İtalya sokaklarında yürürken ansızın bir balkondan “Che te voi magnà? /Ne yemek istersin?” diye bir soru duyarsanız, hemen cevap verin! Çünkü muhtemelen ülkenin en ünlü Yahudi şeflerinden Ruben Bondi tarafından yemeğe davet edilme şerefine nail oldunuz.
COVID başladığında, karantina nedeniyle evinin balkonunda kamp sobasıyla yemek yapmaya başlayan Bondi; samimi ve sempatik tavırlarının da katkısıyla kısa sürede mutfak kültürüyle dünya sıralamasının zirvesinde yer alan İtalyan diyarının yıldızları arasına girdi. Instagram’da 1,2 milyon, TikTok’ta ise 2,3 milyon takipçiye hitap eden 26 yaşındaki başarılı şef, Roma Yahudi mutfağında aile geleneklerini devam ettirerek müthiş bir tanıtıma imza atıyor.
Gün geçtikçe şöhreti dünyaya da yayılan, Forbes dergisinde dahi hakkında makale yayınlanan ‘Ev şefi’ Ruben’den Şalom okuyucularına özel mesajlarımız var.
Sizler adına merak ettiklerimizi sorduğum Ruben Bondi’nin yeni hedeflerinden biri de Türk mutfağı. “Yıllar önce 9 yaşındayken bir gemi seyahatinde Türkiye'yi ziyaret etmiştim. Eski bir tapınağa gittiğimizi hatırlıyorum ve sonrasında bir bıçak meraklısı olarak bir Türk bıçağı satın aldım. Türk mutfağı hakkında biraz daha bilgi sahibi olmak istiyorum” diyen genç Şef Türk takipçilerine de teşekkür ediyor. Yahudi Olimpiyatları esnasında Türk dostlarıyla tanıştığını anlatan Bondi, Türk Yahudi Toplumunun en eski cemaatlerden biri olduğunu bildiğini ve buna çok saygı duyduğunu belirtiyor.
Sefarad mutfağını seven Ruben Bondi “Sefarad Yahudilerinin mutfağı, özel bir hayranlık duyduğum için beni çok etkiliyor. Bu nedenle bu gastronomik gelenekleri daha iyi keşfetmek ve pişirilen bazı yemekleri öğrenmek için Türkiye'ye seyahat etmek istiyorum” şeklinde konuşuyor.
Türk şeflerden Fatih Tutak’ı tanıdığını ve meslektaşının ‘Turk’ isimli restoranıyla da ‘Türk mutfağında devrim yarattığını’ söyleyen Ruben’in en büyük hayali de Avrupa’daki tüm Yahudi topluluklarını ziyaret ederek, mutfak gelenekleri ve bunları kaşerutun zorluklarına nasıl adapte edebildiklerini keşfederek büyükannelerle yemek yapmak.
Şalom Gazetesi’ni de takdir ettiğini anlatan Bondi, “Şalom çok önemli bir iş yapıyor çünkü geleneklerin nesilden nesle aktarılmasını sağlayarak onları canlı tutmayı başarıyor” cümleleriyle sözlerini noktalıyor. Ruben hakkında daha detaylı videolar izlemek için kendisini Instagram’daki ‘@cucinaconruben’ hesabından takip edebilirsiniz.
Zafer Algöz ve Can Yılmaz sizi gülmekten ağlatabilir!
Geçen hafta duayen oyunculardan Zafer Algöz ve yazar-oyuncu Can Yılmaz, Kemerburgaz Kent Ormanında bulunan; kültür, sanat ve eğlence etkinlikleriyle meraklısına çok güzel alternatifler sunan YBY Woods’ta ‘Burda Olan Burda Kalır’ isimli gösterileriyle izleyiciyle buluştu.
Cem Yılmaz’ın da konuklar arasında yer aldığı stand-up show’u açık havayı adeta kahkahalarla inletti. Orman havasında ve ay ışığında gerçekleşen gösteride Can Yılmaz ve Zafer Algöz, anlattıkları anekdotlarla sinema dünyasının da perde arkasına ışık tuttu.
Kendisini ‘Çin Malı Cem Yılmaz’ olarak tanıtan Yılmaz’ın ağabeyi Can Yılmaz, gösterinin başında seyircinin tepkisini gördükten sonra sahneye gelmeyi tercih eden Zafer Algöz’e Cem Yılmaz filmlerinin vazgeçilmezi olmasıyla ilgili takıldı.
Stand-up yapma fikrinin yurt dışında organizasyonlar yapan gurbetçi dostları tarafından önerildiğini anlatan ikiliden Zafer Algöz, “Şovumuzun ismini de ‘Vasat ve tutuk aktör Ozan Güven’ buldu” diyerek espri yaptı. Algöz’ün yurt dışında oynayacakları ilk oyun için dövülmemek adına kulis istekleri arasına ‘Orta ölçekte bir Türk Bayrağı’ koyduğunu anlatması herkesi güldürdü.
Cem Yılmaz’ın 35 yıllık intikamı!
Cem Yılmaz’ın Ali Baba ve 7 Cüceler filmiyle, kendisinden 35 yıllık bir ‘badem şekeri’ mevzusunun intikamını aldığını itiraf eden Can Yılmaz, ilginç olayı şöyle anlattı: “Bu badem şekeri denen şey fakirken pahalıydı, biraz para kazandık hala pahalı. Okuldan eve dönerken normalde hep elimdeki şekeri bitirirdim, o gün muhabbete mi tutuldum ne oldu eve kese kağıdıyla gitmek durumunda kaldım. Annem hemen ‘Kardeşine de şeker ver’ dedi. Cem minicik elleriyle almaya çalışırken ben de paketin dibinden sıktım ki fazla şeker gelmesin. Böyle kazanacağını bilsem yatırım yapardım ama çocuk aklı işte. Yıllar sonra Ali Baba filmindeki İsmail isimli karakterim, badem şekeri yerken mayına basıp ölünce bana dank etti. Cem’e bu sahneyi sorunca da ‘35 sene öncesini hatırlıyor musun, bir düşün…’ cevabını aldım” cümleleriyle Yılmaz’ın yıllar öncesine ait bir anıyı nasıl unutmadığına şaşırdığını paylaştı.
Oyuna geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden ve birçok filmde birlikte oynadıkları sanatçı Özkan Uğur’un çiziminin bulunduğu bir tişörtle çıkan Zafer Algöz, Uğur’a ithaf ettikleri son gösteriye gelenlere de teşekkürlerini iletti. Fırsatını bulursanız size iki saat boyunca pozitif enerji katacak bu stand-up’ı mutlaka izlenecekler listesine ekleyin.