Gemara’daki bir öğretiyle sözlerimize başlayalım: “Teşuva [tövbe] büyüktür, çünkü Tanrı’nın tahtına ulaşır.” Bu güzel söz teşuva dediğimiz tövbe etmenin önemine işaret etse de Tanrısal tahta nasıl ulaştığını anlamak kolay değildir. Buradan nasıl bir mesaj çıkarabilmek mümkündür sorusuna yanıt aramaya çalışacağız.
Aslında cevap çok da zor değildir. Çünkü Neşama dediğimiz önemli bir parçamız Tanrısal tahttan gelmektedir. Her birimizin Neşama’sı saf ve bozulmamış bir halde Tanrısal tahtın altındaki yerde muhafaza edilmektedir. Sonra Tanrı tarafından fiziksel bir bedene yönlendirilir ve yeryüzüne iner. Zamanla da saflığını yitirmeye başlar. Fiziksel dünyanın cezbedici şeylerine kapılır ruhu beslemek yerine dünyevi şeylere ilgisi artar.
Teşuva, tahta dönmek demektir. Ruhumuzun saflığını yenileriz, böylece bu dünyaya gelmeden önce olduğu gibi kutsal hale gelir. Yeniden Tora ve mitsvalara odaklanırız. Böylece ruhumuz tahtın yanında gibi arınmış ve saf bir hale gelmeye başlar.
Roş Aşana dualarının baskın ifadesi Tanrı’nın ‘kral’ olduğunun hatırlatılması üzerinedir. Genellikle söz ettiğimiz şey Tanrı’nın ezelden ebede kadar kâinatın Tek Kralı olduğudur. Roş Aşana ile Kipur arasındaki ‘On Teşuva Günü’nde de tefilalarda bazı değişiklikler yaparız. Kutsallık ile ilgili beraha normalde “AE.l akadoş” diye bitirilirken bu süre içinde kullanılan ifade “Ameleh akadoş” olarak değiştirilir. Yargıdan söz eden beraha normalde “meleh oev tsedaka umişpat” şeklinde sonlanırken bu süre zarfında “amaleh amişpat” şeklinde nihayet bulur.
Hepimiz Tanrısal krallığa odaklanmak için çok çaba harcarız. Çünkü burası Neşama’nın geldiği yerdir. Tahta geri dönmek amacıyla kendimizi motive etmek için bunu yaparız. Kutsal, saf bir Neşama’mız olduğunu kendimize hatırlatmak, bu dünyada Neşama ile ilgilenmek ve saflığını korumak için kendimizi odaklamaya çalışırız.
Seyahat eden ve evinde Hafets Hayim'i ziyarete gelen bir adamla ilgili hikayeye bakalım:
Adam eve girer ve etrafına bakınınca evdeki mobilyaların oldukça az olduğunu fark eder. Adam dayanamayıp bilgeye ‘neden az mobilyaları olduğunu’ sorar. Hafets Hayim adama ‘neden onun yanında mobilya taşımadığını’ sorunca adam ‘seyahat halinde mobilya taşımanın anlamlı olmadığını’ paylaşır. Büyük bilge ‘kendisinin de bu dünyada geçici bir yolculukta olduğunu bu yüzden fazla mobilyaya ihtiyacı olmadığını’ adama iletir.
Yeryüzünde geçirdiğimiz süre boyunca, tüm fiziksel sevinçler tabiri caizse ‘mobilya’ dikkatimizi dağıtır. Yılın bu zamanı hele bu Şabat günü bize varlığımızın ana parçası, geçici bir zaman için fiziksel dünyada bulunan Neşama’ya odaklanmamızı sağlar. Bu zamanda Neşama’mıza eski saflığını kazandırmak için ne kadar çaba gösterirsek Neşama’mızın o denli tahta yaklaşacağını hep aklımızda tutmamız gerekir.