Zaten dar canlı olan mizacım, yaş aldıkça, aile içindeki konumumu, ‘pürtelaş’a terfi ettirdi.
Günümüz koşullarında her birimiz farklı yerlere dağıldık. Birkaç yıldan beri hem özlem gidermek hem çoluk çocuk bir arada olmak için yazın kısa bir tatil yapmayı gelenek haline getirdik. Nesiller arası yaş farkının sıfırlandığı ve gergin yüz hatlarının yumuşadığı tatiller en başarılı olanlardır.
Tek kişilik ‘organizasyon komitesi’ olarak mekân seçimi yapmak birincil görevimdir. Onay vermek ise, diğer aile bireylerine aittir. Dikkat edilmesi gereken ayrıntılarda sorun yoktur. Otel büyük olmayacak ama dip dibe yaşanacak kadar küçük olmayacak; odalardan denize giden yol uzun olmayacak, ama aynı zamanda restoran vs.nin gürültüsü duyulmayacak; deniz ısısı ortalaması herkese uyacak, isteyenin aynı zamanda hem güneş hem gölgede uzanabileceği ve tabi ki plastik olmayan şezlongların kahvaltı sonrasında hazır bulunacağı ortamı yaratılacak, açık büfe olmayacak ama alakart sipariş verildiğinde fazla beklenmeyecek gibi ufak tefek konulara özenle dikkat ederim. Buraya kadarı normal.
Normal olmayan (bana göre) hangi tarihte gidileceği kararının bir türlü verilmeyişidir. Oysa ki, gençlerin zaman aralığı belli ebeveynler zaten onlara uymaya hazır.
Erken rezervasyon yapmak her açıdan avantajlıdır. İstediğiniz yerde, istediğiniz tarihte yer bulmak kolaydır, ayrıca bütçe için de ferahlıktır. Bunları nazikçe belirtirsiniz. Kış başında, ‘çocuklar aranızda bir tarih belirleyin’ sohbetini başlatırım. Ses çıkmaz. Bahar gelir, ‘çocuklar haber bekliyorum’ diye ortak WhatsApp grubuna mesaj atarım. Birinden, ‘Tamam anne’, öbüründen, ‘İş seyahatlerim var, şimdiden söyleyemem’ yanıtı alırım. Haziran olur, ‘Niye panik yapıyorsun?’ denir. Genelde de, 30 Haziran’da ‘Anne seyahat programı hazır mı?’ diye bir soru gelir. İki ayağınız bir pabuca girer. Böylelikle, ‘son dakika’ rezervasyonlarında yer açılmasını çarpıntıyla beklersiniz.
Orta yaş üstünün daha programlı olması ile gençlerin daha ‘akışına bırak’ tarzını dengelemek emek istiyor.
Kısa süre önce, yakın tanıdıklarımızdan bir aile, üç nesil, benzer bir tatil hazırlığındaydı. ‘Kolaydır, tamamdır, akışına bırak’ yöntemiyle, birkaç kez uçak bileti değiştirildi. Dış hatlardan İstanbul’a uçak bulunurken, İstanbul-Bodrum hattında bir kişi açıkta kaldı. Ve bir saat gibi kısa bir yolculuk yerine Bodrum’a on bir saatte otobüsle gitti…
Bizim bu dar canlılığımıza gençlerle tatile çıkmak için mühendis kafasıyla hesap yapmak gerekiyor.
Kurban Bayramı dolayısıyla önümüzdeki hafta gazete yayınlanmayacak. Onun için şimdiden iyi tatiller diliyorum.
Aile keyiftir. Aileyle tatil daha büyük keyiftir.
Sağlıkla kalın.