Akdeniz’in sahil kenti Cannes şimdilerde ‘yıldız’ları bir araya getiriyor. Pandemi sürecinde verilen aradan sonra 75. Cannes Film Festivali, 17-28 Mayıs tarihlerinde gerçekleşiyor. Yarışmaya katılan film gösterimleri kadar, ‘kırmızı halı’ geleneği de festivalin en çok konuşulan konularından biri. Ünlü starların görsel şölene dönüşen kıyafetleri, moda dünyası devlerinin tasarımlarıyla göz kamaştırıyor.
***
Bu yıl festivale film eleştirmeni olarak Türkiye’den katılan tek gazeteci, Viktor Apalaçi… Türkiye Sinema Yazarları Derneği üyesi Apalaçi, 55 yıldır Cannes Film Festivali’ni Şalom okurları için irdeliyor.
Türk sineması bu kez Emin Alper’in ‘Kurak Günler’ adlı filmiyle temsil edildi. Alper, festivalin resmi bölümlerinden biri olan ‘Un Certain Regard’da (Belirli Bir Bakış) yarışmaya katılacak. Filmin kurgusu Eytan İpeker ve Özcan Vardar’a ait. Bildiğim kadar bu Eytan’ın ikinci Cannes deneyimi. 69. Cannes Film Festivali’nde yapımcılığını Yoel Meranda ve Eytan İpeker’in üstlendiği, ‘Albüm’ adlı uzun metrajlı filmle festivalin ‘Semaine de la Critique’ (Eleştirmenler Haftası) bölümünde yarışmaya katılmışlardı.
***
Yaşamını halen Berlin’de sürdüren İpeker’i yönetmen olarak ilk kez ‘Dantelacı’ filmiyle tanıdım. Zihinlerde hâlâ canlılığını koruyan bu kısa metrajlı filmin oluşması çok özel anıları beraberinde getiriyor.
Genç yaşta yitirdiğimiz Şalom’un Kitap Editörü Gila Kohen anısına uzun soluklu bir öykü yarışması düzenlenmişti. Söz konusu yarışmada Eli Aji’nin kaleme aldığı, 1950’lerin İstanbul’unda çok kültürlü yaşamı konu eden, ‘Dantelacı’ adlı öyküsü ödül kazanmıştı. Yarışmanın bir güzelliği ödül alan öykülerin kitaplaştırılmasıydı. Bir süre sonra ‘Dantelacı’, genç yönetmen Eytan İpeker tarafından senaryolaştırıldı. Filmi, çekim aşamasında izlemek ayrı bir heyecandı. Zira bir profesyonel haricinde tüm kadro yakın çevremizden tanıdığımız amatör oyunculardı.
Bu vesileyle, Balat’ın seyyar dantela satıcısı Yasef Efendi rolünü başarıyla canlandıran Moiz Aziz’i bir kez daha sevgiyle anıyorum.
***
‘Dantelacı’, ilk kez 4 Eylül 2005’te ‘Avrupa Yahudi Kültürü Günü’ etkinlikleri kapsamında İstanbul’da gösterime girdi.
Film daha sonra 17. Ankara Film Festivali Ulusal Kısa Film Yarışması (2006) ve 4. PAM Kısa Film Festivali Belgesel Dalı’nda izlendi.
Yakın bir gelecekte Eytan İpeker’in diğer başarılarına tanık olmak sanırım en büyük ödülümüz olacak.
***
Dünyanın en prestijli sinema etkinliklerinden biri olan Cannes Film Festivali’nde bu yıl ödül alacak filmleri kestiremiyorsam da, eminim Apalaçi’nin tahminleri doğru çıkacaktır.
Sağlıkla kalın.