Geçmiş günlerin ne kadar kıymetli olduğunu, elimizdeki değerleri bir bir kaybettikçe anlıyoruz değil mi? Çünkü insanoğlu çoğu zaman elinde bulunan bir eşyaya, evinde baktığı kendisine tomurcuk açmaya hazır bir çiçeğe ya da ona sonsuz sevgi gösteren en yakın dostuna/ sevdiğine bile bir ‘sahiplik’ özgüveniyle gereken özeni gösteremeyebiliyor. Ama yerinde saymayan bazı şeyler var: zaman gibi… Yeterli olgunluğa eriştiğiniz vakit dönüp ardınıza baktığınızda, “Keşke büyükannemle, babamla/ annemle veya sevdiklerimle daha fazla vakit geçirseydim. Onun deneyimlerinden damıttığı çok değerli bilgileri, ben de gelecek nesillere aktarsaydım” diyorsunuz ancak o sonsuzluk yolculuğuna çıkan tren gittiğinde maalesef bir daha geri gelmiyor.
Şu anda 94 yaşında olan büyükannem Suzan’ın Edirne Doğan Mahallesi doğumlu annesi Mazalto Fortune Saranga’nın çocukken ona yaptığı pırasa köftelerini unutamadığını söylemesi içime çok işlemişti mesela. Beş-altı sene öncesiydi. Suzan; annesine, mahallesine dair bir tat arıyordu ve geçmişinin tekrar o tatla bedenine ve oradan ruhuna yayılmasını arzu ediyordu. Mutfak işlerine çok yabancı olmama rağmen, pırasa köftesini ona büyük bir zevkle pişirerek elimde minik bir kapla Burgazada’ya doğru yola çıktım ve deniz kenarında bir kafede nostaljik sohbetler eşliğinde onun bir çocukmuşçasına “Aynı annemin yaptığı gibi” cümleleriyle getirdiğim yemeği afiyetle yemesini izledim. Hayatımdaki en tatlı anlardan biriydi babaanneme çocukluğunu tekrar yaşatmak. Tek tek ebediyete göçmüş ailesinden kalan mirasını su yüzüne çıkardığımda, ona da o yıllardaki gülüşünü armağan etmeyi başardığımı görmüştüm çünkü.
‘Lezzet Göçünün İzinde… Aile Mirası Reçeteler’ projesi tam da böyle bir samimiyet duygusuyla ailelerimizin eski sandıklarının kapağını açmış. Göçmen Artisan Bakery’nin desteğiyle Selin Atasoy’un hayata geçirdiği, Sahrap Soysal’ın danışmanlığını yaptığı proje; onlarca farklı medeniyetin izini taşıyan bereketli coğrafyamızda, kuşaktan kuşağa aktarılan geleneksel aile reçetelerini bir araya getiriyor. Cumhuriyet’in 100. yılına özel geliştirilen proje kapsamında aile mirası hamur işi tarifler ve ailelerin hikayesi dijital bir platformda toplanıp paylaşıma açılacak. Seçilen 50 tarif ve geldikleri ailelerin hikâyeleriyle özel bir kitap hazırlanacak.
Dada Salon Kabarett’de Okan Bayülgen’in sunumuyla gerçekleşen lansmanda, her detaya ayrı ayrı dikkat edilmiş, Balkan Mutfağından Göçmen Böreklerinin, Sefarad Mutfağından Börekitasların, Polonya’dan Babka gibi lezzetlerin bulunduğu ikramlar hazırlanmıştı.
Türkiye’deki en kapsamlı ortak hafıza projelerinden biri olmaya aday olan projenin sözcü grubundan Ayfer Yavi, Gilda Kohen, Meri Çevik Simyonidis, Müjgan Doğunç, Nadya Şener, Neylan Ziyalar, Sine Boran Art, Takuhi Tovmasyan ve Yıldız Küçükkurt da duygusal hikayeleri ve tarifleriyle aramızdaydı. Her biri aileleriyle, kökleriyle ilgili konuşmalarla salonda bulunanların yüreğine dokundu fakat şüphesiz bizleri en çok ağlatan Hrant Dink’in yakın dostlarından yazar Takuhi Tovmasyan’ın Dink’in vefatından sonra helvasını kavurmaya henüz elinin gitmediğini söylemesi oldu. Tovmasyan, “Bir gün bu ülkede Hrant’ın hayal ettiklerinin yarısı gerçekleşirse, işte onun canına o helvayı o zaman kavuracağım” cümleleriyle Bayülgen’i bile ağlattı.
Proje sözcülerinin lezzetlerin göçü, nesilden nesle aktarılan tarifler, özel günler, gelenekler, alışkanlıklar, hatıralar ve özlenenler hakkında konuştukları röportajlar Göçmen Artisan Bakery YouTube kanalından yayınlanmaya başladı. Projeye katılmak ve aile büyüklerinin tariflerini ölümsüzleştirmek isteyenler ise [email protected] adresine, konu başlığına “Aile Mirası Reçeteler” yazarak e-posta gönderebilir.
Minik not: Ailenin öneminden böyle bir coşkuyla bahsetmişken, başta köklerimizi salmamız ve sağlam durmamız adına bize güç veren babam Abdullah Tahir Çengil ve onun tüm mutluluk reçetelerini yazan annem Gülseren Çengil ile geleceğin tatlı baba adayı kardeşim Ahmet İhsan Çengil nezdinde tüm babaların Babalar Günü’nü kutluyorum.
YENİ NESİL OZANLAR: KÖFN
“Teninin üzerinden kayan bir buzdur, uzak bakışlarım… Hiç izlememiş olsaydım bu filmi, canımı acıtırdı” sözleriyle 2022 yılında tanıdık KÖFN grubunu. ‘Bi Tek Ben Anlarım’ şarkısı kısa sürede dillere pelesenk oldu. Melodisiyle/ sözleriyle o kadar iyiydi ki bir müziksever olarak içimden (yeni şarkılarında bu başarıyı yakalamaları çok zor olduğu için) onlara biraz da hüzünlü bir biçimde şans dilemiştim.
Beklediğim gelişmeler hiç yaşanmadı. KÖFN grubu ‘Al Aramızdan’ şarkısının bünyelerde yarattığı sıcaklık daha soğumadan ‘Popstar’ albümüyle karşımıza çıktı.
Salman Tin ve Bilge Kağan Etil’den oluşan KÖFN, 70'ler, 80'ler, 90'lar ve erken 2000'lerin pop, pop-synth sound’ları kendi dokunuşlarıyla harmanlıyor. Grubun en dikkat çekici özelliği ise eski nesillerin anılarını yeniden canlandırıp, gençleri de coşturan ortak damarı yakalayabilmesi.
KÖFN şarkılarında yaşadığımız o anlam dolu hissi, bizim jenerasyonda ‘Modern Ozan’ diye tanımlanan çok değerli sanatçılar Sezen Aksu ve Bülent Ortaçgil gibi isimlerin ruhumuza aşıladığı duygulara benzetiyorum. Günümüzün basit ve tekerleme gibi sözlerinden kurtulabilme başarısını bir de Teoman, Mabel Matiz sayesinde yaşamıştık. Dilerim grubun müzikal kalitesi, popüler kültüre yenik düşmeden özgün tarzlarıyla devam eder ve biz de keyifle onlara eşlik ederiz.
13. ULUSLARARASI TURHAN SELÇUK KARİKATÜR YARIŞMASI’NDA KAZANANLAR BELLİ OLDU
Dünyaca ünlü karikatür sanatçısı, Çizgilerin Efendisi Turhan Selçuk adına
Milas Belediyesi tarafından bu yıl on üçüncüsü düzenlenen Uluslararası Turhan
Selçuk Karikatür Yarışması’nda dereceye giren isimler belli oldu.
Milas Belediyesi Toplantı ve Düğün Salonunda gerçekleşen seçici kurul toplantısında 58 ülkeden, 433 karikatürist tarafından gönderilen 1.606 karikatür değerlendirildi. Yarışma sonucunda birincilik ödülünü Polonya’dan Jerzy Gluszek, ikincilik ödülünü Küba’dan Michel Moro Gomez, üçüncülük ödülünü Türkiye’den Cenk Alparslan kazandı. Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat, Ruhan Selçuk, Kamil Masaracı, İzel Rozental, Betül
Yılmaz, Vladimir Kazanevsky, Esmaeil Babaei, Kutlukhan Perker, Ali Fuat Süer, Ali Şur ve Mehmet Nergiz’ten oluşan seçici kurulun bulunduğu yarışmada, Schneidertempel Sanat Merkezi Özel Ödülü’nün sahibi ise Güney Kore’den Kim Heung SOO oldu.