Başımız sağ olsun Türkiyem.
Karanlık. Bir kere daha karanlığa gömüldü ülkem. Bir kere daha yıkıldı, yıkıldık. Ülkenin yarısı… Karanlıklar altında. Yıkılan binalar, göçük altında kalanlar. Hem de kimisi çok yeni. “10-15 yıllık yeni mahalle çöktü” diyor Adanalı arkadaşım. Kiminin anasından, kiminin çalışanından haber alınamıyor. Karanlık bir tablo çiziyor memleketim. Acımız büyük.
Yazacak bir şey yok. Söyleyecek hiçbir şey yok. Şimdi kendime kızıyorum. Zamanında aldığım ilk yardım eğitimini güncellemediğim için kızıyorum. Yardıma ve imdada koşacak gruplara şimdiye kadar dahil olmadığım, gerekli eğitimi almadığım için kızıyorum. Deprem bölgesinde yaşayıp depreme bu kadar hazırlıksız olduğumuz için kızıyorum.
Ancak şimdi kızmanın zamanı değil şimdi her şeyden önce sükunetimizi ve akl-ı selimimizi koruyarak yapılabilecekleri planlı ve düzenli bir şekilde yapılmasını sağlamamız gerek. Hepimiz şu an, birey ve kurumlar olarak deprem bölgesine gidip destek vermek istiyoruz. Neredeyse arabamızı yükleyip yola çıkmaya hazırız. Yollar kapalı gidemiyoruz, yerimizde de duramıyoruz. Afet bölgelerinde iki savaş sürüyor. Bir taraftan göçük altında kalanlar var, onlar yaşam savaşı veriyor. Ayakta ancak gidecek yeri olmayanlar var. Soğukta elektriksiz, barınmasız… Bu arada sosyal medya listeler, hesap numaraları kaynıyor. Hangisi doğru hangisi değil bilemiyoruz. Güvendiğimiz bir gruptan bir mesaj gelince doğru olduğuna inanıyoruz, yalan çıkıyor. O yüzden sükûnet ve aklı selim önemli. Ve şimdi en çok da çözüme odaklanmak önemli.
Neler yapabileceğimizi şöyle bir düşünelim isterseniz…
1) İlk günler hayat kurtarma adına öncelikli. Eğer bu konuda eğitimli ve hazırlıklı bir grubun üyesi değilsek afet bölgesine doğru gitmeye çalışmak, etkin görevlilerin çalışmalarına destekten çok zarar verir. Şu an ulusal ve uluslararası arama kurtarma ekiplerinin bölgeye ulaşması en öncelikli konu. Yolları ve alanları açık bırakmak lazım.
2) Kan bağışı. Kan verebilecek yaşta ve sağlıklıysak, yapabileceğimiz ilk iş kan bağışı.
3) Türk Yahudi Toplumu kurumları dahil birçok kurum bağış toplama kampanyalarına başladı. Takipte kalırken yanlış bilgilerin de ortalıkta dolaştığını unutmamak gerek. Destek vereceğiniz kurumu önceden tanımış olmakta fayda var. Yoksa TC Vakıflar Genel Müdürlüğünden gelen resmi yazıda ayni yardımların AFAD ve Kızılay’a, nakdi yardımların ise bu kurumlar tarafından açıklanan kampanya bağış hesaplarına yapmak önemli.
4) Belki de en önemlisi deprem bölgesine gitmekten çok, onların sakin bölgelere gelmesini sağlamak. Kurtulanlara buralardaki evlerimizi açmak.
Deprem ülkesinde yaşayıp depreme bu kadar hazırlıklı olmamak hepimizim hatası. Ancak şimdi bunu konuşma zamanı değil. Şimdi tek yürek olma zamanı. Şimdi el ele verip önce enkaz altında kalan canları kurtarmak, sonra da bu kış şartlarında yersiz yurtsuz kalan herkese maddi ve manevi desteğimizi eksik etmeme zamanı.
Şimdi yıkımı temizleme zamanı. Sonra, yaralarımızı nasıl saracağımıza bakacağız. En son olarak da daha güvenilir şehirleri nasıl yeniden inşa edeceğimize bakacağız.
Dileğim nerede karanlık varsa, ışık olsun. Ve ışık artık bir daha hiç sönmesin.