2019 yılından beri merakla beklenen ve 21 Temmuz’da vizyona giren Barbie filmini görmeye karar vermemde, filmin yönetmeni Greta Gerwig’in söylediği bir cümlenin önemi büyük. Gerwig, Rolling Stones Dergisine verdiği demeçte “Yetişkin zevkimin, çocukken sevdiğimin önüne geçmesine izin vermedim” demişti. 1970’li ve 80’li yıllarda büyümüş, Barbie’yi seven her kız çocuğu gibi, bu cümleyi duyduktan sonra çocukluğumuzun idolü Barbie’nin filmini görmeye karar verdim. Henüz görmeye gidemedim ama planlarım arasında. Barbie’nin Barbie Dünyası’ndan Ken ile birlikte gerçek dünyaya yolculuğunu anlatan filmde, en azından görsel bir şölen yaşayıp, biraz gülüp birkaç dakikalığına çocukluğumuza dönme fikri hoşuma gidiyor.
***
Şu anda kırklı yaşlarda olan kadınlar, yani internet çağından önce çocukluklarını yaşayıp tabletlerle değil, oyuncak bebeklerle, yap bozlarla, Legolarla, oyun hamurlarıyla, resim defterleriyle büyüyen çocuklar için bazı oyuncakların yeri ayrıdır. Barbie de bunlardan biri. Barbie deyince akla sarışın, fit ve pembe gelse de aslında modayı ve gücü, feminizmi geri götürmekle suçlansa da bence feminizmi simgeler. Özellikle de 1985 yılından beri hem iş kıyafetleri ve hem gece kıyafetleriyle satılan Barbie, bir kadının güçlü olduğunu, isterse her şeyi yapabileceğini anlatır.
1959 yılında ilk piyasaya sürülen manken Barbie’nin ardından, 1960’larda şık, modayı takip eden Barbie, 1965’lerde Astronot Barbie’den sonra 1971’de bence şimdiki Barbie’yi en çok andıran ve çoğumuzun kafasında “Barbie” deyince oluşan sarışın ve güzel kadın imajını oluşturan Malibu Barbie piyasaya sürüldü. O günden günümüze, Barbie deyince aklımıza aslında Malibu Barbie gelse de, Barbie’nin farklı ırklardaki versiyonları, kusursuz vücut imajını kırmaya çalışan çeşitli boy ve kilolardaki versiyonları, hatta tekerlekli sandalyede versiyonu bile yapıldı. Global pazarlama teknikleri ve politik doğruluk gereksinimleri neticesinde aslında Barbie’nin çok değişik versiyonları yapılmasına rağmen, yine de aklımıza Barbie deyince pembe, sarışın, güçlü, aşırı fit, Malibu Barbie’nin 2023 modeli geliyor.
***
Barbie deyince aklımıza Malibu Barbie’nin gelme sebebi bence çocukluğumuzun hayal dünyasında kalmak istememiz. Gerçek hayatta değil Barbie gibi olmak, bazı ülkelerde özgürlükleri kısıtlanan, eğitim hakkı olmayan, kendi ayakları üzerinde duramayan kadınlar var. Modern ülkelerde doğup, ömür boyunca hayatın zorluklarıyla mücadele edenler var, iş hayatında çok başarılı olmasına rağmen hakkettiği konuma gelemeyenler var. O yüzdendir ki çocukken Barbie’yle oynayan her kız çocuğu, hayal etme özgürlüğü yüzünden aslında Barbie’yi çok sever.
Barbie’nin çocukları negatif yönde etkileyebilecek en büyük falsosu olan realist olmayan vücut ölçüleri konusu, anladığım kadarıyla filmde işleniyor. Film tabii ki realist değil. Bir oyuncaktan çıkan bir hayal dünyasının realist olmasını beklemek, politik anlamlar aramak, açık aramak yerine bir iki saatliğine pembe bir dünyaya dalmak, çocukluğumuza dönmek güzel bir fikir olabilir…