Üslup, sözcük tanımına göre bir şeyi anlatma biçimi, deyiş tarzı veya yapış biçimidir. Söz konusu yazı olduğunda üslup yazış yolu (cümlelerin uzun kısalığı, netliği, tasvir biçimi) ve ifade şekli anlamına da gelir. Sadece yazılarda değil, hayatın içinde de üslup çok önemlidir; karşımızdakini kırmadan önemli bir noktayı vurgulamak, haklıyken haksız duruma düşmemek için terbiye sınırlarını aşmamak çok önemlidir. Öbür türlü varmak istediğimiz yolda anlatmak istediğimiz nokta bir açıklamadan çok, kişisel bir husumet yansıması verir. Hayatta her şeyin fazlası zehir. Paracelcus’un da dediği gibi “Zehri de zehir yapan dozdur.” Suyun bile fazlasının zehir olduğu bu dünyada, terbiye sınırları ihlal edilerek yapılan eleştirinin dozu kaçar, konuşanın / yazanın ‘gerçekten’ nereye varmak istediği akıllarda soru işareti uyandırır.
***
Geçtiğimiz hafta Avlaremoz’un sitesinde 14 Ocak’ta gerçekleşen Şalom genel yayın yönetmenliği seçimleri ile ilgili bir yazı çıktı. Bu yazı alaycı üslubu ve yanlışlarla dolu açıklamalarıyla sosyal medyada on binlerce kişiye yayıldı. Normal şartlarda bu üsluptaki herhangi bir yazıya cevap bile vermeyen bir karakterim olmasına rağmen, bu yazı çok fazla yanlış bilgi içerdiği için, ben de kendi platformumda, kendi üslubumda bazı konuları netleştirmek istedim.
Gerek Şalom’da gerekse cemaatimizin herhangi bir kurumunda aynı kişinin iki kereden fazla başkanlık yapmaması konusunda ben de hemfikirim. Normal şartlarda herhangi bir kurumda ikinci dönemini tamamlayan başkan, görevini gençlere devretmeli ve onların mentoru olarak görevlerini devam ettirmelidir. Bugüne kadar seçim yapılmaması, doğru bir üslupla eleştirildiğinde masaya dökülebilecek haklı bir konudur. Ancak 2023’te yapılan seçimleri olduğundan çok farklı göstermek, bunu da çok yanlış bir üslupla yapmak okuyucuyu yanıltır. Burada da ‘Şalomcu’lara söz hakkı düşer. Şalom genel yayın yönetmeni, Şalom yazarları tarafından ve Şalom’un içinden seçilir. Seçimler, yazıda sözü geçtiği gibi WhatsApp üzerinden ve gizlilikle planlanmamıştır. Haftalar önceden tüm Şalom yazarlarına aday olabilecekleri bildirilmiş, İvo Molinas’tan başka genel yayın yönetmeni yapmak isteyen aday seçimde çıkmamıştır. Hem aday olma süreci hem de seçim süreci şeffaflıkla yürümüştür. Başka adayların önü kesilmiş, gazetenin yazarları susturulmuş gibi göstermek yanlış ve sadece gazetenin başkanına değil, Şalom’a emek veren tüm yazarlara saygısızlıktır. Bu seçimi İvo Molinas hakkıyla kazanmış, bir kere daha elini taşın altına sokmuştur.
Şalom, dini bir kurum değil, bir gazetedir. 19 yıllık Şalom hayatımda toplantılarımız her zaman cumartesi yapılmıştır çünkü çoğu profesyonel çalışan dev gönüllü kadrosunun toplanabileceği başka bir gün yoktur. En azından benim Şalom’da bulunduğum yıllarda, bu konuda hiçbir şikâyet gelmemiştir. Dolayısıyla seçimin de cumartesi yapılması en geniş katılım için tek opsiyondur. Şabat’a uyan yazarlara çok saygı duymakla birlikte, bir elin parmaklarını geçmediğini ve seçim sonucunu etkilemeyeceğini vurgulamak isterim.
Gönül isterdi ki antisemitizm ve ayrımcılığa karşı kurulan Avlaremoz sitesinde Şalom’la ilgili yazılan yazılar daha doğru ve daha araştırılarak yazılsın ve kırıcı bir üslupla olmasın.
Zaten önyargıyla yaklaşılan bir cemaatte, Avlaremoz’un sitesinde çıkan ve sosyal medyada on binlere yayılan bu yazının, Türkiye’de yaşayan Türk Yahudi Cemaati’ne ne kazandırdığını ve ne kaybettirdiğini düşünmek gerekir…