Merhaba sevgili okur. “Yine mi Fenerbahçe’nin başarısızlığı hakkında?” diye sorduğunu duyar gibiyim. Cevap ‘evet’ ne yazık ki. Lakin asırlık bir çınarın böylesine bir başarısızlık sarmalına, böylesine bir çıkmaz sokağa girdiğini görmedim. Bu çıkmaz, geçen hafta yapılan mali kongrede daha da çok ortaya çıktı. Bana öyle geliyor ki, Fenerbahçe artık bütün büyük takım kimliğini yitirmiş, yönetilmek yerine idare edilen bir eski büyük kulüp haline gelmiştir.
Nereden başlasam ki anlatmaya. Öncelikle geçen haftaki mali kongreden başlayalım. Başkan Ali Koç ile kongrenin bütün bağları kopmuş gitmiş. Kongrenin neredeyse büyük bir çoğunluğu Koç’u istifaya davet ediyor. Koç bunun karşısında resmen hareket edemiyor. Divan başkanı, yılların usta gazetecisi Uğur Dündar, kulübe gereğinden fazla siyaset bulaştırıyor üstelik çoğunluk istifasını istemesine rağmen önce istifa edip sonra geri geliyor. Bu koltuk sevdası, hayranı olduğu bir yerlerden geliyor olsa gerek…
Kongrede taraftarlar kendi içinde kavga ediyor. Daha düne kadar Montella ile anlaştı denilen başkan kongrede “Yerli hoca ile çalışacağız” diyor. Ağıza sakız yapılmış, hiç bir anlamı olmayan ‘camiayı bilen’ kalıbını da yapıştırıyor. Tabii ki bunun üzerine hoca adayları konuşulmaya başlanıyor.
Yönetim iletişim konusunda 0, yazıyla ‘sıfır’ puan almıştır. Oyuncuların sakatlığını yazmak, bilgi vermek bir yana dursun şu anda belki de dünyanın gözbebeği olan Arda Güler’in annesi yanlış anlaşılmaya çok müsait bir twit atıyor. Herkes bu çocuk gidiyor diyor. Twit Arda’nın kaçırdığı üniversite sınavı ile ilgili çıkıyor. Resmi hesap bu komplolar üretilirken veya bu olayın sonrasında bir tane bile açıklama yapmıyor.
Öte yandan, 20 milyona sattığın Kim Min Jae’nin parası saçmasapan oyunculara çarçur ediliyor, kalemiz C sınıfı bir kaleciye emanet ediliyor. Daha da kötüsü bu hataların hiç ama hiçbirinden Ali Koç ve yönetimi ders dahi çıkaramıyor.
Hiçbir algı doğru yönetilemiyor. Doğrandığın ilk maçta “Bu ligi bitirtmeyiz” diyen bir yöneticin yok. Hepsi pişkin ve uyuşuk bir şekilde konuşuyor.
Öte yandan, Kadıköy’ün bütün büyüsü kaçmış. Taraftar tamamen realiteden uzak kalmış. Dakika 70, durum 2-1iken flaş açıyor, asla rakibe baskı uygulayamıyor. Bir maçta şampiyon olup bir maçta şampiyonluğu veriyor. Sana dokuz sene sonra kupa kazandırmış - ki Ali Koç’un tek doğru kararıydı - resmen kulüpten kovalıyor.
Ve bütün bunların üstüne, son senesi olduğunu idda eden Ali Koç resmen takımı son senesinde idare edebilmesi için ya İsmail Kartal ya da Volkan Demirel’le anlaşmaya çalışıyor. Tabii ki de bu iki hoca da harika insanlardır fakat Fenerbahçe büyük kulüptür. İsmail Hoca B sınıfı hocadır, Volkan için ise henüz çok erken.
Bütün bu çıkmazların ışığında gala şampiyonluk beklenmesi de, biz Fenerbahçelilerin pollyannacılığı olması lazım. Kandırmayın Fenerbahçe’lileri. Fenerbahçe eski kimliğine dönmeden, Kadıköy’ü yeniden cehennem yapmadan, Rossi, Samet yerine yıldız kadrosuna geri dönmeden anca Türkiye Kupasına sevinir. Hepsi o.
