Hepimiz Bet Amikdaş’ın özellikle II. Bet Amikdaş’ın neden yıkıldığını bilir ve söyleriz. Sinat Hinam olarak bilinen ve günümüzde hâlâ devam eden sebepsiz nefret nedeniyle Bet Amikdaş yıkılmış, milyonlarca Yahudi yaşamını yitirmiş, uzun bitmez gibi görünen bir sürgün başlamış; hala da devam etmektedir. Bu zamanlarda Tişa BeAv civarında tutulan yasın ve Tişa BeAv gününün nedenini aslında bu iki sözcük rahatlıkla izah edebilmektedir. Bu bilinen bir sorundur ancak Gemara Bet Amikdaş’ın neden yıkıldığı ile ilgili bir başka nedene dikkat çekmektedir.
Gemara Masehet Bava Metsia’da yazdığına göre halkın yasaya katı bir şekilde uyması ve herhangi bir şekilde bunun ötesine geçmemesi nedeniyle Bet Amikdaş’ın yıkıldığına işaret etmektedir. Bu ifadeyi anlamak gerçekten kolay değildir. Öncelikle ‘sinat hinam’ dediğimiz olaya ne olmuştur? Ayrıca yasaya bağlı kalmak ve onun ötesine geçmemek neden olumsuzdur?
Cevap, kendimizi biriyle bir sohbette bulduğumuz her seferinde bilmemiz gereken en önemli kuralda yatar. Bazen sohbetlerde biraz gerginlik, biraz anlaşmazlık, biraz tartışma veya biraz huzursuzluk vardır.
Bu kural şudur: İnsanlar tutku ve duyguyla konuştuklarında, söylediklerini tam olarak kastetmezler. Söyledikleriyle söylemek istedikleri birbirinden bazen farklıdır.
Tüm insanlar, yaşadıkları veya uğraştıkları zorlukların neden olduğu bir sıkıntıyı yaşarlar. Tüm insanlarda güvensiz olma duygusu az veya çok vardır. İnsanlar kendilerini önemsediklerinden biraz endişeli olurlar. Bu duygular insanlarda vardır ama bunu çıkıp söylemeleri de her zaman mümkün değildir.
Bazen ortaklar toplantı yaparken ortaklar arasında bir düşünce veya ürün yüzünden bazen ciddi tartışmalar çıkar. Karşı çıkan insanın içindeki güvensizlik burada açığa çıkmıştır. Bazen davetin kendi evimizde olması gerektiği konusunda ısrarcı oluruz. Bu da başkalarına olan güvensizliğimizin su yüzüne çıkması demektir. Bazen de arkadaşımız masum bir yorumdan dolayı kırılır veya hassaslaşır. Bu da onun içindeki sıkıntının neden olduğu acının ortaya çıkması anlamına gelir. Buna Rabinik literatürde ‘lifnim meşurat adin’ denmektedir. Yani insanları yargılamak ve haklarında peşin hüküm vermektense onları anlayabilmek için dedektif gibi davranmak gerekir.
Kısacası ‘sinat hinam’ dediğimiz sıkıntının üstesinden gelmenin anahtarı burada bulunmaktadır. Bu yıkıcı davranış yüzünden toplum olarak başımıza gelmeyen kalmamıştır. Başkalarının yanlışlarını yargılamak yerine o yanlışların neden ve hangi durumda yapıldığının bir detektif gibi araştıranı olmamız gerekmektedir. Yargılamak, acele cevap verip insanları kırmak, karşımızdaki dışlamak için çaba göstermek yerine onu anlamak için kalpleri keşfetmeye başlamalıyız. Bunun için atılacak en güzel adımlardan bir tanesi karşımızdakine ‘empati’ duyabilmektir.
Talmud iki farklı lehçeyi konuşan eşler arasında cereyan eden trajikomik bir olayı anlatır. Kocası eşine kendince iki kavun almasını söyler. Eşi bunu iki şamdan olarak algılar. Çünkü kendi konuştuğu lehçede bu sözcük şamdan anlamına gelmektedir. Karısı eve iki şamdanla gelince kocası öfkelenir ve kendine göre şamdanları bava yani kapıya vurmasını söyler. Ne gariptir ki karısının bildiği tek bava o zamanların büyük bilgesi Bava ben Buta’dır. Ders veren Rabi’nin yanına giden karısı şamdanlarda ona vurmaya başlar.
Rabi kadına bunu neden yaptığını sorar. Kadın da eve yanlış bir şey getirdiği için kocasının kızgın olduğunu söyler. Kocası kendisinden ‘Bava’ya vurmasını istemiştir. Durumun bir yanlış anlamadan kaynaklandığını anlayan Rabi kadına bir kutsama ile yanıt verir. Bu çift iki inanılmaz çocuğa sahip olur.
Eğer Rabi var olan yasanın kesin kez uygulanmasını devreye soksaydı kadını bu kadar anlayışsız davrandığı ve durup dururken kendisine vurduğu için reddetmesi gerekirdi. En yumuşak tabirle kadına bir kutsama vermek şöyle dursun yanından uzaklaştırırdı.
Ancak Rabi kadının yaşananlardan dolayı kırılgan olduğunu anlamıştır. Kadın evliliğinde sıkıntılar yaşamaktadır. Böylelikle Rabi kadına yumuşak ve anlayışlı bir şekilde yaklaşmış ve yapılması gerekeni yerine getirmiştir.
İşte Gemara’nın verdiği ‘sebepsiz nefret’ dediğimiz yıkımı durdurmanın anahtarı burada gizlidir. İnsanlar sıkıntı içinde olabilir. Bazen göründüklerinden farklı bir ruh hali yaşayabilirler. Onların ne dediğinden ziyade ne demek istediklerini anlamak için çaba göstermek hepimizi istediğimiz güzel günlere kavuşturacaktır.