Bene Yisrael Sina Dağının eteklerinde kamp kurmuş durumdadır. Tora’nın alınmasına çok az zaman kalmıştır. Tanrı Bene Yisrael’in kurallara uyacaklarına dair Moşe Rabenu’nun halka konuşmasını emreder. İfade “Ko tomar levet Yaakov vetaged livne Yisrael / Yaakov evine şöyle söyle ve İsrael oğullarına emret” şeklindedir. Tanrı bilginin öncelikle kadınlara yumuşak bir ifade ile söylenmesini ancak daha sonra erkeklere emir şeklinde iletilmesini söylemektedir. Neden kadınlara erkeklerden önce söylenmelidir? Neden kurallar iletilirken farklı tonlamaya gerek vardır? Bu soruların yanıtlarını ararken İzmir’de öğretmenim Ribi Şemuel Kohen’in (Z’L’) bir öğretisini paylaşmak beni mutlu kılacak.
Yahudi tarihi boyunca kadınlar evin direği gibi davranmış ve ‘yirat şamayim’ yani Tanrı korkusu ve saygısını hep yüreklerinde hissetmişlerdir. Onlara bir şey söylendiği zaman yerine getirmiş, uygulama konusunda öncü olmuşlardır. Bu yüzden öncelikle onlara gerekli ifadeleri iletmek, bunu yaparken yumuşak bir ton kullanmak gerekir. Erkeklerimiz ise genellikle hayat şartlarından mıdır bilinmez emirlere uymak konusunda pek hevesli değildir. Bunun için onlara daha kesin bir ifadeyle konuşmak hatta emretmek gerekir. Bu açıklamayı destekleyen bir öğretiyi Gemara Bava Batra 141’deki ifadeyle vermeye çalışacağız.
“Bat Tehila Siman Yafeh Le'banim” sözü ilk çocuk eğer kızsa ondan sonra erkeklerin de doğacağı anlamını taşıyan bir ifadedir. Rabiler bu sözün daha derin bir yorumunu sunar. Yahudi yaşamındaki kadınlar genellikle daha özel bir role sahiptir, ev işlerini yürütür ve çocuklara bakar. Erkekler ise geleneksel olarak ev dışında daha çok zaman geçirir. Buna göre sembolik olarak, kadın ‘yirat şamayim'i temsil eder.
Bazı insanlar, saygı görmek için toplumda, dindar ve dürüst bir şekilde davranır, ancak özel hayatlarında aynı standartlara uymayı başaramazlar. Gecenin herhangi bir saatinde insanlara yardım için çırpınır görünen ancak aynı özeni eşi ve çocuklarına göstermeyen kişiler de mevcuttur. Kaşerut kurallarının en katı standartlarına uyarken faturaları ödemek konusunda duyarsız davranan insanlar da olabilir. Bu tür insanlar dıştan dindar görünür, ancak ‘yirat şamayim’ dediğimiz Tanrı korkusundan yoksundurlar. Tanrı’nın kendisini her zaman izlediğini gerçekten hisseden bir kişi hem kamusal hem de özel alanda uygun, ağırbaşlı ve dürüst bir şekilde hareket edecektir; sinagogda, ofiste, evde ve tatilde kısacası her yer ve durumda davranışları aynı güzellikte olacaktır. Gemara bize Tanrı tarafından izlenmenin farkındalığının Tora için bir önkoşul olduğunu öğretir. Her şeyden önce, içimizde Tanrı tarafından izlendiğimiz hissini uyandırmalıyız. Öncelikle ‘bat’ yani kız çocuğa sahip olmak aslında Tora yolunda öncelikle ‘yirat şamayim sahibi olmak anlamına gelir. Uygulamalar, mitsvot daha sonra ‘banim’ yani erkek çocuklar gelecektir.
Şulhan Aruh’a yazmış olduğu eklemelerle çok iyi tanınan Rama olarak bilinen Krakow şehrinden Rabi Moşe İserles, Şulhan Aruh’un hemen başında Teilim’deki önemli bir cümleyi paylaşır: “Şiviti Ad… lenegdi tamid.” Bu cümle Tanrı’nın her zaman karşımızdaymış gibi kalbimize yerleştirildiğini anlatır. Alaha konusundaki en önemli kitaplardan birinin başında bu ifadenin yer alması bu prensibin uygulamaların bile önünde olduğunu öğretmektedir. Tanrı bizleri sadece toplum önünde değil her yerde ve her zaman izlemektedir. Toplum içinde kurallara uygun davranıp özel hayatında bambaşka bir insan olmak Yahudiliğin arzuladığı veya emrettiği bir davranış şekli değildir.
Evet, erkek toplumsal rolü gereği işte çalışmakta, sinagogda dua etmekte, sosyal alanda yardım yapmaktadır. Günümüzde bunu yapan kadınların sayısı da oldukça fazladır. Ancak bu etkinlikleri yerine getirirken ilk adım Tanrı korkusunu yani kadınlarımızın içinde taşıdıkları ‘yirat şamayim’i içselleştirmek ve Teilim 16’da yazılan o cümleyi gözümüzün önünden ayırmamaktır.
Tora literatürünün tamamının yüklendiği bir bilgisayar istediğimiz sorunun yanıtını anında verebilir. Ancak bu bilgisayar Tanrı korkusu taşıyamayacağı için bütün literatürü bilse de çok bir şey ifade etmez. Benzer şekilde bizler de ‘yirat şamayim’ olmadan bilgi ve uygulamanın kıymeti tartışılabilirken ‘yirat şamayim’ çok farklı şeyler kazanmak yolunda bir adımdır. Teilim 111’de “Reşit hohma yirat Ad…” cümlesi Tanrı korkusunun bilgelikten önce geldiğini vurgular.