Geçtiğimiz hafta yüreğimi sızlatan fakat aynı zamanda inanılmaz hayranlık ve takdirle seyrettiğim bir film gösterisindeydim.
Tel Aviv’deki Fransız Enstitüsü, Fransız yapımı ‘Umut Kemanları’ veya uluslararası bilinen ismiyle ‘The Violins of Hope’ belgeselinin ön izlemesini sundu. Belgeselde, II. Dünya Savaşı sırasında kamplara sürülen Yahudilere ait birçok kemanı restore eden İsrailli ünlü usta keman yapımcısı Amnon Weinstein'ın bizzat katılımı söz konusu. Bu belgesel, sevgili Amnon’a canlı bir övgü niteliğinde… O, bu övgünün her saniyesine layık bir kişi. Belgesele konu olan kemanlar ise, getto veya ölüm kamplarından geriye kalan yüzlerce Holokost kurbanlarının kemanlarınıydı.
1939 Tel Aviv doğumlu Amnon Weinstein, hayatta kalan bu kemanları bulmaya karar verdiği günden itibaren onları tamir etmeyi ve adeta canlı tanıklar olarak hayat vermeyi amaç edinmiş. Anne ve babasının tüm ailesini toplama kamplarında kaybeden Usta, gerçek bir hafıza mirası haline gelen bu kemanların bakımını sonsuz bir incelik, derin bir tutku ve sanatla yapıyor.
Amnon ile 2015 yılında CRR’de gerçekleşen ‘Dünyanın Kemanları Festivali’nde tanışmıştım.
Umudun Kemanları projesi konserlerinde, dünyanın çeşitli ülkelerinde Amnon’a eşlik ederek kemanıları icra eden Virtüöz Cihat Aşkın ve eşi Nisan ile Tel Aviv’de Amnon’un atölyesini ziyaret etmiştim. Bir keman laboratuvarına benzeyen bu akıl almaz mekanı tanıma fırsatını bulduğuma çok mutlu olmuştum.
Gösterilen belgeselde de Avrupa Yahudilerinin kültürel mirasından kalan sessiz şahitleri kemanlarının onarımıyla ilgilenen Amnon Weinstein'ı atölyesinde, onlara nasıl sebatla ve büyük bir sevgiyle tekrar can verdiğine tanık olduk. Kendisinden önce babası ve bugün oğlu Avshi ile sıra dışı bir tutkuyu paylaşan bu luthier'in çalışmalarını izlerken duygulanmamak mümkün değildi.
Seyrederken birçok kez kemanların aile hikayesini dinlerken gözyaşlarıma hakim olamadım.
Acı kaderlerinden sonra, Amnon’un mucizevi restorasyonlarına kattığı sevgi ile canlanan tüm bu özel kemanlar, şimdi ‘Umut Kemanları’ programını oluşturuyor. Proje dünya çapında birçok yerde sahne alıyor. Berlin'de, New York'ta, Paris veya Tel Aviv'de günümüzün en büyük virtüözleri, bu kemanlarla klasik repertuardan önemli eserler icra ederken onları adeta tekrar konuşturuyor. Belgeselde söylenilen şu cümleyi paylaşmadan geçemeyeceğim:
“Her konser tılsımlı bir parantez, yas ile meditasyonun birbirine karıştığı bir duygu ama aynı zamanda inanılmaz bir kurtarıcı enerji, müziğin gücü ve barbarlık karşısında tekrar galip gelme hissidir.”
Eğer bu eşsiz insanı siz de seyretmek isterseniz belgeselin ilk televizyon yayını 18 Kasım’da Fransız Histoire TV kanalında yapılacak.
Fransız Enstitüsü tarafından gerçekleşen projeksiyon, Fransa'nın İsrail Büyükelçisi tarafından Mart 2022'de Legion d’Honneur nişanına layık görülen, eğitimini İtalya ve Paris’te yapmış Amnon Weinstein'ı onurlandırmanın bir devamı olmuş.
Film sonunda Amnon ve eşi Asi’ye sarılırken bu kadar kutsal bir projeye can verdikleri için onları tekrar tekrar hep birlikte kutladık.
Amnon, kemanların o insanlar için hep bir umut olduğunu anlatırken ölüme giden suçsuz ve masum insanların çaldığı ezgileri, yanlarında tek taşıyabildikleri bu kemanları düşündüm. Belki de, günümüzde dünyaca en ünlü keman virtüözlerinin Yahudi oluşu tesadüf değildir ve yine belki de, tüm kurban edilenlerin ruhunu yaşatmak için her yerde kemanlarını dinletmeye devam edeceklerdir.