Voroşilov Bulvarı

Sami AJİ Köşe Yazısı
30 Ağustos 2023 Çarşamba

Resmini gördüğünüz bulvar, İzmir’in, kulunuza göre tabii, görkemli binaların bulunduğu en şık, en hareketli, günümüzün zevklerine uygun mağazalarla ve kafeleriyle süslü bulvarıdır. Sizi yine şehrimizin en ünlü meydanı Lozan Meydanına kadar götürür. Oradan da Lozan Kapısından Fuar alanına girersiniz. (Fuarda gece yarsına kadar kalırsınız ve İzmir Marşı çalınca evinize dönmeye başlarsınız.)

Hepsi güzel de, kim bu Voroşilov?

1881'de Rus İmparatorluğu'nun Dnipro Oblastı bölgesinin (bugünkü Ukrayna'nın Dnipro Oblatsı) Verhniye Köyünde yoksul bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Maden işçiliği yaparak eğitimini zorlukla bitirdi. 1905'te Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisine girdi. 1906'da Bolşevik delegesi olarak Stockholm Kongresine katıldı. Birkaç defa tutuklandı ve sürgüne gönderildi.

1917 Ekim Devrimi'nden sonra Petrograd1 Savunma Komitesi başkanı oldu. 1918'de Ukrayna 5. Kızıl Ordusu'nu kurdu. 10. Ordu kumandanıyken Çariçin Savunması sırasında Josef Stalin ile dost oldu. Stalin, Çariçin'den ayrılınca, Kızıl Ordu Komutanı olan Lev Troçki Voroşilov’u 10. Ordu komutanlığından azletti.

Voroşilov 1925-1940 arasında Halk Savunma Komiserliği yaptı. II. Dünya Savaşı'nda Leningrad Savunmasının başında yer alarak Wehrmacht'ın2 kenti ele geçirmesini önledi.

Savaş sonunda Voroşilov mareşal rütbesine terfi ettirildi ve 1947'de Politbüro üyesi oldu. 1953-1960 arasında Yüksek Sovyet Prezidyumu Başkanlığı yaptı. 1969 yılında öldü.

“Onu da anladık da, bizimle ilgisi ne?” diye söylendiğinizi duyar gibiyim. Biraz sabredin, lütfen:

Taksim Cumhuriyet Anıtını hepiniz biliyorsunuz. 1928 yılından beri yerinde duruyor. Anıtın ön cephesinde Atatürk’ün hemen solunda yer alan kollarını göğsünde kavuşturmuş bir subay var. İşte bu asker Mareşal Voroşilov’dur.

Bu şeref payesi niye ona verilmiş?

Aslında bu minnettarlık gösterisi ünlü mareşal vasıtasıyla tüm Sovyet halkına gönderilen bir teşekkürün sembolüdür.

Nitekim İstiklal Savaşımız boyunca, 1919 yılında başlayıp 1923 başlarına kadar süregelen Sovyetlerden gelen askerî teçhizat, mühimmat, stratejik destek ve bilhassa malî yardımların listesi en ince teferruatına kadar gerek Rus, gerekse devletimiz arşivlerinde mevcuttur. İhtilalden ve iç harpten henüz çıkmışken, Sovyet hükümetinin ülkemize yardımları3 adeta kurtuluş savaşımızın kaderini değiştirmiştir.

Gelen destekleri şöyle sıralayabiliriz:

  • 39 bin tüfek, 327 makineli tüfek, 54 top, 63 milyon fişek, 147 bin top mermisi vs., 2 avcı botu
  • Doğu sınırlarında eski Rus ordusunun bıraktığı askerî malzemeler
  • Ankara’da iki barut fabrikasının kurulmasına yardım,
  • Fişek fabrikası için gerekli teçhizat ve hammadde sağlama
  • 200 kilo külçe altın
  • 100 bin altın Ruble (kimsesiz gazi çocukları için yetimhane kurulması amacıyla)
  • 20 bin Lira (basımevi ve sinema teçhizatı alımı için)
  • 10 milyon altın Ruble

Ayrıca muhtelif yazılarda 22 uçak verildiği, uzun vadeli kredilerin tahsis edildiğini okudum.

Tahmin edeceğiniz gibi bu silah ve mühimmatın verilmesi yeterli değildi. Tüm bunların kullanacak personelin eğitilmesi için de Rus subayları olağan üstü gayret sarf etmişlerdir.

İlaveten, Sakarya Muharebesi esnasında ve Büyük Taarruz’un hazırlık safhasında Türk komuta heyeti ile Rus kurmayları arasında sürekli temaslar yapılmış ve tüm cephelerin durumu yerinde, heyetlerce incelenmiş ve stratejik planlar ve harekât kararları müştereken alınmıştır.

Tüm bu faaliyetlerin yönetimini başında Voroşilov vardır.

Türk-Sovyet ilişkileri İstiklal Savaşımızdan sonra daha da sıkılaşarak gelişmiştir. O kadar ki Cumhuriyetimizin 10. yılı kutlamaları vesilesiyle ünlü Mareşalimiz Türkiye’ye gelmiş, Ulu Önderimizin 10. Yıl Nutkunu en önden dinlemiştir. Daha sonra muhtelif şehirlerimizi de ziyaret etmiştir. Program dâhilinde İzmir’e geldiğinde de en önemli caddeye onun adı verilmiştir…

Ancaaak! Bugün İzmir’e giderseniz Voroşilov Bulvarını aramayın. Bulamazsınız. Dış politikalarımızın gerekliliği ve azizliği sayesinde adı 50’li yıllarda Plevne Bulvarı olarak değiştirilmiştir. Kulunuza göre artık tekrar eski isminin verilmesi gereğine inanmaktayım.

Son olarak, sevgili İstanbullular Taksim Abidesinin önünden geçerken, ona bakarak ve hafif bir gülümsemeyle “Blagodaryu Vas gospodin Marshal Voroshilov”4 diye seslenin…

---

1 Asırlar boyunca Saint Petersburg olarak bilinen şehir, ismi Bolşevikler zamanında Petrograd, Lenin’in ölümünden sonra Leningrad olarak değiştirilir. Perestroyka başlayınca, Saint Petersburg olan tarihi ismine tekrar kavuşur.

2 Wehrmacht: Alman silahlı kuvvetlerine II. Dünya Harbinde verilen isimlerin kısaltılmış şekli.

3 Bu yardımların detayları çok çeşitli araştırma ve makalelerde yer almıştır. Niçin bu yardımların yapıldığı hakkında çeşitli görüşler mevcuttur. Dilerseniz 18 Eylül 2019 tarihli Şalom’daki bu konu hakkındaki yazımı okuyabilirsiniz…

4Teşekkürler Sayın Mareşal Voroşilov!”

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün