İklim krizi, savaşlar, katliamlar, açlık, kuraklık, yerlerinden yurtlarından olan kitleler, bütün bunlara bağlı ekonomik krizler, yozlaşma, otokrat yönetimler, adaletsizlikler… Yetmezmiş gibi şimdi nükleer tehlikeden söz ediliyor. Hani her şey iyi olacaktı?
Bütün bu karanlık tablonun tek suçlusu var, o da kendi kuşağım!
II. Dünya Savaşı’nın sonunda Amerika’nın Japonya’ya attığı iki nükleer bomba savaşın sonunu getirdi. Benim kuşağım bu bombalardan sonra dünyaya geldi. “Bir daha asla” sloganlarıyla yeşerdik. Dünyanın düzeleceğine, kötülüklerin son bulacağına inandık. Her şey daha iyi olacak beklentisiyle büyüdük, olgunlaştık. Sistemi değiştirmesi gerekenin biz olduğumuz gerçeğini hiçbir zaman kavrayamadık. Kollarımızı kavuşturup seyrettik, hep başkalarından bekledik… Olmayınca da yıkıldık, kaderimize küstük.
Sonuç?
Sonuç ortada!
Amerika Birleşik Devletleri’nde yeni bir tartışma başladı. Halen 79 yaşında olan Joe Biden, ABD tarihinin en yaşlı başkanıymış. 2024 yılında yeniden seçilmesi durumunda başkanlık görevini 86 yaşına kadar sürdürecekmiş. Tartışma bu. Endişelenmeli miyiz? Bence evet!
Neden evet dediğimi sakın yaşlılık sorunlarına bağlamayın. Doğrudur, yaşlanmayla birlikte bazı refleksler azalır, görme ve işitme duyuları zayıflar, hafıza ve algı güçlükleri baş gösterebilir, fakat bu tip sorunlarla baş etmenin çareleri vardır. Doksan yaşında tango yapan, yüz küsur yaşında kitap yazan insanlar tanıdım. Araba kullanmak içinse henüz bir üst yaş sınırı belirlenmedi. ABD’de 75 yaş ve üstü sürücülerin sayısının 20 milyona yakın olduğu belirtiliyor. Yaşlıların gençlerden daha güvenli araba sürdükleri ve araç kullanma becerilerini korudukları bir gerçek. Zaten otomobiller de her geçen gün biraz daha güvenli ekipmanlarla donatılıyor. Üç yıl önce aldığım akıllı otomobilim neredeyse sadece sesli komutumla hareket edecek. Hız sınırlarında bipleyerek uyarıyor. Sinyal vermeden şerit değiştirmeme direniyor, önüme bir kedi çıksa fren yapıyor!
Tıp da kendini yeniliyor. Sağlık konusunda sürekli ilerleme kaydediliyor. Bakınız, 38 yılda yedi ABD başkanına hizmet eden Joe Biden’ın Baş Tıbbi Danışmanı Anthony Fauci, aralık ayında görevlerinden istifa edeceğini açıkladı. 82 yaşındaki Dr. Fauci, emekliğe ayrılıp bundan böyle bahçesinde çiçek mi sulayacak? Hayır. Fauci yaptığı açıklamada, kariyerinin "bir sonraki bölümüne geçmek" için her iki görevi bıraktığını bildirmiş. Yani ABD başkanlarının tıbbi danışmanlığını taze bir ekibe bırakarak yola devam edecek ama farklı bir şeritten… Demek istediğim, güncellenen bir sağlık ekibinin gözetiminde başkan Joe Biden değil 86, 106 yaşında bile görev yapabilir, Tanrı Adem’i üzerinde son kullanma tarihiyle yaratmadı, kimse yaş ayrımcılığı yapmasın!
Benim sorunum 68 kuşağıyla! “Yeni başlayanlar için” kısacık bir özet geçeyim: 68 Kuşağı, 1960'lı yıllarda 20’li yaşlarında olan gençlerin dönemine verilen addır. O yıllarda bütün dünyada esen özgürlük arayışları ve savaş karşıtlığı, Hippilik gibi akımların yayılmasının yanı sıra politik eylemlere de yol açmıştır. Che Guevara’nın 9 Ekim 1967’de Bolivya’da öldürülmesi tetikleyici olmuşsa da, 68 Hareketi’nin miladı Fransa’da1968 Mayıs ve Haziran aylarında, De Gaulle iktidarına karşı Nanterre Üniversitesinde başlayan ve işçi kesiminin desteğini alarak büyüyen öğrenci olaylarıdır. Bu başkaldırı hareketi kısa sürede dünyaya yayılmıştı. Fakat sokaklarda eyleme geçerek sisteme karşı koyan gençlerle işçilerin sayısı, “dur bakalım ne olacak” diyerek uzaktan seyreden kitlelere kıyasla o kadar az olmuştur ki, hareket kısa sürede egemen güçler tarafından bastırılabilmiştir. Nitekim Fransa’da De Gaulle, ilk seçimden eskisine göre daha güçlü bir şekilde çıkmıştır. Türkiye’de ise 68 Hareketi 12 Mart askeri muhtırasıyla sonuçlanmıştı.
68 Hareketi’nin bastırılmasıyla umutlarını iyice yitiren 68 Kuşağı ise mücadele etmek bir yana, sisteme uyum sağlayarak işbirliğine girişmiştir. Dünyamızı bu hallere getiren işte bu kuşaktır, yani benim kuşağımdır. Greta Thunberg’i aşağılayanlar, Finlandiya Başbakanı Sanna Marin’i ağlatanlar benim kuşağımdandır. Joe Biden da yaşı itibariyle benim kuşağımdandır, endişem ondan.