Vayigaş peraşası aslında kardeşlerin bir araya gelmesinden dolayı mutluluk ancak Yaakov’un Mısır’a gitmesinden ve sürgünün ilk kıvılcımlarının belirmesinden dolayı da hüzün hissettiren bir peraşadır. Bu peraşada Yaakov Paro’nun davetine icabet ederek her şeyiyle birlikte Kenaan topraklarından Mısır ülkesine gider. Tanrı’nın atalarla son teması da bu peraşada görülür ve Yaakov’a Mısır ülkesine giderken birtakım güvenceler verir. Yaakov Mısır’a giderken Yeuda’yı önden gönderir. Pasuk “Leorot lefanav Goşna / Goşen’e giden yolu göstermek” ifadesini kullanırken aslında Yaakov’un amacı orada herkese yol gösterecek bir ‘öğrenim evi’ kurmaktır. Böylece Mısır ülkesinin olumsuz ortamında Bene Yisrael kendisini eğitimle muhafaza edebilecektir. Raşi burada Yaakov’un bu girişimini Erets Yisrael’den Mısır’a doğru giderken ilk talimatı olarak değerlendirir.
Rabi Yitshak Luria, Yaakov’un Mısır’a taşınmasıyla başlayan sürgünün aslında Yahudi tarihinin bütün sürgünlerini kapsadığını öğretir. Gelecekte acı çekilen bütün sürgünlerin kaynağı ve kökünün Mısır sürgünü olarak değerlendirildiği bu öğretide Arizal Şemot kitabında yer alan “Ayamim arabim /çok günler” ifadesine dikkat çeker. ‘Birçok’ anlamına gelen ‘rabim’ sözcüğü ‘Reş’ ile Roma, ‘Bet’ ile Babil, ‘Yud’ ile Yavan yani Yunan ve ‘Mem’ harfi ile de Med ve Pers sürgününü işaret etmektedir.
Bu öğreti aslında Yaakov’un Mısır’a giderken neden ‘öğrenim evi’ kurmak istediğini ve Tora eğitiminin önemini vurguladığını göstermesi açısından çok önemlidir. Or Ahayim adı ile bilinen Rabi Hayim ben Atar, Vayhi peraşasında yer verdiği açıklamasında Yahudi toplumunun bütün kalbiyle Tora öğrenimine ‘dahil’ olmadığı sürece kurtuluşun gelmeyeceğini paylaşır. Tora öğrenmek nihai kurtuluşun değişmez ön koşuludur. Yaakov bu talimatla nesillerinin katlanmak zorunda kalacakları sürgünlere dayanmanın ve kurtulmanın çaresini en başından izah etmektedir. Bu da Tora öğreniminden başka bir şey değildir.
Yaakov böyle bir anda Tora çalışmanın önemini işaret ederken adeta bu günlerde yaşadığımız ortamı önceden görebilmiştir. Günümüzde bizler Tora öğrenmek için değil aslında öğrenmemek için çaba göstermekteyiz. Önceliklerimiz arasında Tora öğrenmek ne yazık ki ön sıralarda yer almamaktadır. Bu da beklediğimiz kurtuluşu geciktirmektedir.
Talmud’a göre ebedi dünyaya gittiğimizde bizlere sorulacak sorulardan biri ‘kavata itim laTora / Tora öğrenimi için zaman fikse ettin mi’ şeklindedir. Yani hepimizin Tora öğrenmek için her gün mutlaka belirli bir zamanı ‘belirleme’ zorunluluğumuz vardır. Ancak Nahariya’dan Rabi David Abuhatsera Mişle 22/23’e dayandırdığı öğretisinde ‘kavata’ sözcüğünün belirlemek anlamının yanı sıra ‘çalmak’ anlamına da gelebileceğini öğretir. O halde ebedi dünyada bize sorulacak soruyu daha farklı bir şekilde okumaya çalışalım.
Hepimiz çok meşgulüz. İşlerimiz başımızdan aşkın. Hiç vaktimiz yok. Bu yorgunluğun üzerine ancak televizyon seyrederek biraz dinleneceğim. Yani bir maç bile seyretmeyelim mi? Şöyle bir uzansam da bir keyif yapsam. Bize çok tanıdık gelen ifadeler bunlar. Evet, yaşamda bunlara da yer var. Bunlar için de zaman bulmak gerekir. Ancak yukarıda ebedi âlemin girişinde sorulacak soruyu şöyle okumaya ne dersiniz? Bize sorulacak soru sadece Tora öğrenimi için zaman ‘belirlemek’ değil diğer uğraşlardan, keyifle geçirdiğimiz vakitten ve günlük işlerden zaman ‘çalıp’ çalmadığımız anlamına gelecektir. Yaakov Avinu’nun en önde gelen önceliği bu olduğu gibi kendimiz için, çocuklarımız için, geleceğimiz için ve tabii Final Geula için hepimizin önceliği Tora öğrenimi olmalıdır.
Ayakta kalmamız ve var olmamız için Tora öğrenimi vazgeçilmezdir.