Geçtiğimiz hafta çarşamba akşamı Şalom yazarları ve çalışanları olarak üç yıl aradan sonra ilk defa bir yılbaşı yemeğinde bir araya geldik. Bu gece yıllarca yaptığımız yılsonu yemeklerinden biraz daha özeldi; hem gazetemizin 75. yılını kutladık, hem de pandemiden yani üç seneden sonra çoğumuz ilk defa yüz yüze görüşme imkânı yakaladık. Yıllarca haftada bir veya en geç birkaç ayda bir görüşen insanlar için üç yıllık süre çok fazla. Hayat akışımızın, rutinimizin bir parçası olan Şalom ailesinin çok uzun bir aradan sonra birbirine fiziksel olarak kavuşması, bilgisayar ekranında değil yüz yüze sohbet edebilmesi, aynı masada karşılıklı yemek yiyebilmesi, 2022’nin en keyifli buluşmalarından biri oldu. Şalom’un 75. yılı ve yılbaşı gecesi, bana da bu yılın ‘en’lerini düşünmem için ilham oldu.
***
2022’de en duygulandığım köşe yazısı Yılmaz Özdil’in Sözcü Gazetesi’ndeki ‘Sefarad’ başlıklı yazısı oldu. Uzun zamandır ilk defa bir köşe yazısı okurken gözlerim doldu. Türk Yahudi Cemaatini bu kadar iyi anlayan ve daha da önemlisi bu kadar iyi anlatan, ana akım medyada bu kadar samimi anlatmak isteyen başka bir yazıyla henüz karşılaşmadım. Kendisine çok teşekkür ederim.
***
Bu yıl en mutlu olduğum anlardan biri pandemiden beri ilk defa iş için değil, keyif için bir yurtdışı uçağına bindiğim an oldu. Uçağın girişindeki kırmızı kıyafetli hostesler, uçakta ikram edilen yoğunluğu seyrek kahve bile beni ilk defa uçağa binermişçesine mutlu etti. İstanbul Havalimanında yaptığım birkaç bin adımlık sabah kardiosundan bile şikâyet etmedim. Her havalimanına gittiğimde yaşlanınca bu kadar yürüyüşü nasıl yapacağım düşüncesi bile aklımdan uçtu. Gidiş uçağında maske zorunluluğu olması, döndüğüm gün ise maske zorunluluğunun kalkmış olması bana eski günlere yavaş yavaş döndüğümüzün sinyalini vermişti.
***
2022’nin en anlamadığım, ancak sonrasında kalan seyircilerle sohbet ortamında konuyu açıklayan en değişik tiyatro tecrübem Okan Bayülgen’in Shakespeare’in Richard III adlı trajedisinden uyarladığı tiyatrosu oldu. İlk defa “anlamadım” diye düşündüğüm bir tiyatronun akabinde açıklayıcı bir sohbete katıldım. Bu da keyifli bir tecrübe oldu.
***
Bu sene kaçırsam da yapıldığına en sevindiğim olaylardan biri geçtiğimiz hafta Bebek Park’ında Hanuka’nın son günü tüm mumları yakılan dev menora oldu. Gençliğimden beri yurtdışında yakılan dev Hanukiyaları çok beğenirim. İnancınız ne olursa olsun, mucize ve ışık temalı bir bayramı birlikte kutlamak güzel dilekler ve iyi enerjiler getirir. Bu yıl, özellikle de son iki ay kanımızı donduran bir sürü üzücü haber okuduk. O yüzdendir ki, özellikle bu yazıda onlara yer vermek istemedim. 2022’nin “en”leri olarak hatırlamayalım diye. 2023 yılımız geride bıraktığımız Hanuka Bayramı gibi mucizeler getirsin. Sevdikleriniz ve ailenizle geçireceğiniz nice mutlu yıllara…