de en tempolu derbilerinden birini izledik geçtiğimiz hafta sonu. Galatasaray ile Fenerbahçe arasında Nef Stadında oynanan karşılaşmanın çok büyük bir bölümünde ligimizin alışılageldik durağan oyun akışının aksine, ritmi ve heyecan seviyesi oldukça yüksek bir mücadeleye tanıklık ettik. Galatasaray ve Fenerbahçe’nin oyunun belirli bölümlerinde birbirlerine üstünlük kurduğu, gol pozisyonlarının fazla yaşandığı keyifli bir derbiyi geride bıraktık. Satırların yazarı olarak, “Derbiye en çok kim etki etti?” sorusuna yanıtım; Fenerbahçe Teknik Direktörü Vitor Pereira olur.
Sezon başından bu yana 3-4-3 dizilişiyle takımını sahaya süren, ülkede çok takdir toplamasa da modern futbol düzeninde beğenilen formasyonda uzun süre ısrar eden Portekizli Teknik Direktör, Galatasaray derbisinde farklı bir sistem kurgulamıştı. Sarı-Lacivertli camia tarafından üçlü savunma düzeninden vazgeçmesi yönünde yoğun telkinlerle karşılaşan Pereira, derbi mücadelesinde 4-3-2-1 dizilişiyle takımını sahaya yaydı. Fenerbahçe Teknik Direktörü geride kalan 12 haftada ısrarla hiç denemediği bu formasyonu kullanırken, sezon başından beri farklı mevkilerde görev verdiği ve aslen kanat hücumcusu olan Ferdi Kadıoğlu’nu sağ bek pozisyonunda değerlendirdi. 22 yaşındaki oyuncu da bu sezonki istikrarlı ve beğeni toplayan oyununu derbide ortaya koymayı başarırken, Pereira’nın tercihinde yanılmadığını ortaya koydu.
Vitor Pereira’nın maça damgasını vuran bir diğer tercihi ise; İrfan Can Kahveci ile Mesut Özil’i on birde birlikte kullanması oldu. Teknik kapasite seviyesi oldukça yüksek olan bu iki oyuncuya sezonun geride kalan bölümünde çok fazla şans vermeyen -ki yaşanan sakatlıklar da buna engel oldu- Pereira, Galatasaray derbisinde iki yıldızını birlikte oynattı. Maçın ilk ve son 20 dakikalık bölümleri dışında Fenerbahçe oyuna ağırlığını koyarken, bu sekanslarda İrfan Can ile Mesut’un becerileri Sarı-Lacivertli takımın birinci ve ikinci bölgeden üçüncü bölgeye geçişlerini rahatlattı. Yaklaşık 50 bin seyirciyi arkasına alan Galatasaray’ın oyununun bu bölümlerinde yetersiz kalışlarında da İrfan Can ile Mesut’un payları büyük oldu. Nitekim, Fenerbahçe’nin attığı ilk golde İrfan Can’ın attığı usta pası alan Mesut Özil yaklaşık 40 metrelik sprintinin ardından topu filelerle buluşturmayı başardı.
Vitor Pereira’nın maça damgasını vuran bir diğer tercihiyse, 70. dakikada yaptığı oyuncu ve formasyon değişiklikleri oldu. Bu dakikada savunma düzenini yeniden üçlü/beşliye döndüren Portekizli çalıştırıcı, takımın iki teknik oyuncusu İrfan Can Kahveci ve Sosa’yı kenara aldı. Yapılan değişiklikler neticesinde kalan 20 dakikada topu Galatasaray’a bırakan Fenerbahçe, yoğun baskı ve yüksek ritimle hücum eden rakibinin ataklarını karşılaşmakta zorlandı. Sarı-Kırmızılılar oyuna hükmettikleri son bölümde 4-5 net gol pozisyonunu değerlendiremezken, ev sahibi adına kaçan balık büyük oldu.
Vitor Pereira’nın tercihiyle transferin son saatlerinde takıma katılan Miguel Crespo duraklama dakikalarında maçı bitiren golü kaydederek, takımına deplasmanda bir derbi galibiyeti yaşattı. Ki o Crespo, otoritelerin yoğun eleştirilerini almasına karşın Pereira tarafından ısrarla desteklenmiş bir Fenerbahçe oyuncusuydu. Fenerbahçe teknik direktörünün hem sezon başında hem sezonun devamında hem de karşılaşma içinde yaptığı Crespo tercihleri -ironik bir şekilde- galibiyet ibresini Sarı-Lacivertlilere döndürdü.
Oyuncu performanslarından bahsetmişken, Fenerbahçe’nin bu önemli derbiden üç puanla ayrılmasında önemli sorumluluklar üstlenen Güney Koreli savunma oyuncusu Kim Min-Jae ve kaleci Berke Özer’den de bahsetmemek olmaz. Kariyerinde ilk kez böylesine ateşli bir derbide forma giyen 21 yaşındaki Berke yaptığı kritik kurtarışlarla, Min-Jae de hayati müdahalelerle Fenerbahçe’nin Galatasaray karşısında yaşadığı zaferde önemli rol oynadı. Sarı-Kırmızılılar adına da Kerem Aktürkoğlu’nun yakaladığı ivmeyi not düşmek gerekiyor. Son dönemin en formda oyuncusu olarak aldığı takdirlerin hepsini anasının ak sütü gibi hak ediyor.
Hakem kararlarının elbette damgasını vurduğu, düdüklerde standarttan sapmaların yine yaşandığı bir derbi maçını arkamızda bıraktık. Bu kez dağın fare doğurmadığı, temponun, ritmin, futbol keyfinin yoğun yaşandığı heyecanlı bir derbiyi tarihin sayfalarına kattık. Fenerbahçe’nin derbiyi kazanırken üç puanı Teknik Direktör Vitor Pereira’nın etkisiyle aldığını söyleyebilmek pek kolay değil. Fakat oyunun 90 dakikalık akışına Portekizli teknik adamın olumlu veya olumsuz tercihleriyle net bir şekilde dokunduğunu gözlemleyebilmek mümkün.