Naso peraşası Mişkan’a kabile başkanları tarafından getirilen hediyelerden söz eder. Bu hediyelerin getirilme amacı Mişkan’ın ‘hanuka’ yani adanmasıdır. Bu yüzden bu peraşalar Hanuka Bayramı’nda da okunurlar.
Raşi burada neden başkanların aceleyle davrandıklarını açıklar. Mişkan inşaatında başkanlar önce toplumun nasıl bağış yapacaklarını görmek ister ve bağış yapmaya yanaşmazlar. Son derece cömert bağışlar sonrasında başkanların getireceği hiçbir şey kalmaz ancak Tanrı onların küçük düşmemeleri için Urim ve Tumim’de bulunan taşların getirilmesini sağlar. Onların hatalarını düzeltmek için başkanlar korbanların getirilmesi için önder olurlar. Aslında ilk bakışta başkanların beklemeleri çok da yanlış görülmez. Başkanlar eksik olan şeyleri tamamlayabilmek için kendilerinde asil bir davranış içine girmiş olarak görülebilirler.
Bir zamanlar toplum içinde başlatılan ‘bedava kredi’ projesi için bir Rabi varlıklı bir adamla konuşmaya gider. Adam bu projeye katkı için 5000 dolar bağışlamaya hazır olduğunu bildirir ve çeki yollar. Bir süre sonra başka bir proje için İsrail’den gelen bir Rabi para toplamaya başlar. Yerel Rabi adamı tekrar aradığında bu kez 10.000 dolar bağışladığını görür. Aynı Rabi bu adamın farklı miktarlarda bağışlar yaptığını ve bu bağışları bazen bir sinagog inşası, bazen de Purim gününde ‘matanot laevyonim’ için gönderdiğini görür. Sonunda Rabi adamla bizzat tanışmak ister. Çünkü bu kadar cömert bağışlar yapması oldukça şaşırtıcıdır.
Adamın cevabı daha da şaşırtıcıdır: “Eğer Tanrı bana ihtiyacı olan birini gönderirse, o zaman Tanrı benden o kişiye vermemi istiyor demektir. Bu kadar basit.”
Rabi karşılıklı görüşmede o yıl için ne kadar tsedaka verdiğini sorunca adam 6 milyon dolar şeklinde cevap verir. Rabi adamın 8 milyon dolar kazandığını öğrenince ise bu kadar fazla tsedaka vermenin doğru olmadığını hatırlatır. Adam ise kendisinin ve ailesinin durumlarının iyi olduğunu ve ellerindekinden fazlasını istemedikleri için bağışta bulunduklarını iletir. Aslında burada Rabi gerçeği anlamıştır. Yahudilik bu şekilde bağışa olumlu bakmaktadır. Hevesle coşkuyla ve vermek istediği için verebilmek tsedaka vermenin en güzel şeklidir.
Gemara, Avraham Avinu'nun üç konuğuna yemek servisinin zehutuna çölde seyahat ederken atalarımızı Tanrı’nın mucizevi bir şekilde desteklediğini öğretir. Avraam’ın kendisini ziyaret eden üç yabancıya karşı nezaketi atalarımıza çölde yaşam koşullarının sağlanması şeklinde geri dönmüştür.
Rav Eliyahu Dessler, bu konukların aslında melekler olduğuna dikkat çeker. Avraam’dan gerçek bir fayda görmezler çünkü meleklerin yemek yemeye ihtiyaçları yoktur. Ancak bu bir tsedaka davranışıdır.
Rav Dessler’in açıkladığı, gerçek Yahudi hayırseverliğinin yalnızca alıcının ihtiyaçlarına değil, aynı zamanda verene, verme şekline ve verme konusundaki tutumuna da bağlı olmasıdır. Avraam Avinu, Tora’nın tarif ettiği gibi, üç meleği karşılamak ve onlara hizmet etmek için koştu. Takip edeceğimiz tsedaka modeli işte bu şevk, bu coşkudur.
Başkanların yanlışı da buradadır. Vermek için acele ederek, ilk bağış yapanlar olarak toplumun geri kalanı için bir örnek oluşturmak, vermenin en asil yoludur.
Toplumumuzda günümüzde çok fazla ihtiyaç var. Mücadele eden birçok aileler, mücadele eden birçok kurum var. Bize sorulana kadar beklemeyelim. Yardıma ihtiyacı olan bir kişi veya kurum olduğunu duyarsak, elimizden geldiğince yardıma koşalım, çünkü Yahudilerin bağış verme şekli bu olmalıdır.