1 G'li 5 yıldızlı tam pansiyon otel

Selin KANDİYOTİ Köşe Yazısı
26 Ocak 2022 Çarşamba

Nihayet Instagram algoritması doğru reklamı karşıma çıkarmayı başardı. Tebrikler Mr. Zuckerberg. “Burning Man’e mi gidiyorsun, ben uzaya gidiyorum. Hava atma haklarını kazanmak için uzaya gidin!” Reklamı Türkçe’ye çevirdim diye kulağa adi bir reklam gibi gelmedi, İngilizce haliyle bile berbat bir reklamdı ama konu uzay yolculuğu olunca ben tıklarım ve tıkladım. Space Perspective şirketi basınç korumalı bir kapsülün içinde sekiz kişiyi devasa bir balon yardımıyla 30 kilometre yukarı çıkarmayı vadediyordu. Kişi başı 125 bin dolara Dünya’nın ‘düz olmayan!’ kıvrımını ve hiç görmediğiniz parlaklıktaki yıldızları görecek ve aynı zamanda lüks kabinde kokteylinizi yudumlayacaksınız. Yukarı çıkarken de aşağı inerken de bedeniniz üzerindeki zorlayıcı G kuvvetini hissetmeyeceksiniz çünkü balon sayesinde çıkış ve iniş yavaş ve yumuşak olacak. 2024 sonu başlayacak olan bu seyahatlerin ilk yılının kotası olan 25 uçuşunun biletleri satıldı. Bir başka şirket World View Space dilediğiniz çıkış noktalarından -Mısır’da piramitlerden, Brezilya’da yağmur ormanlarından, Norveç’te kuzey ışıklarından, ABD’de Grand Kanyon’dan Avustralya’da Great Barrier Mercanlarından, Moğolistan’da Çin Seddinden, Kenya’da Serengeti Parkından olmak üzere- kişi başı 50 bin dolara aynı balonlu seyahati vadediyor. Beş gün boyunca kalkış noktalarını gezmek de bedava. Bu biraz fazla ucuz mu oldu ne?

Zuckerberg bu paketlerin beni kesmeyeceğini gayet iyi biliyor. Karşıma bu sefer uzay oteli reklamı pop up ediyor. Tıklarım demiştim. 2027’de’de açılacak olan, yerden 300 kilometre yükseklikteki Voyager Station otel 280 misafiri ağırlayacak, 112 kişilik mürettebattan oluşacak; içinde konser salonu, gym ve sinema salonu bile olacak. Yani uzaya gittiniz diye anti-gravity (yerçekimsiz) yoganızı aksatacak değilsiniz. Gerçi uzay otelinde yerçekimi olmayacağına göre anti-anti gravity yoga yani normal yoga yapmak isteyeceksinizdir. Herkesten farklı bir şey yapıyorsunuz diye yargılayan gözlerle dünyada baş ettiniz, şimdi geri adım atacak haliniz yok. İşte bu otelde o da sağlanıyor. Yani yerçekimi.

Interstellar filminde yörüngedeki Endurance uzay gemisinin, arka fonda Dünya, Hans Zimmer’ın büyüleyici müziği eşliğinde dönmeye başladığını ve Cooper’ın 1G anonsundan sonra “Arkadakiler yerçekimi size iyi davranıyor mu?” diye sorduğu sahnesini düşünün. Şimdilik sadece filmlerde gördük ama 1900’lardan beri yapay yerçekimi yaratmak için önerilen bir yöntem bu. Voyager Station’da ilk başta yerçekimi Ay’ınki kadar yani Dünya’dakinin altıda biri olacak. Bu geminin kendi etrafında dakikada 1,5 kez dönmesi ile sağlanabilir. İlerleyen senelerde önce yerçekiminin Mars seviyesine (Dünya’nın üçte biri) daha sonra da Dünya’mızınkine eşitlenmesi hedefleniyor. Bana kalsa ben ilk yıllarda gider, Ay’da yaşayacağım hissi yaşamak isterdim, kim bilir belki havada 3-5 parende de atabilir, azıcık atletizm hevesimi alırım.

Evrenin Sırları köşesini var eden soru gelsin şimdi de: Nasıl? Dönüşle nasıl yapay yerçekimi oluşuyor? Yazının azıcık kazık olan fizik kısmına geldik, sonuçta burada evreni anlamaya çalışıyoruz.

Öncelikle dönen cisimlere hayatımızın birçok yerinde rastlıyoruz. Çamaşır makinesinin çamaşırları kurutması, lunaparkta dönen salıncakların merkezden dışarı doğru açılması, virajda dönen arabaların içinde seyahat edenlerin virajın ters yönüne doğru cama yapışması gibi. Bir de ‘bunu evde deneyin’ diyebileceğim bir deney: bir bardak suyu hızlıca başınızın üzerinden döndürürseniz su dökülmeyecektir.

Newton der ki, eğer bir cismin üzerine dış bir kuvvet etki etmiyorsa bu cisim duruyorsa durmaya, hareket ediyorsa hızını veya yönünü değiştirmeden hareketine devam eder. Yani dış bir kuvvet yoksa cisimler hareketlerini ve yönlerini korumaya çalışır.

Şimdi dönen tekerlek şeklinde bir uzay gemisine bindiniz. Ve doğal olarak o dönüş ile birlikte içindeki hava ve tüm eşyalarla, duvarlarla siz de hareketinize başlayacaksınız. Hızınız aynı kalacak. Hareketine düz bir şekilde başlayan bir cisim hareketine düz devam edecektir. Fakat bu tekerlek şeklinde dönen uzay gemisinin içinde düz gitmeye çalışırken eninde sonunda geminin yeriyle çakışacaksınız. Size göre sanki yönünüz değişmiş gibi oldu. O zaman size göre yönünüzü değiştiren bir kuvvet olmalı. Bu kuvvet merkezkaç kuvveti. Sağlam yer sizin ayaklarınıza bir güç uygulayacaktır. Bu da onun karşıt gücü olan merkezcil kuvveti. Bu iki kuvvet birbirine etki eder ve siz de aynı dünyada olduğu gibi yerçekimi hissedersiniz. Dünyanın yerçekimi sizi aşağı çeker, üstüne bastığınız yer yukarı kuvvet uygular ve siz (batmadan, uçmadan) durursunuz. Araba örneğindeki gibi, sizi virajın öbür tarafına iten bir güç aslında yoktur. Sizin düz gitme isteğiniz döndüğünüz için sizi cama yapıştırır. (Merkezkaç) Arabanın dönmesi ise gerçek bir güçtür; arabanın tekerlekleri asfalta sürtünmüştür. (Merkezcil) Zaten sürtünmeseydi araba düz yol almaya devam ederdi.

Tekerleğin merkezi yani dönüşün başlatıldığı noktada merkezkaç kuvveti oluşmaz, merkezden ne kadar uzaksanız yapay yerçekimi hissi o kadar fazla olur. Bu yüzden uzay gemisinde odalar tekerleğin en dış çeperinde olacak. Merkezkaç kuvveti tekerleğin çapı ile ve dönüş hızı ile bağlantılı. Dünyadaki yerçekimine yakın hissetmek için geniş bir tekerleğin dakikada beş dönüş yapması yeterliyken onun dörtte biri çapında bir tekerleğin dakikada on dönüş yapması gerek.

Tekerlek şeklindeki Voyager Station Hotel’in dış çeperinde tatlı bir yerçekimi yarattığımıza göre iyi bir ödeme planı oluşturduktan sonra artık seyahatin her anında mavi yeşil ve beyaz renklerindeki güzelliğin simsiyah boşluktaki farklı kıvrımlarının seyrinin keyfini çıkarabiliriz ve çıkaracağız, on sene dayanın, beş milyon dolar biriktirin.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün