İsviçre’nin Davos kasabasında 1971 yılından bu yana düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) 16 Ocak’ta başladı. WEF'in kurucusu Prof. Dr. Klaus Schwab yaptığı açıklamada, küresel ve ulusal düzeyde artan parçalanmanın güven erozyonuyla birleştiğini belirterek, zirvenin bu yılki temasının ‘Parçalanmış Bir Dünyada İş Birliği’ olduğunu açıkladı. 20 Ocak’a kadar sürecek zirve kapsamında, 130 ülkeden 50’si devlet ve hükümet başkanı olmak üzere 2 bin 700’den fazla katılımcı bir araya gelecek. Zirvede, iklim değişikliği, enflasyon, gıda güvenliği, açlık, terör ve Rusya-Ukrayna Savaşı, enerji, işgücü gibi birçok konu düzenlenen oturumlar ve konferanslarda ele alınacak. Bu yıl 53’üncüsü düzenlenen zirvede, dünyanın karşı karşıya olduğu sorunların üstesinden gelmek için çözümlere ve kamu-özel iş birliğine odaklanılıyor.
Forum ilk olarak 1971’de Alman Profesör Klaus Schwab'ın Avrupa’da gelişimin nasıl sağlanacağına yönelik teknikleri geliştirmek üzere Batı Avrupa firmalarından 444 kişilik bir grubu Davos’a davet ederek, Davos Kongre Merkezinde düzenlenen Avrupa Yönetim Sempozyumu (European Management Symposium) adı altında gerçekleşen tartışma odaklı toplantılar olarak ortaya çıktı.
Schwab'ın bu toplantıları düzenlemekteki asıl amacı Avrupa firmalarının Amerikan yönetim pratiği stratejileri ile tanışmasını sağlamaktı. Bunun ardından Cenova merkezli ve kar amacı gütmeyen Avrupa Ekonomik Forumu’nu kuran Schwab, Avrupalı liderleri her yılın ocak ayı içerisinde bir araya getirerek forumun temellerini attı. 1973 yılında Bretton Woods'un batması ve Arap-İsrail savaşı, toplantıların merceğini yeni ekonomik koşullara, enerji eksenli uluslararası siyasete temel olan ekonomik ve sosyal konulardan politik konulara da kaydırdı. Foruma ilk kez 1974 yılında siyasi liderlerin de davet edilmesi kararı alındı.
2023 toplantılarının pek çok önemli başlığı var ama benim algımdaki seçiciliğim nedeniyle en önemli başlıklardan biri ‘küresel ısınma ve iklim değişikliği’. Her yıl etkinlik organizatörlerine yöneltilen başlıca eleştirilerden biri, 2022’de her on katılımcıdan biri Davos’a özel jetleriyle seyahat ederken, iklim krizini toplantı gündemine almanın ikiyüzlülüğü. Geçen yıl mayıs ayındaki yıllık toplantıda, 1.040 özel jet, İsviçre'deki dağ tatil beldesine hizmet veren havaalanlarına girip çıkarak, bu oldukça kirletici seyahat biçiminden dolayı haftalık ortalama dört kat daha fazla CO2 emisyonu saldı. Greenpeace AB sorumlularından Lorelei Limousin, “Zengin ve güçlü kişiler, küresel ekonomiyi ve iklimi kapalı kapılar ardında tartışmak için özel jetlerle Davos'a akın ederken, tüm Avrupa'da kış sıcaklık rekorları kırılıyor” diyor. Ayrıca, Greenpeace'in yeni araştırması, örneğin geçen yıl İsviçre'nin Davos kentinde düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu sırasında özel jet emisyonlarının dört katına çıktığını ortaya koyuyor. Yani katılımcılarının özel jetleriyle geldikleri Davos Zirvesi ciddi sarkastik taraflarıyla kamuoyunu konuşturuyor.
Ancak eleştirilere rağmen Davos, küresel ölçekte tartışma ve münazara için benzersiz bir forum ve 50 yıllık tarihi boyunca bazı önemli başarılara da imza attı. Avrupa Ekonomik Forumu, 1987’de adını Dünya Ekonomik Forumu olarak değiştirdi ve vizyonunu ‘uluslararası anlaşmazlık ve uyumsuzlukları çözüme ulaştırma platformu’ olarak genişletti. Bu bağlamda mesela 1988 yılında toplantıda imzalanan ve Davos Deklarasyonu olarak bilinen anlaşma, Türkiye ve Yunanistan'ın silahlı bir çatışmanın eşiğinden geri adım atmasına yardımcı oldu.
Yine 1992'de Nelson Mandela ve ardından Güney Afrika Devlet Başkanı FW de Klerk, apartheid rejimini sona erdirmek için önemli bir adım olduğu düşünülen Davos'ta uluslararası sahnede birlikte ilk kez birlikte göründüler. Çift, ertesi yıl Nobel Barış Ödülü'nü kazandı. 1994 yılı toplantısında İsrail Dışişleri Bakanı Şimon Peres ve Filistin Kurtuluş Örgütü Başkanı Yaser Arafat arasında Gazze ve Batı Şeria'ya yönelik anlaşma imzalanmış olsa da bugünkü durum oldukça karmaşık. Bill Gates'in 2008 toplantısında ‘Yaratıcı Kapitalizm’ başlığıyla yaptığı konuşma da, kapitalizmin dünya üzerindeki eşitsizlikleri düzeltmede ve pazar güçlerini kullanarak yoksulların ihtiyaçlarını gidermede önem taşıdığına yönelik iddiasıydı.
Davos’un en eşsiz yanlarından biri de katılanlardır. Sık sık dünyanın ayrıcalıklı yüzde 1'inin konuştuğu bir platform olmakla eleştirilse de aynı zamanda insanların küresel ölçekte değişimi etkilemek için bu güçlü elitleri etkilemeye ve lobi yapmaya geldiği yerdir. Bu yılın Küresel Riskler Raporu’nda WEF Genel Müdürü Saadia Zahidi, Rusya ile Ukrayna arasındaki çatışma bir yıla yaklaşırken, devam eden şoklar nedeniyle önümüzdeki iki yıl ekonomiler ve toplumların kolayca toparlanamayacağını ifade ediyor. Rapor ayrıca yaşam maliyeti krizinin toplum için en önemli kısa vadeli risk olduğunu da tespit etti.
2023 Davos’unu heyecanla takip edeceğim. Sonraki yazının konusu da sanırım yine Davos olacak.