Geçtiğimiz hafta içerisinde medyada kendine çok az yer bulan bir haberle karşılaştık.
Güzel ülkemiz, modern köleliğin en yüksek yaygınlığa sahip olduğu tahmin edilen ülkeler sıralamasında 160 ülke içinde 5. sırada yer almıştı. Türkiye’den önceki ülkelerin 1. sırada Kuzey Kore, 2. sırada Eritre, 3. sırada Moritanya ve 4. sırada Suudi Arabistan olduğunu dikkate aldığınızda hem nasıl bir ligde olduğumuzu hem de sıralamamızın pek de iyi olmadığını kolayca tahmin edebilirsiniz.
Son zamanlarda rekor düzeyde gerçekleşen dış ticaret açığına, cari açığa, 21 yıl sonra ilk kez negatife dönmüş net rezervlere, rekor üstüne rekor kıran Dolar/TL’ye, her hafta rekor kıran Kur Korumalı Mevduata alışmıştık. Ekonomiye yönelik gelen her rekor toplum tarafından da kanıksanmış ve artık hiçbirimizi şaşırtmıyorsa da ‘Modern Kölelik Yaygınlığı’nda ilk 5’te olmak açıkçası beni epey sarstı.
Her Yıl Walk Free isimli örgüt tarafından ‘Modern Kölelik Endeksi’ yayınlanıyor. Walk Free kendini modern köleliğin tüm biçimlerini ortadan kaldırmaya adamış bir insan hakları grubu. Elde edilen verileri dünyada insan hakları ihlallerine karşı değişim güçlerini (hükümetler, insan hakları kuruluşları, uluslararası örgütler, dini topluluk liderleri, vs.) harekete geçirmek için kullanıyorlar. Bu kuruluşun bünyesinde istatistikçiler, kriminologlar, avukatlar ve uluslararası kalkınma uzmanları yer alıyor.
Peki ‘modern kölelik’ ne demek?
Modern kölelik, zorla çalıştırma, borç esareti, zorla evlilik, kölelik ve kölelik benzeri uygulamalar ve insan kaçakçılığı dahil olmak üzere bir dizi özel yasal kavramı kapsıyor. Modern kölelik hukukta tanımlanmasa da bu yasal kavramlar arasında dikkati ortak noktalara odaklayan bir şemsiye terim olarak kullanılıyor.
Modern Kölelik iki temel ana başlığa ayrılıyor: Biri zorla çalıştırma iken diğeri zorla evlilik.
Bir çocuğun yasal olarak evliliğe rıza göstermemesi nedeniyle çocuk evlilikleri zorla evlilik olarak kabul ediliyor. Zorla evlilik çoklukla ataerkil tutum ve uygulamalarla yakından ilgili gözüküyor. Bulgulara göre zorla evliliklerin büyük kısmı (yüzde 85 üstü) aile baskısından kaynaklanmakta. Bölgesel olarak zorla evliliklerin üçte ikisi (yüzde 65) Asya ve Pasifik’te gözüküyor. Fakat bunun en önemli sebebi bölgesel nüfus yoğunluğunun bu bölgede çok yüksek olması. Zorla evlilik yaygınlığın en yüksek olduğu yer ise Arap ülkeleri.
Zorla çalıştırma da kendi içerisinde iki ana başlığa ayrılmakta: Biri ‘özel sektör dayatmalı zorla çalıştırma’ diğeri ‘devlet dayatmalı zorla çalıştırma’.
Zorla çalıştırma vakalarının çoğunun (yüzde 85 üstü) özel sektörde olması dikkat çekici. Zorla çalıştırılanların neredeyse sekizde biri ise çocuklardan oluşmakta. Maalesef zorla çalıştırılan bu çocukların en az yarısı ticari amaçlı cinsel sömürüye maruz kalmakta. Zorla ticari cinsel sömürüye maruz kalanların beşte dördü ise kız çocukları. Çok ama çok üzücü tespitler bunlar.
Zorla çalıştırmaya yönelik bir önemli tespit ise göçmen işçilerin zorla çalıştırılma olasılığının göçmen olmayan yetişkin işçilere göre üç kattan fazla olması. Düzensiz ya da kötü yönetilen göç, göçmenlerin modern köleliğe karşı savunmasız olmasına neden oluyor.
Sanmayın ki bazı ülkelerde ‘modern kölelik’ yok. Dünyada hiçbir ülke modern kölelikten muaf değil. Modern Kölelik sinsi bir insanlık suçu ve ülkenin büyüklüğü, nüfusu ya da zenginliği ne olursa olsun, bu sinsi suç ulusal sınırlardan küresel tedarik zincirlerine kadar nüfuz edebiliyor.
Küresel Kölelik Endeksi ise modern kölelik kapsamında modern köleliğin yaygınlığı, güvenlik açığının ölçümlenmesi ve hükümet eylemlerinin değerlendirilmesi başlıklarında bu suçları ve insan hakları ihlallerini ele almak amacıyla alınan önlemlere ışık tutmak için tasarlanmış ILO (Dünya Çalışma Örgütü), Uluslararası Göç Örgütü (IOM) ile Walk Free tarafından yürütülen ve Gallup Dünya Anketi aracılığıyla uygulanan ankete, karşılıklı görüşmeye dayanan bir endeks.
Güvenlik açığından kasıt bir ülkedeki insanların modern köleliğe karşı ne kadar savunmasız olduğunun ve bu savunmasızlığın türlerinin tahmini.
Hükümetin modern köleliği ilişkin yanıtı ise ölçümleme yapılan ülkelerdeki hükümetlerin modern köleliği sona erdirmek için gösterdiği çabaların bir bütünü. Hükümetlerin modern köleliğin sonlandırılmasına karşı, politik bakışı, önleyici yasaların kabulü ve uygulanması bu kapsamda değerlendiriliyor.
Türkiye için modern köleliğin yaygınlığı 1.000 nüfus başına 15,6 olarak tahmin edilmiş. Modern kölelikteki tahmini insan sayısı 84 milyon 339 bin olarak ele alınan nüfusumuzda 1 milyon 320 bin kişi olarak tahmin ediliyor.
Asya ve Pasifik’te yaklaşık 29 milyon kişi modern kölelikte yaşarken bu sayı Afrika’da 7 milyon, Amerika’da ise 5 milyon kişi olarak tahmin edilmiş.
Modern köleliği karşı en tepki veren hükümet İngiltere olarak gözükürken onu Avustralya, Hollanda, Portekiz ve ABD izliyor. Türkiye 48,7 endeks değeri ile orta üst sırada kendine yer bulmuş. İngiltere’nin endeks değeri 67,9 dikkate alındığında daha epey kat edecek yok var gibi gözüküyor.
Ancak hiçbir şey çözümsüz değil.
Modern köleliği azaltmak için öncelikle bu konuda kararlı olmak gerekiyor. Hükümetlerin bunu bir insan hakları ihlali olarak görüp, kabul etmesi ilk şart. Sonrasında yasaların oluşturulması, uygulamaya geçilmesi ve sürecin sıkı şekilde takibi ile denetimi gerekiyor. Halkı bilgilendirme, adil ve şeffaf işe alım süreçlerini teşvik etmek, savunmasız olanları korumak ise bize düşen adımlar.