Ali Koç başarısız mı?
2018 yılının haziran ayında Fenerbahçe Spor Kulübü başkanlığına seçilen Ali Koç yaklaşık 3,5 yıldır bu görevi yürütüyor. Özellikle futbolda hiç kupa alınamaması nedeniyle tribünler tarafından zaman zaman istifaya davet edilen Ali Koç, bu süreçte başarılı mı başarısız mı oldu?
Teknik Direktör Seçimleri
3,5 yıllık görevi süresince Ali Koç, birçok teknik direktörle çalıştı. Göreve geldiğinde teknik direktörlük koltuğunda oturan Aykut Kocaman ile yolları ayıran Ali Koç, göreve Philip Cocu’yu getirdi. Alınan kötü sonuçlardan sonra 15.haftada Cocu’yu görevden alan Koç, takımı o zamanki yardımcı antrenörlerden Erwin Koeman’a teslim etti. Koeman ile dokuz maça çıktıktan sonra, Ersun Yanal yeniden takımın başına geçti. Bir dönem Tahir Karapınar yönetiminde maçlara çıkan Sarı-Lacivertliler, geçen sezonun başında Erol Bulut ile anlaştı. Sezon bitmeden Erol Bulut’un da görevine son verildi ve sezon Emre Belözoğlu ile tamamlandı. Bu sezon başında da yine bir değişiklik yaşandı; Emre Belözoğlu ile yola devam edilmeyip, Fenerbahçe’nin eski teknik direktörlerinden Vitor Pereira ile anlaşıldı. Böylece Ali Koç yönetimi şu ana kadar hiçbir sezonu başladığı teknik direktörle tamamlayamadı.
İlk üç yıllık döneminde göreve geldiği zaman, bu dönemi tek bir teknik direktör ile geçirmek istediğini söyleyen ancak bunu gerçekleştiremeyen Ali Koç’un teknik direktör seçimlerinde başarılı olamadığını söyleyebiliriz. Kamuoyunun eleştirilerini çok dikkate alan ve taraftarın isteklerini hemen kabul eden bir yaklaşım gösterdi bana göre. Örneğin Ersun Yanal seçimi tribünlerin tezahüratlarıyla gerçekleşti, ki kendisiyle çalışmak istemediğini daha önce beyan etmişti Ali Koç. Her sezona yeni bir teknik adamla başlamak yerine istikrar sağlayabilseydi belki de daha başarılı olabilirdi.
Transferler
Fenerbahçe Ali Koç başkanlığında 3,5 yılda 60’ın üstünde transfer gerçekleştirdi. Kalite anlamında iyi oyuncular olmasına rağmen, Fenerbahçe forması altında performans veremeyen oyuncular olduğu gibi; Fenerbahçe kalitesinin altında oyuncular da transfer edildi. Örneğin İslam Slimani, Mbwana Samatta gibi oyuncular Sarı-Lacivertli forma altında beklenen performansı veremedi. İki oyuncu da ayrıldıktan sonra başka takımlarda goller atmaya devam ettiler. Diego Reyes veya Adil Rami gibi oyuncular ise boşuna transfer edildi. Menajerlere ve menajerlik şirketlerine fazla bağımlı hale gelindiğini söyleyebiliriz. Bu kadar transfer yapılması hem kadroda şişkinliğe sebebiyet verdi hem de oyuncuları mutsuz etti. Özellikle ilk sezonda mali kısıtlamaların da etkisiyle kiralama yolunca giden Fenerbahçe, İrfan Can Kahveci’ni ise bonservis ödeyerek gerçekleştirdi.
Mali Yapı
Başkan Ali Koç’un bana göre en başarılı olduğu konu mali yapının yönetilmesi. Hem UEFA kısıtlamaları hem de Türkiye’deki harcama limitleri nedeniyle, rahat hareket edilemeyen bir dönemde bu kadar çok transfer yapılması aslında bir başarı. Sponsorluk anlaşmaları, bankalara karşı sergilenen duruş, federasyon ile bu konulardaki görüş alışverişleri bana göre Ali Koç’un ekonomik anlamda çok başarılı olduğunu gösteriyor. Ayrıca statta ağırlama paketleri, futbolcuların maçta giydikleri formaların satışı gibi yeni projeler de geliştirildi. Önümüzdeki sezondan itibaren UEFA ile anlaşmanın gereklilikleri yerine getirilir ve daha rahat hareket alanı elde edilebilirse; ekonomik anlamda daha da olumlu bir tablo görebiliriz.
Diğer Branşlar
Fenerbahçe diğer sporlara da yatırım yapan ve o branşlarda da başarılar elde eden bir kulüp. Basketbolda Ali Koç göreve geldikten bir sezon sonra Zeljko Obradovic’in gidişi ile eski başarılardan biraz uzak kalınmış görünüyor. Ancak bu noktada Ali Koç’un bir hatası veya eksiği olduğunu düşünmüyorum. Obradovic pandemi nedeniyle yarıda kalan sezonda da maalesef başarısız olmuştu ve doymuş kadronun da değişmesi gerekiyordu. Önce İgor Kokoskov sonra Sasha Djordevic ile çıkılan yolda belki henüz istenen başarı gelmedi ancak şube yönetimi yapısını korudukça o günler gelecektir. Kadın basketbol ve voleybol gibi branşlarda da iddialı kadrolar kurulmaya devam ediyor.
Sonuç
Ali Koç bazı söylemlerinde üçer yıllık iki dönem başkanlık yapmak istediğini belirtiyordu. Sportif başarılar gelmese de Başkan’ın bu dönemi tamamlaması gerektiğini düşünüyorum. Bu sürenin sonunda değerlendirme yapılarak ondan sonraki dönem için devam edip etmemesi gerektiğine karar verilir. Zira sürekli teknik direktör değişikliğinin olumlu etkilerini göremediğimiz gibi başkan değişiminin de olumlu yansıması olacağını sanmıyorum.