Afrika'da neler oluyor!

Hayati MOLİNAS Köşe Yazısı
13 Eylül 2023 Çarşamba

Birleşmiş Milletlere göre Afrika'da 54 ülke bulunmakta. Bu ülkeler son 60 yılda bağımsızlık kazanmış olsalar da genellikle emperyalist güçlerin etkisi altındaki elit tabakalar tarafından yönetilmekte. Son demokrasi endeksine göre, şu anda Afrika’da, ‘otoriter’ olarak sınıflandırılan 18 ülke var.

Sahel, Afrika'da yarı kurak iklimi ile bilinen ve Sahra Çölünün güney sınırı boyunca uzanan bir bölge. Sahel Bölgesi, Batı ve Kuzey Afrika'da birçok ülkeyi kapsamakta ve kuraklık-çölleşme gibi çevresel zorluklarla boğuşmakta. Atlantik Okyanusundan Kızıldeniz’e kadar uzanan yaklaşık 1600 kilometre uzunluğundaki bu bölge, petrol-gaz, altın ve uranyum madenleri açısından çok zengin. Ayrıca çok genç bir nüfusa sahip.

Son üç yıl içerisinde, ağırlıklı olarak bu bölgede bulunan altı komşu ülkede askeri darbeler yaşandı. Son olarak bu darbe hastalığı, Orta Afrika ülkesi olan petrol zengini Gabon’a sıçradı. Gabon, sahip olduğu petrol sayesinde Afrika'nın en zengin ülkelerinden biri olmasına rağmen, halkın çoğu son derece fakir ve gençlerin yaklaşık yüzde 40'ı işsiz durumda.

Gabon’daki askeri darbe, Mali, Burkina Faso ve Nijer'den sonra Batı Afrika'daki Fransız hakimiyetine yeni bir darbe olarak öne çıktı. Gabon, 1967’den beri Fransa'nın sadık bir müttefiki olarak Bongo Ailesi tarafından yönetiliyordu. Fransız şirketleri, Gabon'un petrol endüstrisinde halen büyük etki sahibi konumunda. Gelin görün ki Fransa’nın bu darbeye tepkisi hala belirsiz; gerçekten endişeli mi yoksa memnun mu henüz belli değil. Gabon lideri Ali Bongo ile Fransa arasındaki ilişki son yıllarda çok iyiye gitmiyordu. Gabon lideri, önce ormanları koruma planı kapsamında Fransa’ya yapılan ham odun ihracatını yasakladı, ardından geçen yıl ülkesini İngiliz Milletler Topluluğu'na dahil ettiğini ilan etti. Dahası darbenin ardından yardım istediğinde bile Fransızca yerine İngilizce konuştu. Bunun üzerine Macron, “Tüm Sahel'de bir darbe salgını var” diyerek timsah gözyaşları döktü. İlginç olan, darbe liderinin Başkan Ali Bongo’nun kuzeni olduğu ve başkanın kız kardeşiyle birlikte hareket ettiği söylentileri. Bu darbe İngiltere-Fransa hesaplaşması olabilir mi, henüz belli değil.

Sahel bölgesindeki birçok ülke, eski Fransız sömürgeleridir. 1960 yılından bu yana bu ülkeler bağımsızlıklarını ilan etmiş olmalarına rağmen, Fransa ile sıkı bir iş birliği sürdürmekteler. Örneğin, Nijer, Fransa'nın nükleer reaktörleri için önemli miktarda uranyum tedarik eden bir ülke. Gabon da dahil olmak üzere, Batı ve Orta Afrika'da, para birimi olarak Orta Afrika Frank’ını (CFA) kullanan 14 ülke bulunmakta. Euro’ya endekslenmiş bu para birimini kullanan ülkeler, para rezervlerinin yüzde 50'sini ‘Banque de France’da saklamak zorunda. Birçok Afrikalı için bu zorunlu mevduat, sömürge döneminin kalıntıları olarak görülmekte ve Fransa’nın bu para birimi aracılıyla 14 ülkenin ekonomisini kontrol altında tuttuğuna inanılmakta. Fransa aynı zamanda eski sömürgelerinin çoğunda askeri birlik bulundurmakta.

Amerika Birleşik Devletleri için 11 Eylül'den bu yana dinci terörizmi yenmek, dış politikasının temel önceliklerinden biri oldu. Son on yılda ABD, Batı Afrika’da müttefikleriyle birlikte, El Kaide bağlantılı terör gruplarına karşı mücadele etmekte. ABD ulusal güvenlik yetkilileri, Sahel Bölgesindeki terör faaliyetlerinin ABD’ye doğrudan bir tehdit oluşturmadığını düşünmekte. Ancak, güvenlik sorunları, özellikle Rusya ve Çin gibi ülkeler için bölgeyi cazip hale getiriyor. Bu da ABD ve müttefiklerinin jeopolitik çıkarlarına ters düşüyor. ABD, Afrika’yı geniş doğal kaynakları, genç nüfusu ve büyüyen orta sınıfı nedeniyle önemli ekonomik potansiyele sahip bir bölge olarak görüyor. Bu nedenle ABD, Afrika ülkeleriyle ticaret ve yatırım fırsatlarını geliştirmeye son hızla devam ediyor.

Rusya uzun bir süredir, Afrika’da ve özellikle doğal kaynaklar bakımından zengin Sahel Bölgesinde varlığını genişletmeye çalışıyor. Kremlin'in desteğiyle, Moskova ile yakın bağları bulunan Wagner Grubu, 2018 yılında paralı askerlerini Orta Afrika Cumhuriyeti'ne göndererek Rusya’nın Afrika’ya yayılacağı sinyalini vermişti. Bugün, Wagner'in Mali, Libya, Mozambik Sudan, Kamerun ve Nijer gibi ülkelerde ticari ve askeri ilişkileri bulunmakta. Afrika’ya yaptığı silah satışları Rusya’nın dış ticaretinin önemli bir kısmını oluşturmakta. Ayrıca, Rusya ile birçok Afrika ülkesi arasında önemli derecede tarım ve maden ticareti yapılmakta. Bu ticaretten elde edilen gelirler Ukrayna savaşını finanse etmek için kullanılıyor. Rusya, özellikle ABD ve Fransa'nın rolünü de Afrika’da zayıflatmak için yoğun çabalar harcıyor.

Çin, Afrika'nın en büyük ticaret ortağıdır. İki taraf arasındaki ticaret 2022’de 300 milyar dolara yaklaştı. Çin, Afrika'ya makine, elektronik ve tekstil ürünleri satıyor. Afrika’dan da petrol, gaz ve mineraller satın alıyor. Aynı zamanda, son 20 yılda Çin, Afrika'daki ülkelere 153 milyar dolarlık kredi sağladı. Bu krediler, bir yandan Afrika ekonomisinin gelişmesine katkı sağlarken diğer yandan, Çin’in Afrika'nın doğal kaynaklarını sömürmesine destek oluyor. Çin ayrıca Afrika ülkelerine askeri yardım sağlama konusunda da adımlar atıyor. Çin'in Afrika ile ilişkisinin önümüzdeki yıllarda gelişmeye devam etmesi muhtemel.

Afrika'nın nüfusu 2050 yılında dünya nüfusunun dörtte birini oluşturacak. Afrika’da sağlık ve gıda standartlarının yükselmesi ve ekonominin gelişmesi, küresel güçleri bu pazarda daha fazla yer almaya teşvik edecek. Rusya şu anki ihtiyaçlarını karşılamak için Afrika’yı manipüle ederek sömürmeyi tercih ediyor. Çin, kendi enerji ve gıda ihtiyacını karşılamak amacıyla Afrika’yı borçlandırıyor. Fransa, tarihi ekonomik sömürü sistemini sürdürmeye çalışıyor. ABD ise 2050 yılında Afrika’da pazar lideri olmak için yatırım yapıyor. Umarım gelecekte, savaşların sona erdiği, insanların açlık çekmediği, daha huzurlu bir Afrika kıtası görürüz.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün