Pinehas peraşası Tora’nın en uzun peraşalarındandır. Nedense Bamidbar kitabı pasuk sayısı açısından en uzun peraşalara ev sahipliği yapar. Tora’nın en uzun peraşası Naso, Bamidbar ve Pinehas gibi hatırı sayılır uzun peraşalar bu kitapta yer alır. Hatta birlikte okunduklarında Tora’nın en uzun peraşasından daha da uzun olan Matot ve Mase burada yer alır. Pinehas peraşasının açıklamasına basit bir öykü ile başlayalım.
Zengin bir adamın büyük evinin kapısını çalan fakir, evsiz bir adam, yaşayacak bir yere ihtiyacı olduğunu söyler. Ev sahibi “Bunu duyduğuma üzüldüm,” diye yanıtlar. Ailesiyle birlikte burada yaşadığını ve yerleri olmadığını iletir. Fakir adam en azından kiralanacak bir oda olup olmadığını sorunca yalvarışlar karşısında yumuşar; istemese de evin küçük bir odasını adama verir.
Fakir adam düzenli olarak odasına girip çıkar. Ev sahibi hiç heyecan duymaz ama zavallı adamın varlığı pek de zarar vermediğinden, durumu kabullenir. Adam bir gün odasına bir hayvan leşi getirir. Ev korkunç bir kokuyla yaşanamaz hale gelir. Ev sahibi bunu yapamayacağını söylediğinde zavallı diye nitelendirdiğimiz adam odanın kirasını ödediğini bu yüzden ne isterse yapabileceğini söyler. Zengin adam ailesiyle birlikte evi terk etmeye karar verir ve evi kiracısına bırakır.
Kiracı tanıdık geldi mi? Birçoğumuza ‘evet’. Kiracımız ‘yetser ara’dan başkası değildir. Hepimiz hayatta benzeri kötü eğilimlerle mücadele ederiz. Mücadeleyi bırakmadığımız sürece başarılı veya başarısız olmamız çok da önemli değildir. Mücadele bırakılıp ev ‘yetser ara’ hizmetine bırakıldığında sorun çok daha büyümüş demektir. ‘Yetser ara’ hayatımıza birden girmez. Önce bir oda kiralar. Biz ona alışınca da evi ele geçirmeye hazırlanır. Biz ona izin verdiğimizde de hayatımızı ele geçirir.
Balak peraşasının sonunda Bene Yisrael Moav kadınlarıyla ciddi günahlar işlerler. Bu durumdan dolayı başlayan salgın 24 bin kişinin ölümüne neden olur. Sonunda Aaron Akohen’in torunu olan Pinehas, Moav prensesi ile suç işleyen Şimon kabilesi liderini bertaraf eder. Tanrı Pinehas’ın toplumu kurtardığını bu peraşasnın başında ifade eder ve ona Kendi işareti olan ‘Ş.alom’u verir. Toplumun hemen hemen her kesiminden erkekler Moav kadınlarıyla suç işlerken Zimri ve Kozbi’nin bertaraf edilmesi toplum içindeki salgını sona erdirir.
Toplumun erkeklerinin bu suç karşısında zayıf davrandıkları doğrudur. Ancak Zimri daha farklıdır. Bütün toplumun önünde bir Moav prensesini çıkarır ve suç işler. Bir anlamda ‘yetser ara’ burada evi çoktan ele geçirmiş, kiracı olmaktan ev sahibi olmaya terfi etmiştir. Diğerleri elbette suçludur. Ancak Zimri’nin tavrı çok daha keskin, olumsuz anlamla çok daha kararlı ve toplumun geleceğini zora sokacak kadar tehlikelidir.
Hepimizin bazı alışkanlıkları ‘günah’ olmasa da bizleri kendimizden uzaklaştıran eylemleri vardır. Bazılarımız yemek yerken ölçüyü kaçırır kendimize zarar veririz. Yediğimiz yemek Kaşer’dir ancak yine de kendimize zarar verdiğimiz için davranışımız uygun değildir.
Yaz aylarında insanlar eğlenmek, dinlenmek, yüzmek, aile ve arkadaşlarla vakit geçirmek ister. Tabii ki, bunda yanlış bir şey yok. Hepimizin bir molaya ihtiyacı var, hepimizin rahatlamak ve eğlenmek için zamana ihtiyacı vardır. Ancak bu eğlence ve etkinliklerin bizi ve hayatımızı ele geçirmesine izin vermememiz gerekir. Hayatın havuz başında uzanmaktan, sahile gitmekten, arkadaşlarla bir kafede yemek yemekten çok daha anlamlı ve değerli olduğunu her zaman hatırlamalıyız. Elbette ki, bu faaliyetlerin hiçbirinde yanlış bir şey yoktur. Ancak tüm yaz mevsiminin sadece bu şekilde ‘boş’ geçmesine izin vermek doğru değildir.
Dünyaya bir görevle geldiğimiz asla akıldan çıkarılmamalıdır. Tora öğrenerek, mitsvaları uygulayarak hayatımızı anlamlı kılmak son derece önemlidir ve dünyaya geliş amacına hizmet eder. Gevşemek, rahatlamak ve dinlenmek hepimizin hakkıdır. Ancak bu varoluşumuzun temeli ve özü olmamalıdır. Hayatı ölçülü yaşamak bizi hedefe yakınlaştıracaktır.
