Teknolojik yenilikler, kültürel değişmeler, bilgi ve enformasyonun artışı, Enformasyon Devrimi’nin toplumsal koşullarının hazırlarken, toplumsal hiyerarşilerde yeniden yapılanıyordu. Değişme paralel olarak artık, ülke genelini belirleyici bir gösterge olarak GSMH (Gayri Safi Milli Hasıla) yerine, ülke geneli medyalardan soruluyor. Toplum medya söylemiyle belirleniyor, gelişmişlik düzeyi medyalarda ölçümleniyor, politika medyalara bağlı gelişme gösteriyor. En genel temsil etme ile medyalar, böylece toplumsal hiyerarşinin en üstünde yer almaya başlıyor.
Habercilik dünyanın global hayatından ve döngüsünden başlayarak, en dar alanlardaki yayıncılığa kadar indirgenerek etkililik yaratmaktadır. Egemenlik ise bu noktada başlar.
Çok uluslu kuruluşların reklama ödedikleri paralar ve bu rakamların büyüklüğünden, büyük ülkelerin, çoğunlukla Batılı ülkelerin doğu ve Ortadoğu öncelikli olmak üzere yaptıkları ticari akınlar, günümüzde artık medyadan ve reklamlar yanında en etkili araç olan haberden geçmektedir. O kadar ki dezenformasyon ve manipülasyonlarla dolu içeriklerle haberlerini halka ulaştıran kuruluşlar bu büyük ülkelerin haberlerin egemenliğini ne denli bildiklerinin de kanıtları olurlar.
Medya her koldan insanın gündelik hayatına, kalıcı geleceğine, dolayısıyla geçmişine olduğu gibi, bugününe ve yarınına etki edebilen bir yayılmacılıkla büyürken, tüm bu hayatları da etkisi altına alarak yoluna devam eder.
Medyanın bu kapsayıcı ve etkileyici gelişimi ve yapısı içerisinde, neredeyse aciz durumda olan, birey, bu noktada bir isim değişikliğine uğrar. Artık ona “izler kitle, dinler kitle veya okuyucu” dememiz söz konusudur.
Medya organları söz konusu kitlelere dönüşen geçmişin bireyini etkilemeyi hedefler. O kadar ki bu noktada birey diye başladığımız izler, dinler kitle ve okuyucu artık yeniden anlam kazandırılan yeni bir isme sahiptir. Ona rahatlıkla tüketici dememiz mümkündür. Bu noktada tüketici sadece medyadan etkilenerek dışarıda alım yapan birey değildir. Medyanın kendini de tüketen kitledir. Sayıları “rating” (izlenme oranı) anlamı taşıyan ve bu rakamın ekonomik sonuçları olan bir kitledir.
Tüm bu değerlere bağlantı kurduğumuzda popüler kültürün satıcı kimliği ile tüketici kimliği arasında çift yönlü iletişim kuran medyanın tüm dalları, başta habercilik olma üzere bir çok içerik ile kitleleri kendine bağlamayı hedefler. Bunu en önemli adımı ise kitleleri etkileyebilme dolayısı ile gündemi belirleme hedefindedirler.
Habermas’a göre modern dönemle birlikte kamusal alanda feodal koşullara bir geri dönüş yaşanmaktadır. Gerçekten de günümüzde büyük örgütler, birbiriyle ve devletle yarışırlar; kendi yönelimlerine bir ölçüde halkın desteğini sağlamak için halkla ilişkiler stratejilerine başvururlar. Bunun sonucunda, kamuoyu giderek küçülmüş siyasal yaşamla ilgilenmeyen ve hiçbir eleştirel değer taşımayan bir duruma gelmiştir.
Günümüzde yaşamla ilgili her olayın haberi, kitle iletişim araçlarından alınmaktadır. Modern insan dünyayı, yaşamı, insanın kendisini bile bu araçların hazırladığı içerik yoluyla anlamlandırmaktadır. Kitle iletişim araçları yoluyla gerçekleştirilen iletişim süreci, mesajı gönderen ile alan tarafından başat kültür alanı içerisinde anlaşabilmesini gerektirmektedir.
Bu iletişim sürecinde mesajı alan kesimler bağımlı konumdadırlar, eşit ya da özgür değildirler. Çünkü gönderilen mesajlar, mesajı hazırlayan kişilerin değerlerine, normlarına göre önceden hazırlanmakta, bu nedenle de toplumdaki egemenlik ilişkilerini taşıyan kültüre göre yorumlanmak zorunda kalmaktadır. Bunun nedeni ise, bireyin var olan toplum yaşamına uyumlaşma zorunluluğudur.
19. yüzyılın ikinci yarısında telgrafın icadıyla birlikte çok uzaklardaki haberleri alabilme ve gazete vasıtasıyla, geniş kitlelere iletebilme imkanı, 20. yüzyıl başında radyonun insan hayatına girmesiyle haber ve bilginin çok geniş bir alana yayılmasını sağlamıştır. Ellili yıllardan itibaren ise yaygınlaşmaya başlayan televizyon kısa sürede radyonun önüne geçmiş oldu.
Seksenlerin sonunda, uydu yayıncılığının gelişmesiyle, dünyanın her tarafına yayın yapabilen televizyonlar, coğrafi ve siyasal sınırları da ortadan kaldırmıştır. Bu gelişmelere sona eren yüz yıl sonuna da doğru hızla gelişen ve yaygınlaşan kişisel bilgisayar ve internet şebekelerini de katarsak küresel çapta bir iletişim çağını yaşamakta olduğumuz görülmektedir. Dijitalleşen yayıncılık teknolojileri dünyayı sararken aynı zamanda küçültmüştür. Bu küçülme iletişimin artışı ve haberciliğin iletişime paralel hızla ilerlemesi anlamı taşırken, modernleşmenin de hem sonucu hem de sebebi olmayı başarmıştır.
Günümüzde teknolojik gelişmeye paralel olarak herhangi bir bilginin dünyanın bir ucundan diğer ucuna ulaşması saniyelere indirgenmiştir. Medya teknolojisindeki gelişmeler, iletişim araçlarının bilgisayar sistemleri ve telekomünikasyon teknikleriyle bütünleşmesi, dijital teknolojinin iletişim araçlarında sağladığı hız, çeşitlilik, çok boyutluluk, ve multimedya sanayi; veri, görüntü ve metin değişiminde gelişkin bir ortam sağlamakla kalmamış, iletişimin içeriğini, niteliğini, amaç ve işlevlerini de değiştirmiştir. Bu değişime koşut olarak olayların ve gelişmelerin dünyanın her yerinde neredeyse aynı anda yaşandığı, görüldüğü, dinlendiği, kolektif - evrensel bir çağa girilmiş bulunulmaktadır.
Kitle iletişim araçları aracılığı ile haber vermede kullanılan tekniğin değişmesi, ses ve görüntünün de devreye girmesi sadece bilginin değil aynı zamanda haberin yapısınıda etkilemiştir. Haber, özellikle radyo ve televizyon ile birlikte yeni bir yapıya kavuşmuş, etkileri farklılaşmıştır. Teknolojik gelişmeler sayesinde özellikle televizyonun, telefon ve bilgisayarla olan kullanımı ve nihayet internetin bir ağ ile tüm dünyayı sarması, haberi daha hızlı yayılan ve tüketilen bir olgu olarak yeniden yapılandırmakla kalmamış, haberin daha hızlı tüketilmesi, daha farklı haber toplama organizasyonlarına gidilmesini de zorunlu kılmıştır.
Kitle iletişim araçlarının asıl görevi kamuoyunu bilgilendirmek, olan bitenden haberdar etmektir. Bu gerçek evrensel olarak kabul gördüğü için çağdaş demokrasilerde kitle iletişim araçları saygı görürler ve bu konumlarına uygun sorumluluk taşımaları gerekir. Halkı ilgilendiren önemli sorunlar ve konuların ihmal edilmediği ülkemizde de gözlemlenmekte ve getirebileceğimiz çeşitli eleştirilere rağmen, örneğin sel olayı gibi güncel önemi büyük zamanlarda medyamızın değer görülmektedir. Bu nedenle bir çok eleştiri getirebilecek medya yapımıza bu ihtiyaç noktasında gereken değeri vermek gerekir.
Gerek liberal gelenek gerekse eleştirel gelenek içerisindeki düşünürlerin, kitle iletişim araçlarının birey ve toplum üzerinde çeşitli etkilere sahip olduğu konusunda hemfikir oldukları gözükmektedir. Bu etkilemenin olumlu ve olumsuz taraflarının olduğu kesindir; ancak günümüzün bir değerlendirilmesi yapıldığında bu etkilemenin olumsuz yönlerinin ağır bastığı görülmektedir. Nitekim, bu araçlar, insanları kendilerine bağlayarak, sosyal etkileşimi zayıflatmış, insanların boş zamanlarında birbirleriyle yapabilecekleri fikir alış verişlerini engellemiştir. Böylelikle de birbirinden habersiz, birbirine karşı duyarsız insanlardan oluşan bir toplumun oluşmasına yol açmıştır. Bu durumun yaşanmasında en büyük pay sahibinin televizyon olduğu açıktır.
Kitle iletişim araçlarının en etkilisi televizyonun daha işlevsel bir hale getirilmesi, daha nitelikli yayınların yapılması ile insanların entelektüel bilgi birikimlerinin artırılması amaçlanmalıdır. Böylelikle de, olayları analiz edebilen, sorgulayıcı düşünme gücüne sahip bireylerden oluşan bir toplumun oluşması mümkün olabilir. Kendisine sunulan her şeyi gerçeklik olarak algılayan, kitle iletişim araçlarından yapılan niteliksiz yayınlar ile köreltilen, dünyaya kendi gözleri ile bakamayan bireyler haline gelinmemesi için bu konularda duyarlı olunması, yapılan yayınların eleştirilmesi ve bu konuda bir kamuoyu oluşturulması gerekli gözükmektedir.
Bu değerlendirmede ilk “silah” haberdir. Temelinde popüler kültürün en değerli kitlesi olan tüketiciye en etkili ve egemen ulaşım noktası haberdir. Haberin egemenliği altında kalan tüketici (izler, dinler kitle, okuyucu) (birey), haberi yapan (satan) tarafın en can alıcı hedefi olmakla birlikte, ulaşılması en kolay ve en savunmasız olandır. Popüler kültür bu noktada mevcut sistemin, günümüzün en kaçınılmazıdır.