Hartum Kararları'ndan İbrahim Anlaşmaları'na 'İsrail Sorunu'

Dr. Remzi ÇETİN Köşe Yazısı
26 Temmuz 2023 Çarşamba

Şalom’da bu hafta aslında, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Ankara’yı ziyaretini yazacaktım; ancak İsrail tarafının, Netanyahu’nun sağlığıyla ilgili son anda yaptığı ziyaret iptali ile yazımı ertelemek durumda kaldım.

Netanyahu ne zaman Türkiye’ye gelirse ben de bu köşede kendisine, Türkiye ile ilişkiler ve ülkesindeki son yargı reformu gelişmeleriyle ilgili bir mektup yazacağım.

Gerçekten de geçtiğimiz hafta, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Türkiye’ye gerçekleştireceği ziyaret planı kararı, son dönemde Türkiye-İsrail ilişkilerinde heyecan verici bir gelişme ve iki ülke arasındaki ilişkilerin hangi seviyeye geldiğini göstermesi açısından önemliydi.

TR-IL ilişkileri, 2008 Aralık’ından 2020 İbrahim Anlaşmaları sonrası oluşan konjonktüre kadar ciddi yaralar almıştı. Bu nedenle Netanyahu’nun Türkiye’yi ziyareti, sadece Türkiye-İsrail ilişkileri değil; aynı zamanda bölge politika ve dengeleri için de son derece önemliydi.

İsrail’in Türkiye’ye karşı yürüttüğü politikaları başka bir yazıda tartışırız; ancak Türk dış politikasında İsrail’in yerinin tutarlı ve istikrarlı olduğunu söylemek çok güç…

Türkiye, özellikle Soğuk Savaş psikolojisinde, Arap ülkeleri gibi İsrail’e karşı fevri davranıp duygusal hareket etmiştir. Başta, Mısır ve Suriye gibi Arap ülkeleri için bırakın ‘iki devletli çözüm’ü; İsrail’i tanımayı, onunla barış yapmayı ve müzakere etmeyi gerçekleştirmek mümkün değildi; ancak yıllar sonra, söz konusu çoğu Arap ülkesi, İsrail’in savunduğu tezlere yakın durmaya başladılar.

1979’da Mısır, 1994’te Ürdün, 2020’de Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn İsrail’i tanıdılar ve ilişkileri o günlerden bugüne kadar hemen hemen her alanda geliştirmekteler. Dünya değişti ve elbette Ortadoğu’daki ilişkiler de kabuk değiştirmeye başladı.

Daha dün, iki devletli çözüme dahi köpüren Arap ve diğer Müslüman ülkeler, bugün aynı çözüm planını dillerinden düşürmüyorlar. İsrail ise bugüne dek aynı planı, tam olarak, ne kabul etti ne de reddetti.

Burada ilginç olan durum; Arap ülkelerinin 1967 Altı Gün Savaşı’nın ertesinde, ‘Hartum Kararları’nda aldıkları ‘üç hayır/three noes’ yani; İsrail’le barış, müzakere ve onu tanımaya hayır gibi kararlarından, İbrahim Anlaşmalarına kadar ‘değişenin ne olduğunu sorgulamak’tan ziyade, sadece İsrail karşıtlığını merkeze alıp yürümenin hâlâ prim yaptığıdır.

Ancak böyle bir yaklaşım tarzı, Soğuk Savaş refleksleri arasına çoktan karıştı. Artık, ‘yeni şeyler söyleme’ zamanı değil mi? Bu sorumluluk, her şeyden önce, Soğuk Savaş’ın ‘İsrail karşıtı cephesi’ne ve ‘İsrail Sorunu’nu dillendiren ülkelere düşüyor.

Zamanında ‘hayır’ denilen ve çok sert biçimde İsrail’e yönelik ‘kararlılık ve red cephesi’ oluşturulan politikalardan sonra neden bu tutumlar, İsrail’in savunduğu çizgiye benzercesine onlarca yıl sonra revize ediliyor?

Nasıl ve ne oldu da Hartum Kararlarından 53 yıl ve özellikle iki devletli çözüm isteklerinden 30 yıl sonra, Arap cenahı için günümüzde çoğu şey tersine dönmüş vaziyette?

Fas’tan Sudan’a, BAE’den Bahreyn’e kadar geniş bir alanı etkileyen İbrahim Antlaşmaları imza edilene dek Arap ülkeleri nerede ve ne gibi stratejik hatalar yaptılar da İsrail’in tezi ve çizgisine geldiler?

Sadece İsrail’i değil; Arapları da eleştirmek ve hatta, Müslüman devletlerin kendilerine öz eleştiride bulunmaları için, önce bu sorulara yanıt aramak ya da 1967 Savaşı’nın sonuçları ile akabinde gerçekleşen Hartum Kararları’nın maddelerini, İbrahim Anlaşmalarının maddeleriyle tek tek karşılaştırarak yeniden okumaları gerekiyor.

Arap-İsrail ve Filistin-İsrail ilişkilerinde bir şeyler değişiyor evet; ama bu değişim sürecinde Arap dünyası ve Filistin yönetiminin geçmişten günümüze, özellikle 1967 Hartum Kararları’ndan 2020 İbrahim Anlaşmaları’na dek ‘İsrail Sorunu’ ekseninde, İsrail’e karşı yürüttükleri politikalarının ne derece tutarlı olduğu üzerine düşünme becerisini kazanmanın, gelecek kuşaklara konuya ilişkin bir sorgulama alanı bırakılması açısından önemli olduğunu düşünüyorum.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün