Aporia

Ferhat ATİK Köşe Yazısı
20 Temmuz 2022 Çarşamba

Cezayir asıllı Fransız filozof Jacques Derrida bu yüzyıldandır. Felsefesi bizimle aynı çağı yaşayarak oluştu.

Derrida’nın etkinliği yalnızca felsefeyle sınırlı olmadı. Özellikle 60’lardan sonra yoğunlaşan siyasal konjonktür içinde ırkçılık karşıtı hareketlerde yer aldığı, Fransa’daki Cezayirli mültecilerin haklarını desteklediği ve ayrıca Soğuk Savaş dönemi Çekoslavakya’sının muhalif hareketlerini desteklediği ve bu nedenden 1982 yılında aynı ülkede tutuklanmış olduğu biliniyor. Körfez Savaşı sırasında ise Alman filozof Jürgen Habermas’la birlikte Frankfurter Allgemeine’de kaleme aldıkları bir yazıda, dünya entelektüellerini ABD’nin Irak’a karşı giriştiği saldırıya tavır almaya ve Avrupa’nın dünyadaki yerini yeniden tanımlamaya giriştiği bilinir.

Avrupa Birliği’nden hayvan haklarına kadar felsefeler üreten Derrida’nın temel aldığı ve ürettiği teorem ‘Yapı Sökümüdür’ (deconstruction).

Bir eleştiri teorisi olarak sunulan felsefede Derrida birçok metni yapı sökümüne uğratırken, bilinen bir çok felsefeyi de aporial bir şekilde yerle bir etmiştir.

Aporia, herhangi bir metinde, o metne miras kalan çelişkiler olarak tanımlanabilir.

Yapı sökücü eleştiri yapısalcılığa ve dilin durağan bir sistem olarak gören ve kapalı okuma yöntemini benimseyen görüşlere bir tepki olarak doğdu. Yapı sökücülere göre şiirleri ve romanları kapalı bir varlık olarak görmekten kaçınmak gerekir. Yapı sökümcü yaklaşıma göre, edebiyatı indirgenemez birçok anlamlılık, sonsuz bir oyun gibi görmesi gereken eleştirmen, şiirdeki ve romandaki kesin anlamları tespit etmek zorundadır.

Jacques Derrida ‘Beşeri Bilimlerdeki Yapı, İşaret ve Oyun’ başlıklı makalesinde post-yapısalcılığın yaratılmasında en etkili görüşlerini ortaya koydu. Derrida bilinebilir merkez diye tanımladığı öze karşı, yapının dilin farklı oyunlarını düzenlediğini, fakat her nasılsa yapının bazen oyun olarak kaldığını ileri sürdü. Derrida’nın yapısalcı anlayışa getirdiği eleştiri, yapısalcılığın özünü meydana getiren orijin kavrayışının eleştirileceğinin müjdesini verdi. Bilhassa Derrida tarafından sınırları çizilen yapı sökücülüğe olumsuz terimler ışığında bakılırsa, gerçeği ve gerçek anlamı hiçbir şeyin veremeyeceği bir sonuç ortaya çıkar. Yapı sökümcü terimlere olumlu açıdan bakarsak, Derrida ve diğer yapı sökümcülerin gerçekten oldukça yorucu bir işe kalkıştıkları görülür. Yani yapı sökücüler, kendi bilincimizde görülen yeni bir yorumlama metodu geliştirmeye çalışmışlardır.

***

Tüm bunlar bilimsel detaylar da olsa aslında geliştirilen düşünce altyapısı, tüm seçenekleri sınırlı kılmayan ve “ya şu, ya da şu” seçme kavramlarından ya da “ne şu, ne de şu” red kavramlarından öteye taşıyarak “hem şu, hem de şu” konsensüslerini doğuran temellerdir.

Görürüz ki aslında bir teorem yaşamın içinde ve yaşam bu teoremin içindedir…

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün