Zohar Akadoş “Yisrael – Orayta ve Akadoş Baruh U had u / Yisrael, Tora ve Tanrı tektir” ifadesini kullanır. Bu ifade Tora’nın bulunduğu her yerde Tanrı’nın varlığına işaret eder. Yisrael orada ise ve olması gerektiği gibi davranıyorsa Tora doğal olarak oradadır. Bu da Tanrı’nın varlığının orada olduğuna delalettir. Bunların olduğu her yerde bereket vardır. Sadece maddi anlamda değil manevi anlamda da bereket hep üzerimizdedir. Yeni seneyi karşılamaya hazırlandığımız bu günlerde bereketin her zaman bizimle olması için yapmamız gerekenleri bir kez daha anımsamak istiyoruz.
Tora Şofetim peraşasında “Al pi şenayim edim o şeloşa edim yakum davar lo yakum al pi ede had / Yargı iki veya üç şahitle gerçekleşir tek şahitle gerçekleşmez” demektedir. Gemara burada doğal olan soruyu sorar. İki şahit yargı için yeterli ise üç şahit ‘kal vahomer’ yeterli olacaktır. İki şahit yetiyorsa bir şahidin yetmeyeceği de açıktır. Tora neden burada gereksiz cümleler kullanmış gibidir?
Bizler Roş Aşana ile birlikte yargı günlerine girmeye başlıyoruz. Roş Aşana ile başlayan, Kipur günü karar alınan ve Oşana Raba gününde onaylanan yargıyı bizler her zaman etkileme şansına sahibiz. Rabiler bu konuda bazı sırları bizimle paylaşırlar.
İlk sırrımız ‘kol – tsom – mamon’ sırrıdır. ‘Kol’ ses anlamına gelir. Kol Tora yani Tora’nın sesi günahları kapara yapma yetisine sahiptir. Bunun için de Tora öğrenimi şarttır. Tora ‘agala’ kurallarını işlerken nasıl ‘isur’ yani yasak yiyecek girerse o şekilde çıkması mümkündür ilkesini benimser. Bu öğretinin ortasında da ‘vezot aTora aşer sam Moşe Bene Yisrael’ demektedir. Söz gelimi bir kaba isur eğer ateş yolu ile girdiyse ateş yolu ile geri çıkacaktır. Günahlar ateşten olan ‘yetser ara’ teşvikiyle gerçekleşir. Bu günah kalbimizin hatta ‘neşama’nın içine girer. Oradan çıkması için de ateşe ihtiyaç vardır. Bu ateş Tora’nın ateşinden başkası değildir. Gemara Yonatan ben Uziel Tora öğrendiğinde üzerinden geçen kuşların bile yandığını, Rabi Şimon bar Yohay’ın bakışlarıyla her yeri yakabildiğini söylerken Tora’nın gücüne işaret etmektedir. Tefila söylemek de sesle olduğundan Tefila da Tora gibi günahları kapara yapma yetisine sahiptir.
İkinci sözcüğümüz olan ‘tsom’ oruç anlamına gelir. Günümüzde Rabiler bizim fazla oruç tutmamızı istemezler. Çünkü yeterince güçlü olmaktan uzağızdır. Baba Sali her Motsae Şabat ile cuma öğleden sonra arası oruç tutan bir tsadikti. Günümüzde Kipur ile birlikte Rabilerin getirdiği bazı oruçları yerine getirmeye çalışıyoruz. Kipur’dan tam bir hafta önce Tsom Gedalya orucu vardır. Rabilerin bu orucu bu tarihe koymalarının nedeni bir hafta içinde iki kez oruç tutmamızı sağlayarak ve teşuva kapılarını zorlamamız için çaba göstermemizi beklemektir. Birçok insan yargı günlerine oruçla girmek için Erev Roş Aşana oruç tutma geleneğine sahiptirler. Çünkü günümüzde korban yoktur ve kapara olmak hiç de kolay değildir.
Üçüncü sözcüğümüz olan ‘mamon’ para anlamına gelir ve tsedaka mitsvasından söz eder. Rabiler tsedaka mitsvasının birçok kötülüğü önleyebildiğini ‘utsdaka tatsil mimavet’ ifadesi ile öğretmektedirler. Herkes yapabildiği oranda tsedaka yapmalıdır. Hatta mitsvaların satılmasının nedenlerinde biri de budur. Bir mitsva yapmak için fedakârlık yapmak kişiye kapara olmak konusunda yardımcı olmaktadır.
Bu üç sözcüğün sayısal değerlerine baktığımız zaman ortaya hep aynı sayı yani yüz otuz altı çıkar. Bu sayının hep aynı olması, üçünün de aynı değerde olduğunu ve hepsinin yapılmasının gerekli olduğunu gösterir. Teilim yirmi yedinci mizmorda David Ameleh “Vezot ani boteah / ben buna güvenirim” demektedir. İbranicede ‘bu’ anlamına gelen ‘zot’ sözcüğünün sayısal değeri bu üç sözcüğün sayısal değerinin toplamına eşittir. ‘Zot’ sözcüğünün sayısal değeri dört yüz sekizdir. Rabiler burada ekonomik olarak güçlü olmayanların durumunu sorgular. Onlar elbette ilk iki tanesini yapabilirler ancak üçüncü için güçleri yoktur. Pasuk bunun için “Kets sam lahoşeh / karanlığa sınır koyacaktır” demektedir. Maşiah günlerinde karanlık buradaki anlamıyla fakirlik ortadan kalkacaktır. Bunun müjdesini verirken günümüzde yapılabilecekleri de ilk sözcükle ‘kets’ ifadesiyle vermektedir. Bu ifade ‘kol’ ve ‘tsom’ sözcüklerinin ilk harfi ile yazılır. Ekonomik olarak gücü olmayanın yargıda olumlu etki göstermesi için Tora öğrenimi, Tefila ve oruç yeterlidir.
Bu üç ifade birer mücevher gibidir. İbranicede mücevher için kullanılan birçok sözcük vardır. ‘Ed’ bu sözcüklerden biridir. Şimdi yukarıdaki pasuğu buna göre okuyalım. “Al pi şenayim edim o şeloşa edim yakum davar lo yakum al pi ede had / Yargıda olumlu bir gelişme istersen iki veya üç mücevheri sağlamak zorundasın. Tek mücevherle bu iş olmaz.”
Bu hafta okuduğumuz Nitsavim peraşasında Tora’nın göklerde veya denizlerin ötesinde olmadığı yazılıdır. İnsanoğlu kendisinden uzak bir yerde olan Tora’ya ulaşmak için kendisini zorlamak zorunda kalmayacaktır. Tora insana çok yakındır. Moşe Rabenu son konuşmasında bunu şöyle dile getirir:
“Befiha uvilveveha laasoto.”
Tizku Leşanim Rabot Neimot Vetovot