Kayin ile Evel’in öyküsünü hepimiz biliriz. Dünyada ilk cinayeti işleyen Kayin ile maktul perdesini açan Evel aslında basit bir kıskançlığın sonunda bu duruma gelmişlerdir. Kıskançlık hepimizin içinde olan ‘yetser ara’ yani kötü isteklerin bir ürünüdür. Yetser ara son derece akıllı davranarak yanlış şeyler yapmamızı sağlar. Bunu da bizi yanlış yönlendirerek yapar. Yoksa yetser ara yöntemlerinde bize doğrudan yanlış yaptırma yönlendirmesi görülmez.
İlk korban Kayin tarafından getirilir. Düşüncesi son derece özel ve yüksektir. Evel ondan görerek daha özenli bir bir korban hazırlar. Nitekim bilindiği gibi Evel’in korbanı kabul görürken Kayin’in korbanı kabul görmez. Bu Kayin’de bir öfkeye sebep olur. İşte bu öfke sonunda gelişen olaylar onları cinayetin eşiğine getirir.
Öfke Kayin’in Tanrı ile olan dialoğuna da yansır. Kardeşin nerede sorusuna Kayin “Aşomer ahi anohi / Kardeşimin bekçisi miyim” ifadesiyle yanıt verir. Buradaki sert ifade hem suçluluğu hem de öfkeyi göstermektedir. Sonunda Tanrı tarafından Kayin boş ve göçebe olmakla cezalandırılır. Kayin bu cezanın kaldırabileceğinden fazla olduğunu “Gadol avoni mineso” sözüyle ifade eder. Tanrı Kayin’in alnına bir işaret koyar.
Rabiler bu işaretin ne olduğunu sorgular. Rav İzak Peres’in aktardığına göre bu işaret ‘vav’ harfinden başka bir şey değildir. İlk bakışta ‘vav’ harfinin ne anlama geldiğini anlamak kolay değildir. Rav Peres Tanrı’nın burada Kayin’e önemli bir mesaj verdiğini anlatır. Kayin işlediği cinayet ile ‘yotser’ yani yaratıcıyı aklından çıkarmış ve ‘yetser’ yani isteklerine yenik düşmüştür. Kayin’in eksikliğini göstermek ve onu uyarmak için de Tanrı iki sözcük arasındaki fark olan ‘vav’ harfini onun alnına işaret olarak yerleştirmiştir.
Hepimiz zaman zaman yetser yani isteklerimizin peşinde koşarız. Ancak her adımda ve yerde Yaratıcının kim olduğunu asla akıldan çıkarmamak gerekir. Yotser yani Yaratıcımız bizlere her zaman yol ögsterecektir.