Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı savaşın gölgesinde ne yazsam anlamsız, ne söylesem yersiz olacak. En büyük umut iki devlet başkanının müzakere için masaya oturmaları. (Kaleme aldığım pazartesi günü itibariyle.)
Daha önceleri yaşandığı üzere, halklar arasında bir sorun yoksa da siyasilerin belli aralıklarla güç dengelerini bozması her zaman felaketlere yol açmıştır. Dilerim diplomasi bu kez işgali bir an evvel durdurabilir.
***
On yedi yıl süren İran-Irak savaşından sonra siyaset izlemeyi gündelik yaşamın içinde ikinci plana ittim. Zaten söz konusu savaş sona erdiğinde, başlangıç nedeni unutulmuştu bile…
Kendimce olayları izlemenin en doğru yolu, gece haberlerini nispeten güvenilir bir-iki kanaldan dinlemek, yazılı basında çıkan siyasi karikatürleri takip etmek ve yolumun üzerindeki döviz bürolarında kurlara göz atmaktır. Malum en ufak sarsıntıda bile, grafikteki zikzaklar hızla inip çıkmakta çok başarılıdır.
Umarım bu kez deistler, ateistler ve akla gelen her tür inançta olanlar, kara bulutların dağılıp barışın gelmesi için yekvücut olurlar.
***
Bir arkadaşımın şakayla karışık, “Bu hafta yazında COVID’den bahsetme, Nişantaşı ve Büyükada’yı da anlatma…” demesi üzerine hepten bloke oldum. Gerçi bir süreliğine Ada’ya gitsem daha yaratıcı fikirler edineceğimden kuşkum yok. Bahsetmeyeyim diyorum ama…
***
Andy Warhol’ün, “Herkes bir gün 15 dakikalığına ünlü olacak” deyişi misali, ‘Herkes bir gün 15 dakikalığına COVID olacak’ sanıyorum.
Nitekim ünlü virüs de apartman kapısından girip, merdivenleri çıktı ve evimize yerleşti. ‘Misafirliğin kısası makbuldür’ duasına çıkarak önlem paketimizi devreye soktuk. Her birimiz üç aşılı olsak da, evde iki kişiden fazla olunca korunmak biraz zorlaşıyor. Önce salonun dekorasyonundan başladım. Biblo vs gibi objelerin yerini boy boy sprey dezenfektanlarla değiştirdim. Banyo ve mutfakta el/yüz havlularını kâğıt rulolarıyla takas ettim. Sonradan tek kullanımlık çatal-bıçak takımı almayı düşünemediğimden, herkes için farklı model çatal/bıçak/bardak hazırladım. Odalara farklı renk maske bıraktım. Kapı girişini mavi galoşlar süsledi. Yüzlük kutuda satılan kullan/at, ince, şeffaf eldivenler kısa zamanda tükendi. En eğlenceli kısım ise sabah kahvaltısı, öğlen-akşam yemeği ile beş çayı (gouter) için menü hazırlamaktı. Beş Michelin yıldızlı gibi emek verdim. Bu süreçte, hızlı ‘kit’lere güvenemediğim için, memleket ekonomisine katkıda bulunarak PCR testlerini aralıklı olarak laboratuvarlarda yaptırdık. Elektrik idaresini mutlu edecek kadar televizyon izleyip, çamaşır ve bulaşık makinesi kullanmayı da ihmal etmedik. Sonuçta olayı eser miktarda zayiatla bitirdik (umarım)
Negatif olduğumuzu öğrendiğimizde, insanın kendi evinde bile özgür yaşamasının değerini bir kez daha hissettik.
Özgürlük savaşta da, barışta da çok önemli. Putin ve Zelenski’nin bir an önce anlaşma zemini bulması dileğiyle, sağlıkla kalın.