Peraşamızın başında yer alan Bear Sinay ifadesi Tora’da başka hiçbir peraşanın giriş cümlesinde yer almamaktadır. Bu yüzden de rabiler Sina Dağı ile burada anlatılan ‘Şemita’ arasında nasıl bir ilgi bulunduğunu sorgularlar. Kli Yakar adlı kaynağın anlatımına göre Bene Yisrael Pesah’tan Şavuot Bayramına kadar yedi hafta yani kırk dokuz gün süre ile Omer saymışlar ve Moşe ellinci günde Sina Dağına çıkarak burada Tora’yı almıştır. Bu olay yüzünden ellinci günde kutsanan Tora’nın alındığı Sina Dağı nedeniyle ellinci yılda ‘Yovel’ ilan edilmiş ve Sina Dağında çalınan Şofar ile herkes kendi toprağına dönerek, köleler özgürlüklerine kavuşmuşlardır. Bu özgürlük aynı zamanda tabletlere hakkedilmiş ‘HARUT’ On Emrin aynı zamanda ‘HERUT’ yani özgürlük çağrıştırmasıdır. Sina Dağında Tanrı Moşe’ye Şemita kavramını bu zamanda öğretmiş yedi kez yedinci yılda Erets Yisrael’e bereket katacağını ifade etmiştir. Bu şekilde Sina Dağında gerçekleşen büyük olan bir kez daha hatırlanacak ve bereketin kaynağının Tora olduğu bir kez daha anlaşılacaktır.
Aslında ilkokuldan beri bize öğretilen tarımla ilgili toprakların zaman zaman ekilmediği yani nadasa bırakıldığı, bunun da toprağın veriminin arttırılmasını sağladığıdır. Biraz daha ileri sınıflarda topraktaki mikrobiyolojik etkinliğin bu sayede oldukça iyi bir düzeye geleceği ve toprağın verimini arttıracağı konuşulur.
Şemita kuralı elbette sadece biyolojik ve verim arttırıcı olması anlamını taşımaz. Şemita aynı zamanda sosyal bir dayanışma tablosudur. Bu yılda ekim ve hasat yapılmadığından var olan ürün herkese hizmet etmekte böylelikle toplumsal dayanışma gözler önüne serilmektedir.
Hangi örneği veya nedeni verirsek verelim aslında Tora’da yer alan, anlaşılan veya henüz anlaşılmamış emirlerin yerine getirilmesinin tek bir sebebi vardır. O sebep de Tanrı tarafından emredilmiş olmasıdır. Bizler Sina Dağında Tora’yı aldığımızda Tanrı’ya net ve açık bir taahhütte bulunarak tarihe geçmiş bir toplumun fertleriyiz. “Naase ve nişma / Yapacağız ve dinleyeceğiz.” Elbette öğrenmek ve bilgi sahibi olmak önemlidir ancak esas olan Tanrı’nın emrini yerine getirmektir.