Şelah Leha Peraşası Tora’daki en trajik öykülerden biri öncülerin öyküsünü işler. Moşe halkı ateşlemek ve Erets Yisrael’e girmeleri heyecanını yaşamaları için öncü ekibini gönderir. Ancak ne yazık ki bunun tam tersi meydana gelir. Öncülerin verdiği olumsuz mesaj sayesinde Bene Yisrael heyecanını kaybeder. Öncüler Bene Yisrael’i korkutan bir geri bildirim sunar. Onlara göre Erets Yisrael’de güçlü orduları olan toplumlar yaşamaktadır. Yine onlara göre bu toplumları yenmenin imkânı yoktur. Aynı zamanda öncülere göre Erets Yisrael yaşanacak bir yer değildir.
Tanrı halkın bu yaptığına kızgındır. Toplum Tanrı’ya inanmayı reddetmiş, kendilerine verilen toprakta bir gelecek kurmak istememektedir. Bu toplumun Tanrı’ya karşı geldiği onuncu sınavdır ve Tanrı onların kırk yıl boyunca çölde dolaşmaları emrini verir. Böylece Tanrı’ya inanmayan nesil çölde ölecek ve köle olacaklar diye ağladıkları çocukları Erets Yisrael’e girebileceklerdir. Tanrı Bene Yisrael için kırk yıl boyunca çölde ‘otlamaları’ gerektiğini söylemektedir. Tanrı bu ifade ile Bene Yisrael için ne demek istemiştir?
Açıklamalara göre bir çobanın işi sürünün düzgün bir şekilde büyüyüp gelişmeleri için onları ‘otlatmak’ amacıyla meraya getirmektir. Tanrı kırk yıllık çöl yolculuğuna hükmettiğinde karar tam da bu amaca hizmet etmekteydi. Bene Yisrael büyümeleri, gelişmeleri ve olmaları gereken insanlar olabilmeleri için zamana ihtiyaç duymaktaydılar. Erets Yisrael'e girmek istememeleri, olmaları gereken insanlar olmadıklarının kanıtıydı. Tanrı’nın toplumu olmak isteyen insanlar gibi davranmaktan oldukça uzaktaydılar. Kısacası olmaları gereken insanlar olmak için zamana ihtiyaçları olduğu açıktı. Onların büyümek, gelişmek ve ‘kim olmak istediklerine karar vermek için’ tabiri caizse ‘otlamaya’ ihtiyaçları vardır.
Çoğu zaman, insanlar kendilerini tereddütler ve çelişkiler içinde bulurlar. Sözgelimi hangi davete gidip gitmemeleri gerektiğine karar veremezler. Nereye, nasıl giyinmeleri gerektiği konusunda kuşkuları vardır. Günlerin uzamasıyla birlikte uzayan Şabat öğleden sonraları ne yapmaları gerektiğine karar verememektedirler. İşlerine, eşlerine, çocuklarına, arkadaşlarına ve Tora öğrenmeye, maneviyatlarına ne kadar zaman ayıracaklarından emin değiller. Bütün bu tereddütler ‘kim olmak istediğimize’ karar verdiğimizde çok daha kolay ortadan kalkacaktır. Bilgelere göre ‘kim olmak istediğimize’ karar vermek, ‘ne yapmak istediğimize’ karar vermekten daha önemlidir. Karar verildikten sonra diğer seçeneklerin çözümü çok daha kolaydır.
Öncelikle sadık, özenli, nazik bir eş olmak istediğimize kesin olarak karar verdiğimizde, eş olmak ve aile yaşantısı çok daha anlamlı hale gelir.
İyi bir ebeveyn olmak istediğimize kesin olarak karar verdiğimizde, çocuklarımıza zaman ayırmak bir keyif, bir mutluluk nedeni olacaktır.
Ciddi bir şekilde Tora öğrenen ve uygulayan Yahudiler olmak istediğimize kesin olarak karar verdiğimizde, Tora'nın vermemizi istediği kararları vermek yaşamımızın doğal bir parçası haline gelecektir.
Bunu yapabilmek, kendimize bu çok önemli soruları sormak ve düşünmek için ‘kendimize’ zaman ayırmamız gerekiyor. Atalarımızın nasıl bir ulus olacaklarına karar vermeleri gerektiği gibi, bizim de kritik soruyu yanıtlamak için zaman ayırmamız gerekiyor: ‘Kim olmak istiyorum?’
Bu soruyu cevapladığımızda, diğer tüm kararlar çok daha kolay hale gelecektir.