17 Nisan 2019 tarihli ‘WhatsApp üzerinden kara delikler 101’ başlıklı köşe yazımın üzerinden iki sene geçmiş. O yazıyı 10 Nisan’da ilk kez bir kara deliğin etrafında oluşan halkanın net görüntüsü paylaşıldığında WhatsApp gruplarımın neredeyse tümünde gündeme kara deliğin ne olduğu damgasını vurduğunda kaleme almıştım. Ne güzel günlerdi. Herkesin dilinde kara delik, Einstein, Interstellar, spagettileşme ve varsın Schwarzschild yerine dil sürçmesi nedeniyle Arnold Schwarzenegger vardı. Tarihler 12 Mayıs 2022’yi gösterdiğinde ise bize 55 milyoncuk ışık yılı daha yakın olmasına rağmen, kendi mahallemizin (yani Samayolu Galaksisinin) merkezindeki kara deliğin fotoğrafının çekildiği haberi gündeme damgasını vuramıyordu. Milliyet gazetesi ‘İlk kez görüntülenen Sagittarius A* kara deliği (Sgr A*) dünyayı yutar mı?’ başlığını atmıştı. Gazetecilik bazen bunu gerektirebiliyordu. Ancak, olsa olsa çok az sayıda insan o tık tuzağına düşerdi. O kara delik orada en az Dünya’nın yaşı olan 4,5 milyar yıldır vardı ve fotoğrafı çekilince mi bizi yutacağı tutacaktı?
Kara delikler 102 dersine katılım hayal kırıklığı olacak biliyorum ama Evrenin Sırları köşesinde evrenin sırlarını bu kadar ilgilendiren bir olayı es geçecek değilim. Bir saat süren basın toplantısından en ilginç noktaları sizin için derledim. Öncelikle bu seferki basın toplantısının yıldızının geçen seferki ergen Amerikalı Katie Bauman değil, içimizden biri, Türk bilim insanı Feryal Özel olduğunun altını çizelim. Göğsümüzü kabartan Feryal Özel, ‘nazik’ olarak nitelendirdiği Sgr A* kara deliğinin, alkışlar eşliğinde fotoğrafını ilk kez dünya ile paylaşan isimdi. Sunumu sırasında parmağı enter tuşuna bastığında yüzündeki haklı gururu herkes görmeli.
Kare delik deyince akla etrafında bir kaosun yaşandığı vahşi, korkunç ve tehlikeli bir ortam gelir. Öyleyse neden Özel bu kara deliğe ‘nazik’ demişti? Bu kara delik bir insan olsaydı bir milyon yılda bir pirinç tanesi yiyor olurdu. O zaman bir tabakta milyon tane pirinç tanesi yiyebilen biz ne kadar karanlık olurduk? Anlam olarak olmasa da andırma olarak beynimdeki Türkçe atasözü ve deyimler kraliçesi, “Tencere dibin kara, seninki benden kara” diyor, öbür yandan beynim saçmalama burada kullanılabilecek doğru deyim “Elma ile armudu karıştırma” diyor, sonra da beynim neden Amerikalılar buna elma ile portakal derler deyip, Türklerin armut düşkünlüğünü sorgulamaya başlıyordu çünkü ne de olsa armudun iyisini kimin yediği toplumumuzun kanayan yarasıydı. Kara deliğin ikinci fotoğrafı birincisi kadar ilgi çekemediği için hop hop zıplayan beynime de kızamıyordum.
Toparlanıp basın toplantısına kulak kesildim. İlk çekilen fotoğraftaki gibi kara deliğin çevresinde hızla dönen ve bu yüzden ısınan gazlardan çıkan ışık, kara deliğin gölgesinin etrafında parlak bir çember yapıyor, ortasında ise mükemmel bir karanlık kalıyordu. Fakat ilk çekilen fotoğrafa göre bu görüntüyü elde etmek daha zordu. Kendi atmosferimizin üzerine bir de Samanyolu’nun merkezine doğru bakarken, galaksimizin diskindeki gaz bulutları görüntüyü bozuyordu. İşte yine sinir bozucu derecede heyecanlı sesi ve ışık hızındaki konuşma temposuyla Katie Bauman sahnedeydi. Algoritmaları o kadar başarılıydı ki bir insanın şarkının birkaç notasından tüm şarkıyı tahmin edebilmesi gibi boşlukları doldurabiliyordu.
Tüm basın toplantısı beklediğim şey ise kesinlikle bir fotoğraftan öte, bir video filmiydi. Sebebi Feryal Özel’in gazetemize verdiği röportajında verdiği sözdü. Dünyanın dört tarafına dağılmış teleskoplar bir hafta boyunca iki kara deliğe bakmıştı. M87 galaksisindeki kara delik o kadar devasaydı ki (bizimkinin 1.000 katı kütleye sahip) bir hafta boyunca kendi etrafında dönmüş olsa da sanki duruyormuş gibi hareketsiz poz vermişti. Halbuki bizim galaksi merkezimizdeki kara delik yaramaz bir çocuk gibi hızla hareket etmeli ve bize bir hafta verdiği pozlar montajlandığında bir film elde etmeliydik. Üstelik bu filmde, Interstellar ayarında olmasa da kara deliğin etrafında kelimenin tam anlamıyla bir sürü gazın, tozun ve hatta Alice’in* dönüşü olmayan noktaya doğru çekilerek gözden kayboluşunu izlemeliydik. Gelin görün ki bu mümkün olamadı ve ‘başka bahara’ kadar muallak değilse de iki sene sonraki bahara kaldı. Henüz eldeki algoritmalar ve verilerle doğruluğuna kesin güvenebileceğimiz bir film yaratamıyoruz.
Evet son cümlemde yine birinci çoğul şahıs kullanarak EHT (Event Horizion Telescope) ekibinin başarısını üzerimize aldım çünkü Kara Delikler 101 dersinde söylediğim gibi çığır açıcı bilimsel başarılarda birinci çoğul şahıs kullanırım, prensibim. Bu gelişme de galaksimizin merkezinde adeta bir laboratuvar kurulmuşçasına bir başarı. Gündeme bomba gibi düşmeyi hakkediyordu. Ben de elimden geldiğince getirmeye çalışıyorum. Teşekkürler Şalom okuyucuları.
*Zavallı Alice (A) kara deliğe düşülürse ne olacağı üzerine düşünce deneylerinde Stephen Hawking ve Leonard Suskind gibi kuantum fizikçilerinin kullandığı hayali kadın. Bob(B) da gözlemci erkek oluyor. Hawking ve Suskind’in ilginç münazarası için tıklayabilirsiniz .