Dünyada yaşanan bunca küresel sorun ve bölgesel savaş içinde, çocuklarımızı unutuyoruz. Özellikle kız çocuklarımızı…
Son aylarda Afganistan, İran ve Nijerya’dan gelen ve kız çocuklarını okuldan uzak tutma amacını güden gelişmelere şahit oldukça başta BM olmak üzere, birçok uluslararası ve bölgesel örgütün, çocukların eğitime ve modern dünyanın değerlerine ulaşmada hâlâ eksik kaldığını görüyoruz.
Ailelerine kadar şiddet kullanarak onları eğitimden mahrum bırakmak sadece eğitim hakkı değil; aynı zamanda en temel insan hakkı ihlalidir. Daha geçtiğimiz hafta, Afganistan’da 80 kız çocuğu zehirlendi!
Neden? 6 yaşından sonra okula gitmeleri Taliban tarafından uygun görülmediği için! Esasında, Taliban zihniyetine bakılırsa kızların 6 yaşına kadar okumaları bile mucize!
Diğer taraftan, İran’da kız çocuklarına yönelik birkaç yıldır yaşanan zehirleme vakaları ise Mahsa Amani olayından sonra daha da dikkat çeker hale geldi.
Molla rejiminin kızların üzerindeki baskısı sonucu, onlarca genç kız zehirlenmiş ve okul önlerinde aileleriyle dramatik görüntüler oluşturmuşlardı. Hatta, İran’da başı açık gezindiği ya da örtünme kurallarına uymadığı için yüzüne gözüne kezzap atılıp hayatı kararan genç kızların dramı, tüm dünyayı etkilemişti.
Düşünün… 21.yüzyılda kezzapla hayatları kararan bir genç kız olmanın dayanılmaz ıstırabını…
Kızların kaderi, Batı Afrika ülkesi -ve elbette petrol, doğalgaz zengini; fakat insan hakkı yoksulu- Nijerya’da da aynı…
2000’li yılların başından bu yana, ülkenin başına bela olan Boko Haram terör örgütü, Nijerya’nın Kuzey’inde şeriatçı bir devlet kurmak istiyor ve bu uğurda şiddet eylemleri ile kız çocuklarının okuldan uzak tutulması amacını güdüyor.
Örgüt bu amacını, isminde de taşıyor. Boko Haram: Batı tarzı eğitim yasak.
Pakistan’da da durum çok farklı değil… Devlet ve eğitim otoritesinin yerle bir edildiği ya da eğitim birliğinin sağlan(a)madığı İslâm ülkelerinde sürekli olarak aynı sorunlar yaşanıyor.
Söz konusu ülke yönetimleri ve terör örgütleri, tüm bu eylemlerini İslâm adına yaptıklarını söylemekten de geri kalmıyorlar.
Zavallı ve masum kız çocukları için acı, her yerde acı… Tek şansızlıkları ve suçları, bu coğrafyalarda doğmak…
Daeş’in kaç kız çocuğunu kaçırıp yaşları oldukça küçük kızlara taciz, tecavüz ve insanlık dışı eylemlerde bulunduğuna birkaç yıl önce hepimiz şahit olduk değil mi?
Nijerya’da Boko Haram’ın özellikle 2010’dan sonra okul çağındaki yüzlerce kız çocuklarını ailelerinden ve eğitimlerinden koparıp onları hangi amaçları için ve nasıl kullandıklarını uzunca bahsetmeme gerek yok sanırım.
Peki, Arap Yarımadasının zenginleri, 58 Müslüman ülkeden oluşup nüfusu 2 milyara yaklaşan İslâm alemi ya da İslâm Konferansı, tüm bu yaşananlar karşısında neredeler? Mevzu bahis kız çocuklarının eğitim ve dahi yaşama hakkı olduğunda neden gür seslerini yeterince duymuyoruz?
Kız çocuklarına yönelik bu sistematik yıldırma ve onları ‘kırsal eğitim modeli’nden dahi uzak tutma eylemlerinin, insanlığı tehdit eden küresel ısınma, nükleer savaş tehlikesi, kuraklık ve kıtlık kadar son derece hayati ve insanlığa karşı büyük tehlike olarak görüyorum.
Afganistan’ı, İran’ı ve Nijerya’sı ile köktencilik ile köktendinciliğin hüküm sürdüğü coğrafyalarda, ‘zehir ve kezzap barbarlığı’ arasında sıkışıp kalan kızların çığlıkları, daha ne zamana kadar duyulmayacak?