Türk futbol tarihinin en büyük rekabetlerinden biri, sezonun son gösteriminde bu pazar akşamı Kadıköy’de sahne alacak. Fenerbahçe ile Galatasaray, Süper Lig’in 32. hafta mücadelesinde karşı karşıya gelecek. Şanlı geçmişleri boyunca mütemadiyen şampiyonluk iddiasıyla sezonun son bölümüne giren iki ezeli rakip, bu kez farklı amaçlar uğruna Ülker Stadı çimlerinde olacak.
İsmail Kartal yönetiminde son yedi haftada altı galibiyet alan, puan kaybettiği haftada ise Trabzonspor’a karşı yaklaşık 70 dakika bir kişi eksik oynayan Fenerbahçe müthiş bir ivme yakalamış durumda. Sezon başında göreve getirilen Teknik Direktör Vitor Pereira’nın diziliş ve kadro konusundaki isabetsiz tercihleri, oyuncu seçimleri konusunda yapılan sert eleştiriler camiada panik ortamı yaratmıştı. Şimdilerde ise artık bahar havası yaşanıyor. Her ne kadar şampiyonluk treni çoktan kalkmış ve atı alan Üsküdar’ı geçmiş de olsa, Fenerbahçe’nin önünde net bir hedef bulunuyor; lig ikinciliği…
Galatasaray cephesi ise kaotik bir sezonun son dönemecinde artık. Haziran ayında başkanlık seçimi ve ardından teknik direktör tercihiyle başlayan, akabinde yeni dönem kadro planlaması çerçevesinde yapılan transferler ve alınan istikrarsız sonuçlarla devam eden süreç, Fatih Terim’in görevine son verilip yerine başka bir çalıştırıcının göreve getirilmesi ve son olarak da Genel Kurul kararıyla kulüp başkanının koltuğunu devredecek olmasıyla son bulmak üzere. Tüm bunlar Galatasaray’ın bu sezon yaşadığı sorunların sadece bir paragrafa sığabilen kısa bir özeti…
Bu parametreler çerçevesinde hem ev sahibinin Fenerbahçe olması, hem ezeli rekabette Sarı- Lacivertlilerin rakibine psikolojik üstünlüğünün bulunması, hem saha içi düzeni açısından İsmail Kartal’ın öğrencilerinin daha net planlar ortaya koyması ve performansı tartışılan oyuncu sayısının daha az olması gibi etkenler üç puanın ev sahibine daha yakın olduğu düşüncesini beraberinde getiriyor. Bununla birlikte Galatasaray’da futbolcuların Domenec Torrent ile yeni bir oyun mantalitesine uyum sağlama konusunda gösterdiği motivasyon ve öğrenmeye açık pencere bırakmaları sarı kırmızılı camiayı umutlandırıyor. Buna karşın puan cetvelinde kendisini halen ilk 10 sıra arasına atmayı beceremeyen, 31 hafta sonunda galibiyet sayısı mağlubiyet sayısından daha az olup, gol averajı eksilerde olan Galatasaray’ın; yaklaşık 50 bin Sarı-Lacivertli taraftar önünde oynanacak yüksek atmosferli derbide nasıl bir reaksiyon gösterebileceği meçhul.
Şu bir gerçek ki; hem Fenerbahçe hem de Galatasaray sezon başında yaptıkları tercihlerin ve yanlış seçimlerin bedelini şu günlerde ödüyor. Ligin zirvesinde yer alan Trabzonspor ise geçtiğimiz sezon koyduğu doğru teşhis, yaptığı doğru tetkik ve uyguladığı doğru tedavinin ödülünü şampiyonluk için geri sayarak almaya hazırlanıyor. Pazar akşamı sahaya çıkacak iki ezeli rakibin önümüzdeki sezon hangi teknik direktörle çalışacakları ise halen belli değil. Yöneticilik önemli meziyet. İdarecilikten, idare edilicilikten farklı…