Yıllar önce bir arkadaşımla yaptığım sohbetimde, bir insanın en önemli bağının anne veya baba ile değil, kardeşle olan bağ olduğunu söylemişti. “Neden?” diye sorduğumda ise, “Çünkü sadece kendi kardeşlerin dünyaya gelmek için aynı anne ve babayı seçer” demişti. Reenkarnasyona inanan biri olarak, tekrar dünyaya gelsem ve seçme şansım varsa yine aynı anne babayı ve yine aynı kardeşimi seçerdim. Bu yazıya yetişemese bile, bu vesileyle seçtiğimiz, sevdiğimiz, bizi doğuran, doğurmadan annelik yapan, içi anne sevgisiyle dolu olan ve cennetten evlatlarını kollayan tüm annelerin Anneler Günü’nü kutlarım.
***
Anneler Günü, Amerikalı Anna Maria Jarvis’in girişimiyle 1914 yılından itibaren kutlanmaya başlandı. 1905 yılında annesini kaybeden Jarvis, tam iki yıl sonra 1907 yılından itibaren annesini kaybeden diğer arkadaşlarıyla birlikte mayıs ayının ikinci pazarı annelerinin anısına bugünü kutlamaya başlar ve 1914 yılında Anneler Günü resmi bir gün olur. Jarvis’in hayatının son yıllarında Anneler Günü’nü çok ticari hale geldiği için iptal ettirmeye çalıştığı söylenir. Jarvis bugünü iptal etmek için dava bile açmış ama sonuçsuz kalmış.
Tarihçi Katherine Antolini’nin BBC’ye verdiği demeçte söylediği “Üretilmiş günler kapitalizmi sever” (Salon.com) lafını hatırladığımızda aslında bu ticarileşmenin Anneler Günü’ne özgü değil, tüm kutladığımız özel günler ve bayramlara da etki ettiğini görebiliriz. Anneler Günü, Babalar Günü, Sevgililer Günü, Öğretmenler Günü gibi günler çiçek satışlarının arttığı, lokantaların şenlendiği, hediye paketlerinin açıldığı, hayatlarımız elektronikleşmeden önce tebrik kartı satışlarının da en çok patladığı günlerdi.
Pandeminin özellikle de nerdeyse hepimizin annemizden ayrı kaldığı ilk senesini düşünecek olursak, bu özel günlere “ticarileşti” desek bile, imkanlarımız elverdiği kadarıyla özel günlerinde annemizi şımartma taraftarıyım. Günü geldiğinde babamızı ve doğum günü olan tüm sevdiklerimizi de… Zaten en başta ticarileştirilen gün doğum günü değil midir? O gün pastalar, balonlar, kurdeleli hediye paketlerine kimsenin hayır diyeceğini zannetmiyorum. Kimsenin “doğum günü kutlamaları kaldırılsın, çok ticari” diye makaleler yazdığını da... Senede tek bir gün adanan annelerimizin gününde, yerli ve yabancı gazetelerde günün ticarileşmesi üzerine yazı yazmaktan insanlar sıkılmadı, ama ben okumaktan sıkıldım. Velev ki ticari gün desinler, özellikle de anne ve babaları senede bir gün şımartın, geri kalan 364 gün de üzmemek şartıyla…
***
Anneler Günü’nden bir gün sonra gazeteleri açtığınızda sansürlenen komedi programları, kıskandığı eltisini ağzından vuran gelin, Türk çocuklarla mülteci çocukları okullarda kaynaştırma projeleri, mülteci problemleri, göz altına alınan siyasiler ve bunun gibi bir sürü negatif haber okuyacaksınız. Annelere özel tek bir günden sonra, hayat zaten eskisi gibi devam edecek. O yüzden bırakın tüm sevdiklerinizin senede bir gün özel günü olsun…