Hepinizin bildiği gibi geçen hafta Tora’nın ‘Yithro’ bölümünü okuduk.
Yine bildiğiniz gibi Yithro, Moşe’nin kayınpederidir.
Moşe Mısır’dan kaçmak zorunda kalınca Midyan ülkesine (Arap yarımadasının Sina Çölüne yakın yöresi) gitmişti. Oraya vardığında kuyu başında saldırıya uğramakta olan kızlar görünce onları kurtarır. Bu kızlar meğerse Midyan başrahibi Yithro’nun çocukları imiş. Moşe bu kızlardan Sephora ile evlenir.
Malum olduğu üzere, Moşe, uzun süre Midyan’da yaşar. Kendisine Tanrı tarafından verilen görev üzerine Mısır’a gider. İsrailoğullarını oradan çıkardıktan sonra hep beraber çöl serüvenine başlar ve Midyan’a doğru yönelir.
Yithro, damadının yakınlara geldiğini duyunca hemen kızı Sephora’yı ve torunları Gerşon ve Eliezer’i yanına alır Moşe’nin yanına gider.
Herkesin sıhhat ve afiyette olduklarını sevinçle kaydettikten sonra, Moşe onları çadırına davet eder. Mısır’dan çıkıştan itibaren yaşadıklarını kayınpederine anlatır.
Ertesi günü Yithro, Moşe’nin halkın dertlerini dinlemek için bir toplantı düzenlediğini ve bu toplantının sabahtan güneş batışına kadar sürdüğünü görür.
Yithro toplantıyı sonuna kadar olayı izler… Bitiminde Moşe’yi yanına çağırır. Ve der ki:
(Kelime kelime Tora’dan alıyorum.)
“Bu halk için ne yaptığını sanıyorsun? Niye tek başına muhatap oluyorsun ve niye bu millet sabahtan akşama kadar senin önüne geliyor?”
Moşe’nin cevabı ilginçtir: “Halk benim önüme Tanrı’ya danışmak için geliyor. Bir meseleleri olduğu zaman bana müracaat ediyorlar tarafları dinliyorum ve onlara Tanrı’nın kanunlarına göre kararımı bildiriyorum.”
Yithro adeta şaşkındır. Moşe’ye şu sözlerle hitap etmeye başlar:
“Yaptığın hiç iyi değil. Hem kendini hem de seninle beraber yürüyen bu halkı helak edeceksin. Görevin senin için çok ağır ve tek başına bu işi başaramazsın.
Şimdi beni dinle. Sana vereceğim tavsiyelere uy ve Tanrı seninle beraber olsun.
Sen Tanrı katında sadece halkının temsilcisi olacaksın ve meseleleri Onun önüne sen götüreceksin. Onlara (halkına) yasa ve kuralları öğret. Takip etmeleri gereken yolları ve ne yapmaları gerektiğini göster.
Toplumun içinden becerikli, tanrıdan korkan, dürüst ve gayrimeşru kazançların düşmanı olan kişileri seç.
Bu insanları, yaşları, bilgileri ve becerilerine göre, biner kişilik, yüzer kişilik, ellişer kişilik ve onar kişilik grupların başına getir. Her birlik, başlarında bulunan şeflerle birlikte, kendi içlerinde problemlerini çözmeye çalışacak. Senin önüne sadece önemli meseleler gelecek. Böylece yükünü ciddi bir şekilde azaltacaksın. Bu yöntemle hareket edersen ve Tanrı’nın izniyle hem sıhhatini koruyacak ve halkını barış içinde hedefine ulaştıracaksın.”
“Moşe kayınpederine uydu ve tüm söylediklerini yerine getirdi.”
Açıkça görüleceği üzere Yithro yalnız Moşe’ye değil adeta tüm toplumları yönetme iddiasında olanlara sesleniyor.
Her şeyden önce ‘karar veren tek adam’ olmak gibi bir heves veya hırsa kapılmak hem kişiyi hem toplumu felakete sürükleyebilir diyor.
Mutlaka görev ve yetkilerin belli bir plan içinde devretmeye gayret edilmesinde ısrar ediyor.
Nitelikli insanların seçilmesi, Yithro’ya göre hayati bir önem taşıyor. Sanki yolsuzlukların üstüne öne gidilmesinin önemini belirtiyor… “gayrimeşru kazançların düşmanı” olmak gereğini kuvvetle vurguluyor…
Moşe Tanrı’nın tam desteğine sahipti. Mısır’dan İsrail oğullarını çıkarma üzere Mısır’a gittiği andan, milleti Israil topraklarının sınırına getirinceye kadar sürekli Tanrı ile temastaydı. Tüm bu gücüne rağmen yukarda okuduğumuz gibi, nispeten tarafsız ve bilgili kişilerden görüş almasının ne kadar önemli olduğunu da anlıyor.
Kulunuza göre, Sina Çölünün derinliklerinden, tüm insanlığa sadece On Emir verilmedi; siyasi olsun iktisadi olsun tüm alanlardaki idarecilere hayatî değerde yönetim kuralları da verildi…
Bendeniz Tora’nın bu bölümünü yöneticilerin el kitabı olarak adlandırıyorum…