Buz gibi soğuk Moskova…
Kızıl Meydan’a doluşmuş genci yaşlısı birbirleriyle kaynaşan aileler…
Noel ve yeni yıl tatilinin keyfini sıcak şaraplarını yudumlayarak çıkarırken, Rus yetkililer Amerika ve NATO müttefikleriyle güvenlik ve olası savaş ihtimali hakkında gergin görüşmeler için masada…
Rus televizyonlarında Ukrayna’nın Sovyetler zamanından kalma heykellerinin yıkılması ve yok edilmesi mütemadiyen ekranlarda gösteriliyor. Geçtiğimiz yaz Lviv’de Nazileri mağlup eden Sovyetler Birliği ordusu şerefine dikilmiş heykelin, yıllarca görkemiyle şehrin bir parçası olduğu halde yıkılması Rusya’da kutsal kabul edilen zafere büyük saygısızlık olarak nitelendirildi. Tepkiler büyüktü…
Taaa Şubat 2014’ten bu yana süregelen Kırım’ın ilhakı hususunda Amerika ve Avrupa ülkelerine geçtiğimiz ay taleplerini ileten Putin’in ‘ültimatomları’ yerine ulaştı.
Amerika Birleşik Devletleri’nin Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etme üzerine kurduğu planlar hakkında atacağı adımlar Soğuk Savaş anılarını mezarından çıkarmışa benziyor.
Gerginlikte hayat bulan yeni bir soğuk savaş…
2022 model Rus-Amerikan gerginliği desek yeridir…
Yıllardır Amerikalı yetkililer Rusya’yı alevlendirmeden Ukrayna’ya nasıl askerî ve tıbbî yardım yapacağı konusunda son derece ‘nazik’ davranmaya çalışsa dahi Afganistan’da 20 yıllık mevcudiyetin gerisinde bıraktığı kargaşa Amerika’nın başarısı hakkında huzursuz bir beklenti bırakıyor…
Geriye dönüp Ukrayna Rusya için ne demek diye bakmak şart.
Kırım 1783 yılında Rusların eline geçiyor. 1954’te ise Nikita Khrushchev’in, Kırım’ın yargı yetkisini Rus Sosyalist Cumhuriyetinden alıp Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyetine vermesiyle istikbali şekilleniyor.
Her ikisi Sovyetler Birliğine dahil idi. Ancak Sovyetlerin dağılması Kırım’ın Rusya’dan kopuşu oluyor…
Putin yıllardır Rusya’nın Ukrayna üzerinde hak iddiası ve tarihsel bağları üzerinden ciddi bir algı yönetimi yapmakta… Putin’e göre Ukrayna Rusya’dan ayrı tutulamaz ve Ukrayna’nın bağımsızlık hamleleri batı kışkırtmasıyla Rusya’nın istikrarını zedeleyerek iç işlerine karışma çabasını barındırıyor.
Washington’ın bu durumda nasıl yol alacağı merak konusu…
Rusya’nın bir sonraki hamlesi ne olacak?
Ukrayna ve Rusya sınırında konuşlanmış 100 bin Rus askeri tetikte…
Daha geçtiğimiz günlerde Ukrayna devlet web siteleri Rus hackerler tarafından çökertildi. Kiev’de sistem sürekli taarruz altında.
Biden hükümeti ise CIA ve Pentagon’un lâzım olduğu takdirde Ukraynalı milislere ve askerlere destek vereceğinin sinyallerini iletiyor. Yetkililerin açıklamalarına göre, Ukrayna’nın milis güçlerini Polonya, Romanya ve Slovakya gibi bölgedeki ülkelerde eğitmek ve sınırlardan rahatça içeri sokabilmek mümkün.
New York Times’da çıkan haberlerde Amerika’nın Kiev’e 2,5 milyar dolarlık askerî yardımda bulunduğu belirtilirken, istihbarat gibi konularda da desteğinin sürdüğü biliniyor.
Ukrayna eski Savunma Bakanı Andriy Zagorodnyuk’un Atlantic Council için yazdığı raporda “doğru yönlendirme ve güçlü bir silahlanma ile Ukrayna’nın işgal edilme ihtimali oldukça düşük.”
Bir isyanı beslemek ve desteklemek kuşkusuz zor. Uzun süren bir askeri müdahalenin yılgınlığı, morallerin çöküşü, hava şartları gibi temel sorunları aşmak mümkün olsa bile gayet sıkıntılı bir süreç.
Duruma dair endişeleri belirten Center for Strategic and International Studies’in (CSIS) Uluslararası Güvenlik Programı Direktörü Seth Jones, “Rusya’nın Ukrayna’da milislere ve askeri oluşumların tümüne karşı ani, sert ve kanlı müdahalesinin olma” ihtimali yüksek açıklamasında bulundu. Jones “Rusya’nın Ukrayna ile sınırına yeni bir demir perde inşa etmesinin” beklendiğini de ekledi.
Bütün bu süreçte Amerika ve Avrupa’nın tutumu izlenirken Putin’in hamleleri de tahlil konusu oldu.
Putin, Rusya’yı Amerika ile müzakere masasına oturan Avrupa’nın büyük siyasi güçlerinden biri yaptı. 2014’te Obama’nın Rusya için “bölgesel bir güç” tanımlamasının yerine küresel bir kuvvet olarak görmek artık çok mümkün. Putin Kırım’ı ilhak etmesiyle Rus halkının yüzde sekseninin desteğini alarak bir ulusal sempati de kazandı.
Amerika, dış politikasında Çin ile mücadeleye odaklanacak iken Rusya’nın Ukrayna ve Belarus üzerinde kurmak istediği hakimiyet bütün planları değiştirdi.
Rusya hem Amerikan dış politikasını yönlendiren büyük bir Avrupa ülkesi olarak karşımıza çıkarken, NATO’nun Ukrayna’yı üye olarak kabulüne ise şimdilik mâni olmuş gibi görünüyor…
Tabii şimdilik…