Tarihte görkemli günler yaşayan Balkanlar´daki Yahudi cemaatleri, son yıllarda varlıklarını devam ettirebilme tehlikesi ile karşı karşıya… Bu bölgenin cemaatlerine kısaca bakmaya devam ediyoruz.
Hırvatistan
Zagreb’de Yahudi varlığı ile ilgili ilk yerleşim kayıtları, 14. yüzyıla aittir. Avusturya ve Macaristan’dan göç eden 15 Yahudi aile burada ticaret, bankacılık ve bağcılık ile geçinmekteydiler. ‘Domus Judeism’ adlı binanın bir bölümü sinagog olarak kullanılmaktaydı. Yahudiler, 1458’de Zagreb’den kovuldu fakat 18. yüzyılın sonlarında Habsburg İmparatoru 2. Joseph'in sağladığı kolaylıklarla, tekrar kente yerleşerek 1867’de görkemli Zagreb Sinagogu’nu inşa ettirdiler. Bu arada birçok başarılı banker, avukat, sanayici ve sanatçı yetişti. İlk Hırvatça Yahudi gazetesi ‘Zidovska Smotra’dır… Zagreb, eski Yugoslavya Birliği’nde Yahudi kültürünün, edebiyatının, sanatının merkezi olmuştu.
II. Dünya Savaşı ile birlikte Alman Ordusu, 1941’de tüm Yugoslavya’yı istila etti. Alman yanlısı ‘Ustache’ yönetimi, Yahudileri ölüm kamplarına göndertti. Hırvatlar, bu konuda Nazilerden daha acımasız oldu… Ancak Kaçabilen veya Hırvat partizanlarına katılan 2.300 Hırvat Yahudi’si hayatta kalabildi. İsrail’in kurulmasıyla beraber, 1.000 kadar Yahudi bu ülkeye göç etti, 1991’deki iç savaşta göçler olmadı. Günümüzde, Hırvatistan’da 1600’ü Zagreb’de bulunan 2.000 kadar Yahudi kaldığı söyleniyor. Güçlü sosyal ve kültürel etkinliklere sahip cemaatte, karışık evlilikler de yoğun görünüyor5.
Makedonya
Makedonya Yahudi Cemaati, İspanya Engizisyonundan kaçarak gelen Yahudiler tarafından oluşturuldu. 1992’de bu cemaat, Makedonya’da sürdürdükleri huzurlu yaşamın 500. yıldönümünü kutladı. Tören, bölünme öncesinin Yugoslavya’sında Makedonya Cumhuriyeti’nin başkenti Üsküp’ün dışında bulunan cemaat merkezinde gerçekleşti. Üsküp Cemaati, sinagoglarını 1963’teki depremde yitirmişti. 1993 yılına kadar süren kutlamalara Makedonya Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Kliro Glirov da katıldı.
II. Dünya Savaşı’nda 8 bin olan Makedonya Yahudi nüfusu, 1992’ye gelindiğinde sadece 80 kişi kalmıştı. 1992 senesi, aynı zamanda 7.200 Makedonya Yahudi’sinin Treblinka Ölüm Kampına yollanışının 50. yıl dönümüydü. Üsküp Cemaati’nin şeref başkanı Benyamin Samakovlia, bir zamanlar partizan olduğunu ve kapatıldığı Selanik’teki toplama kampından kaçtığını belirtti. 2000 yılında 200 kişi kadar olan bu cemaat, Bet Yaakov Sinagogunu hizmete açtı. Bu sinagog, II. Dünya Savaşı’ndan sonra Balkanlar'da açılan ilk sinagog oldu. İsrail, Makedonya'ya Kosova’dan kaçan Arnavut mülteciler için Makedonya’da seyyar bir hastane kurdu ve 12 ton ilaç yardımında bulundu6.
Arnavutluk
Yahudiler, 1492’den evvel de Arnavutluk’ta yaşarlardı. İspanya’dan ihraç edilen Yahudilerin cüzi bir kısmı, Arnavutluk’a yerleşmişti. 16. yüzyılın sonunda da 528 ailelik bir Yahudi grubu, İspanya’dan çıkıp Almanya’ya daha sonra da Arnavutluk’a göç ettiler. Evliya Çelebi’ye göre (1675), Yahudiler özel mahallelerde oturuyordu. 1930’larda Yahudilerin yerleşme talebi, Faşist İtalya’nın baskısı altındaki Arnavut hükümeti tarafından kabul edilmedi. II. Dünya Savaşı’ndan önce Arnavutluk’ta 200 Yahudi vardı. Civar ülkelerden 600 Yahudi göçmen daha geldi. Arnavutluk bu dönemde Avrupa’da Yahudilere karşı hiçbir tedhiş uygulamayan yegâne ülke oldu. Ancak Almanlar, 1944’te 400 Yahudi’yi Belsen Kampına nakletti ve bunların yarısı öldürüldü. 1991’deki liberalleşmeden önce, Arnavutluk’ta 500 kadar Yahudi’nin yaşadığı varsayılıyordu. Bunların 320’si İsrail’e, 50’si ABD'ye gitti ve mevcut Yahudi nüfusu 50’nin altına düştü. 1992-1995 yılları arasında Arnavutluk’ta İsrail Elçiliği görevinde bulunan Avi Paznez; Naziler 1942’de Arnavutluk’u işgal ettiklerinde, halkın Yahudileri köylerinde gizlediklerini ve kendi hayatlarını tehlikeye attıklarını belirtti. Savaş sona erdiğinde, eski evlerine dönen Yahudiler, her şeyi bıraktıkları gibi buldu7.
Eski Yugoslavya/Sırbistan
Yahudilerin bu bölgeye yerleşmeleri Romalılar dönemine dek uzanır; Dalmaçya kıyılarında Ortaçağ toplulukları kurulmuş, 1492’den sonra İspanya’ya gelen mülteciler yerleşmişti. Yahudiler vatandaşlık haklarından ancak 1873’te yararlanabildi. 1941’de Naziler, ülkeyi işgal etti ve Yahudilerin çoğu, toplama ve imha kamplarına gönderildi. Yugoslavya Yahudilerinin yüzde 80’ini teşkil eden 60 bin Yahudi, Holokost’ta katledildi, 5 bin kadar Yahudi, Nazilere karşı partizanlarla savaşa katıldı. Geriye kalan 12 ila 15 bin Yahudi’nin takriben 9 bini, İsrail’in kuruluşu ile beraber bu ülkeye göç etti.
1991’de Yugoslavya’da 5.500 Aşkenaz ve Sefarad Yahudi vardı ve en çok Belgrad, Zagreb ve Sarajevo’daydı. Yahudi Toplulukları Federasyonu, hükümetçe tanınıyordu ve WJC'ye bağlıydı. Bet-Din mevcut değildi. Zagreb’de kültürel etkinlikler düzenleniyordu ve Belgrad’da bir Yahudi müzesi mevcuttu. Çeşitli kentlerde tarihi sinagoglar ve Holokost’ta yitirilen Yahudilerin anısına 40 kadar anıt da vardı. Cemaatin iki haftada bir yayınladığı bir mecmua ve yönettiği hayır kurumları bulunmaktaydı.
1992’de bir iç savaş içine giren Yugoslavya’dan 800 kadar Yahudi ayrıldı. 1999 yılında Yugoslavya’nın Kosova’da uyguladığı kıyım nedeniyle NATO Belgrad’ı bombalayınca, 470 kadar çocuk ve yaşlı Yahudi, bazı Yahudi örgütlerince koruma altına alındı. 1999 yılı ortalarında Sırbistan’da 2.500-3.000 Yahudi mevcuttu ve 2.000’i Belgrad’daydı… İsrail’e gidenlerin sayısı arttıkça, bu cemaatin tarihe gömüldüğü anlaşılmaktadır8.
Yunanistan
Yunanistan’da Yahudi yerleşimi MÖ 3. yüzyıla kadar uzanır. 1492’de İspanya’dan göç eden Yahudilerin bir kısmı, Yunanistan’a yerleşti. 1900’lerin başında Yunanistan’da 100 binden fazla, 1939’da da 75 bin Yahudi yaşamaktaydı. Holokost döneminde 1943’te Selanik’in Alman işgaline uğramasıyla, kentteki Yahudiler Auschwitz Kampına gönderildi; bunların 43.850’si öldürüldü. 1944’te kentte kalan bin Yahudi’nin yarısını da Naziler bulup sevk etti; geri kalanı Atina Başpiskoposunun yardımıyla kaçabildi. Bir kısmı da direnişçilere katıldı. 1945’te Yunanistan’daki Yahudi sayısı 11 bine inmişti.
1991’de ülkedeki Yahudi cemaati 4.800 kişi kadardı. Bu cemaat, özellikle Atina’da yerleşmişti. Selanik’te daha küçük bir cemaat bulunmakta. Başka kentlerin de de cemaat temsilcileri var. Yahudi Cemaatleri Merkez Yönetimi, Yunanistan Yahudilerini ve onları WJC’de temsil eder. Atina'daki Bet-Din, ülkedeki diğer Yahudi cemaatlerine de hizmet verir. 1991’de üç haham ve sekiz sinagog bulunmaktaydı. Atina ve Selanik’te Yahudi okulları, Atina’da bir Yahudi Müzesi mevcuttu. Avrupa'daki en eski Yahudi cemaatinin yerleştiği Halkis (MÖ 20) yöresindeki orijinal sinagogun temelleri, halen mevcuttur. Ayrıca Korfu, Girit ve Rodos’ta da tarihi sinagoglar mevcuttur. Halkis, Atina ve Selanik’te II. Dünya Savaşı’nda yitirilen Yahudiler anısına anıtlar bulunuyor. Cemaatin yayınladığı dergiler mevcut. İsrail ve Yunanistan arasındaki ilişkiler ise, ancak 1990’da kurulabildi. 1992’de Yahudilerin ülkeye geldikleri 500. yılın anısına, cemaatin neşrettiği bültende 6 bin kişilik bir cemaatten bahsedilir. Bunun 1.200’ü Selanik’teydi. Bu kentte anıttan başka, mezarlık ve sinagog da bulunur. 2000’li yılların başlarında Selanik’te 800 kadar Yahudi kalmıştı. 1944’te Rodos’u işgal eden Almanların, Auschwitz'e naklettikleri 2 bin Yahudi’den pek azı bu adaya dönebildi. Günümüzde Yahudi cemaati tükenmiş olan Rodos’un 350 yıllık ‘Şalom Sinagogu’ ziyarete açıktır9. Yüzyıllarca büyük ve elit bir Yahudi cemaati barındıran Selanik’teki Yahudi Mezarlığı, Almanların da desteği ile imha edildi. Yüz binlerce mezar tahrip edildi10.
Türkiye ve Balkan Yahudileri hakkında yazılmış değerli bir çalışma, Ortaçağ’ın sonunda İspanya’dan sürüldükten sonra bu bölgelerde bir Yahudi-İspanyol kültür alanı oluşturan Sefaradların, Nazi Soykırımı dâhil, bugüne kadar beş asırlık zaman dilimindeki tarihini inceler. Sefaradların yönetimle kurdukları ilişkilerini, sosyal konumlarını ve diğer etnik gruplarla değişik mahiyetteki ilişkilerini de ele alan bu kitap; eğitim, kültür, dini ritüeller gibi cemaat düzenlemelerini, Yahudiliğin ve Sefaradlığın örtüşmesini de sergilemekte ve Balkan Yahudilerinin güçlü tarihsel gelişimini aydınlatmaktadır.11
Yukarıdaki bilgiler ışığında, yazının başında World Jewish Congress namına Karadağ’da yapılan Balkan Yahudileri toplantısına katılanların, adı geçen Yahudi cemaatlerinin nereden nereye düştükleri hususunda hissettiği duygusal ezikliğe katılmamak olası değildir.
bitti
---
Kaynakça:
5 a.g.e., S.188.
6 a.g.e., S.216-217.
7 a.g.e., S.153-154.
8 a.g.e., S.244-246.
9 a.g.e., S.246-248.
10 ‘Selânik, Hayaletler Şehri…’ Mark Mazower, Alfa Basım, 2010, S.555.
11 ‘Türkiye ve Balkan Yahudileri Tarihi’, Esther Benbassa-Aron Rodrigue, İletişim, 2001, arka kapak metni.