80'ler Türkiye'sindeki feminist mücadelede Yahudi bir kadın: Stella Ovadia

“…Bir cemaate ait olma bilincini ve dayanışma gereğini babamdan, cemaatimin kadınlar olduğunu da Christine Delphy´den öğrendim. Biz kadınlar için harekete geçmek Şirin Tekeli ile, sokağa çıkmak ise Ayşe Düzkan ile mümkün oldu. Kadın Çevresi´nin kurulması, Kadınlar Dilekçesi´nin örgütlenmesi, Dayağa Karşı Kampanya, Feminist Haftasonu, Sığınak ile Kurultay için çalışmaların içinde yer aldım. Kadın olmakla ilgili yapıplarım Yahudiliğimden ayrı düşünülemez. Feministliğim, kızımın bir hediyesi. 4.Sayfa ile başlayan yazı serüveni kısa bir süre Kadınca, Birikim, Defter dergilerinde devam etti ve bitti…” Stella Ovadia-20131

Riva HAYİM Köşe Yazısı
6 Ekim 2022 Perşembe

20 Kasım’a kadar İstanbul’da 17. Bienali’nin şehrin farklı noktalarındaki sergilerini gezme imkânımız var. Açıkçası bu fırsatı kaçırmak istemeyenlerdendim. Bienal’in Fatih’teki Barın Han ayağını arkadaşlarımla gezerken uzun zamandır aklımda takılı sorulardan birinin cevabını buldum. “Askeri darbe sonrası 80’ler Türkiye’sinde filizlenen feminist harekete, Yahudi cemaatinden kadınlarımız hiç katılmış mıydı?” Sorum buydu ve cevabı kocaman bir “evet”ti. Cemaat kadınlarımızdan Stella Ovadia, başından beri feminist mücadelenin içinde yer alıyordu. Darbe sonrası baskı ve korkunun her alanda hissedildiği bir ortamda Ovadia’nın da içinde bulunduğu bir grup değerli kadının yazışmaları, fotoğrafları, gazete haberleri, kitapları ve mücadeleleri belgeleriyle ‘Kadın Eserleri Kütüphanesi’ bölümünde sergileniyor; meraklısına duyurulur.

Bu değerli kadınların o dönemde kalkıştığı mücadeleyi Ayhan Abayhan’ın1 İstDergi için kaleme aldığı röportajında Gülser Kayır şöyle anlatıyor:

“…Toplanma yasağının sürdüğü günlerdi ve çay gününe benzetmek için poğaça, kek yaparak toplantı yapıyorduk. Ankara ve İstanbul’da başlayan bu toplantılarda kadın sorunları tartışılmaya başlandı.

Kayır, o yıllarda ‘feminist’in nasıl algılandığını çeşitli örneklerle anlatıyor: "Kadın düşmanı, evde kalmış, erkeklerden nefret eden kadınlardık bizler. Tu kakaydık. Kitaplarımızı satmaya ve düşüncelerimizi yaygınlaştırmaya çalıştığımız fuarlarda ‘Feministleri gördün mü?’ diyenleri duyardık.”2

KADINLARIN İLK GÖZ AĞRISI: YAZKO 4.SAYFA

Bu süreçte 12 Eylül döneminde faaliyet gösteren Yazarlar Kooperatifi Yazko'nun haftalık yayını Somut hayattaydı. Kadınlara ayrılan 4.Sayfa pek çok kadının feministlik sürecinin ilk göz ağrısı oldu.

 “…Stella Ovadia’nın da yer aldığı 4. Sayfa yayın hayatı pek uzun sürmese de birçok kadının düşüncesinde değerinden bir şey kaybetmedi. Öyle bir enerji saklıydı ki 4.Sayfada kadınlar o enerjiyi ödünç alarak büyüttü ve bir harekete dönüştürdüler. İlk kez bir gazetede ‘don-sutyen-makyaj-mutlu evlilik-iyi yemek yapmak’la ilgili öğütlere yer vermeyen bir kadın sayfası yapıldı. Bu sayfanın yapılmasıyla Türkiye'deki kadın hareketi kendine yeni bir yol aramaya karar verdi, aradı, nice yollar buldu sonrasını da kimse durduramadı…”1

1984’TE KADIN ÇEVRESİ KURULUYOR

Bu buluşmalarla başlayan hareket, 1984’te başka bir yapılanmaya geçti Kadın Çevresi girişimi (Kadın Çevresi Yayıncılık, Hizmet ve Danışmanlık AŞ) hayata geçirildi. Bu Türkiye feminist hareketinin dönüm noktalarından biriydi. Bu yapı altında kadın emeği, hakları ve dayanışma için feminizmin konuşulduğu toplantılar başladı.

Cumhuriyet gazetesinin 18 Mart 1984 tarihli Kadın Çevresi’nin kurulduğunu belirten haberinde, kadın dayanışmasının kurucuları arasında Müzeyyen Aytaç, Nilgün Himmetoğlu, Gülser Kayır, Stella Ovadia ve Nurşen Özturalı olduğu sergileniyor.  Türkiye’de feminist hareket böylelikle daha da resmiyet kazandığının görseli olan bu fotoğrafta3 soldan ikinci ise Stella.

1987, DAYAĞA KARŞI İLK KAMPANYA, KADINLAR ARTIK YÜRÜYOR

"Kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin." 

Kadınların Dayağa Karşı Dayanışma Kampanyası, boşanma davası açan bir kadının aleyhine verdiği gerekçeli kararda, “Kadının sırtından sopa, karnından sıpa eksik olmamalı” diyen Yargıç Mustafa Durmuş’a açtığı davayla başladı. Stella’nın da içinde bulunduğu birçok kadın dayağın meşrulaştırılmasını protesto etmek için birlikte omuz omuza yürüdü.

Kaynak: Resim1. Feminist Dergisi (3.sayı-Ekim 1987), http://www.sosyalistfeministkolektif.org/tag/stella-ovadia/, Resim2: Kadın Dayanışma Vakfı

Bu yürüyüşle birlikte darbe sonrası ilk defa kadınlar sokağa inip, dayağı protesto için kitlesel bir yürüyüş gerçekleştirdi. Kadınlar, 17 Mayıs 1987’de Kadıköy Yoğurtçu Parkından Söğütlüçeşme’ye kadar yürüdü.

8 Mart Kadınlar Gününü bize hediye edilmesine emeği olan bu güzel kadınlara ayrı ayrı teşekkür ederim. 

“…Bir cemaate ait olma bilincini ve dayanışma gereğini babamdan, cemaatimin kadınlar olduğunu da Christine Delphy’den öğrendim. Biz kadınlar için harekete geçmek Şirin Tekeli ile, sokağa çıkmak ise Ayşe Düzkan ile mümkün oldu. Kadın Çevresi’nin kurulması, Kadınlar Dilekçesi’nin örgütlenmesi, Dayağa Karşı Kampanya, Feminist Haftasonu, Sığınak ile Kurultay için çalışmaların içinde yer aldım. Kadın olmakla ilgili yapıp ettiklerim Yahudiliğimden ayrı düşünülemez. Feministliğim, kızımın bir hediyesi. 4.Sayfa ile başlayan yazı serüveni kısa bir süre Kadınca, Birikim, Defter dergilerinde devam etti ve bitti…” diyen Stella Ovadia sana da teşekkürler. Bu teşekkür, cemaatin kadınlarının stellası, yıldızı olduğun için.

1 Yazko Somut 4. Sayfa İlk Feminist Yazılar kitabı tanıtımından Yazar: Evin Doğu , Stella Ovadia

2 Ayhan Abayhan, ISTDERGI, Fotoğraflarla 1980’lerde Feminist Hareket, 9 Haziran 2021 https://www.istdergi.com/tarih-belge/fotograflarla-1980lerde-feminist-hareket

3 Uğur Gündüz, Cumhuriyet Gazetesi, 18 Mart 1984, Kadın Eserleri Kütüphanesi arşivinden

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün