Pazar gecesi Jerusalem Post’un web sitesinde Deltacron adlı yeni bir COVID varyantının ortaya çıktığını okuduğumda, aklıma Sevgili Tilda Levi’nin yılbaşından önceki yazısı geldi. “Delta mı Omicron mu?” adlı yazısı yılbaşı hislerime tercüman olmuşken, her geçen gün çıkan yeni varyantlara Delta’nın genetiğine benzer, Omicron’un da mutasyonlarına sahip Deltacron’u da yazısının başlığına eklemek istedim. Ünlü çiftlerin isimlerinin ilk hecelerini birleştirip türetilen Bennifer kıvamında aşk isimleri gibi olamamış Deltracron. Kulağa da çok sempatik gelmiyor.
***
Pandemide iki yılı devirip, iki yıl boyunca maske, mesafe ve aşılarla kendimce kendimi korumuşken, geçtiğimiz hafta üçüncü Biontech aşımdan yaklaşık yirmi gün sonra Omicron’a yakalandım. Bitecek gibi durmayan alerjik bir nezleye yakalanınca, sadece psikolojim rahat etsin diye yaptırdığım PCR testi hiç tahmin etmememe rağmen pozitif çıktı. Aşı olduğum için Omicron’u sadece ağır bir nezle ve yorgunlukla atlatan şanslılardanım. Ancak aşılarından aylar geçmiş veya hiç aşı olmamış kişiler benim kadar çabuk atlatamayabilirler. PCR testim pozitif çıkınca son iki haftadır görüştüğüm herkese ve aileme hemen haber verdim. Herkesin test olmasını sağladım. Çıkan her negatif sonuç beni çok mutlu etti. Geçmişte bazı insanların COVID olduklarını çevrelerinden sakladığını duymuştum. Neyse ki benim ailemde veya arkadaş çevremde böyle birileri yok çünkü bunu saklamak, Omicron gibi milyonlarca kişiye büyük bir hızla yayılan bir varyant zamanı, başka insanlara yapabileceğiniz en büyük kötülük. COVID sonrası karşılaşabileceğiniz “Aşı olan da COVID oluyor”, “Çok mu gezdin?”, özellikle de “Kimden kaptın?” gibi sorulara da kulağı kapamak gerekiyor. Ben en çok “kimden kaptın?” sorusuyla karşılaştım. Hiç fikrim yok ama benim için önemi de yok. Pozitif olduğumdan önceki son on güne kadar indiğimde, pozitif olan başka bir yakınım da yok. İnsanların “kimden kaptın” dedektifliğinin nihai hedefini anlayamadım. Bu yazıyı yazmadan saatler önce yaptırdığım PCR testi negatif çıktı. Üç aşıdan sonra Omicron kapmak insanın biraz ağırına gitse de, yine o üç aşı sayesinde Omicron bir grip kıvamında geldiği gibi gitti. Herkes hafif geçirmeyebilir o yüzden lütfen gereken önlemleri ihmal etmeyin. Bir de Omicron zamanında “Bir nezle için PCR mı yaptırılır?” düşüncesinden çıkmak gerekiyor…
***
Zorunlu ev izolasyonum olan günlerde doğal olarak her COVID’li gibi ben de bol televizyon izledim. Hastalığımın üçüncü gününde Netflix’de yayına giren Kulüp dizisinin ikinci sezonu benim için güzel bir sürpriz oldu. Türk tarihinin gayrimüslimlerle ilgili hassas yaralarını cesurca işleyen diziye, oyunculuklara tekrar hayran kaldım. Gökçe Bahadır, Salih Bademci ve tüm kadronun oyunculukları paha biçilemez ama ikinci sezonda Suzan Kardeş’in oyunculuğunu hayranlıkla izledim. Duygulandım, son bölümde çok ağladım. Dört bölüm değil on dört bölüm daha olsa izlemek isterdim ama bitişi bile yerinde ve güzeldi. Sadece oyunculara değil emeği geçen herkese tekrar teşekkürler, cesaretiniz, insanlığınız ve güzelliğiniz için…