Bu yazı, yadsıdığımız gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkmakta ne kadar heveskar ve bir o kadar da sarsıcı olduğunu anlatıyor. Bilimsel verileri dikkate alırsak elbette. Bilgi öyle büyük bir güç ki değerli okuyucular, bunca bilgi kirliliğine rağmen gerçek söz konusu olduğunda kendini diğerlerinden yekpara halde ayrıştırıyor. Kabak gibi görünüyor. Israrla bakmasan da birileri ona muhakkak denk geliyor. Tıpkı benim kendisiyle Anadolu’da karşılaşmam gibi. Herkesin gerçekle bir gün yolu muhakkak kesişiyor.
Olay şu! Deprem her nerede olacak olursa olsun, fay hatlarındaki hareketlenmelerden bunları tahmin edebilmek mümkün. Bunu belki duydunuz ama ben kanıtıyla gördüm!
Henüz tam şu gün denemiyor ancak haftasına varana kadar biliniyor. Şaka yapmıyorum. Depremi araştıran yerler çok önemli dernekler var. Bunu kanıtıyla aktaracağım fakat ister istemez başka bir şeyi hatırladım.
Depremin ilk günleri Antakya’dayken Rusya’dan gelen arama kurtarma ekiplerinden birisi bana demişti ki hatta çekinerek. “Biz Rusya’da haberlerde, Türkiye’nin doğusunda fayda ciddi bir hareketlilik olduğunu yakında deprem beklendiğini dinledik. Bu bilgi size ulaşmadı mı?” diye hayretle sorduğunda şaşırmıştım. O dönem o kadar çok acı vardı ki, bu bilgi için epey geçti zaten. Göz göre göre acılar yaşanıyordu. Daha da ötesinde koordinasyonsuzluk, insiyatifsizlik, iş bilmezlik gibi sebeplerle de insanlar sapır sapır ölmeye devam ediyordu.
Gelelim skandala!
DOHAD yani Doğa Hareketleri Araştırma Derneği Türkiye içindeki fay hatları bölgelerine yerleştirdiği araçlarla depremi öngörebiliyor. Yanlış duymadınız! Yani hangi fay hattının stres toplayıp ya da hangi fay hattında irili ufaklı deprem fırtınası yaşandığını görüyor.
Deprem uzmanları whatsapp grubu üzerinden grafiklerle hareketli durumları sürekli paylaşıyor. Bu derneğe üye olarak verilerden yararlanabiliyorsunuz. İşin ilginci DOHAD’a AFAD’dan da üyeler var!
Gelelim asıl skandala; DOHAD;
11 OCAK 2023’de whatsapp grubuna gördüğünüz grafikle beraber;
“Sakarya’daki istasyonumuz doğuda bir deprem hazırlığı olduğunu gösteriyor. Kuzey Anadolu fay hattında stres artıyor??!!” mesajını yollamış.
Hani Allah’ın takdiri, doğanın intikamı efendim türlü türlü söylemlerle bilimsizliğin kader olarak yutturulmaya çalışıldığı ülkemizde göz göre göre felaketi kucaklamışız sevgili okuyucular. Üstelik göz göre göre. Bu cinayet midir değil midir?
Bakın nasıl Karadeniz’de daha geçen sene Belediye, mazgallara birikenleri temizlemediği için sel tüm şehri sular altına alıyorsa deprem de bilimi hiç dikkate almayanlar sayesinde bu derece ölümcül yaşanıyor. Buna şimdi kader mi diyeceğiz yoksa görevi ihmal mi?
Hani belagata gelince bilmem neredeki koyuna ne olsa sorumluluk vardı. Bir koyun kadar değeri yok mu bu milletin?
Aslında fay hatlarımız belli. Ne kadar çok fay hattı üzerinde öncü izleme istasyonu kurmayı başarırsak o kadar çok veri toplanıyor.
Deprem öncü izleme istasyonlarına daha iyisini geliştirene kadar ihtiyacımız var. Hem de çok ihtiyacımız var.
Biz İHA’lar ve SiHA’lar konusundaki başarımızı göklere çıkarıyoruz. Bence haklıyız da başarılıyız. Ama başarıların da parlamadığı ısrarla tartışma içerdiği noktalar oluyor ya; hah işte onlar böyle depremlerle gölgeleniyor. Binlerce insanın en ilkel haliyle öldüğü yerde bizim icatlarımız nedense arzuladığı itibarı göremiyor. Bilimin bile tek yönlüsü işlemiyor.