Oyuncuları rolleriyle karıştırmak

Joelle PİNTO Köşe Yazısı
4 Ekim 2023 Çarşamba

Son yazımda sonbaharın gelmesiyle insanların evde daha çok televizyon seyretmeye meyilli olduğunu, dizilerin yeni sezonlarının yavaş yavaş başladığını, benim de dizi sezonunu Kulüp dizisini seyrederek açtığımı yazmıştım. Dizi mevsiminin başlamasıyla, eski Twitter yeni X’de ve Instagram’da sevilmeyen karakterleri oynayan -ve demek ki çok başarılı şekilde oynayan- oyunculara ağza alınmayacak hakaretler, suçlamalar, sövmeler mevsiminin de başladığını gözlemledim.

Oyuncuları oynadıkları karakterlerle bir sanmak, sadece bizim toplumumuza has bir olay değil. Ancak onların oyuncu olduğunu ve ellerine verilen senaryodaki karaktere can verdiğini unutmamak gerek. Eda Ece’nin gerçek hayatında Yıldız, Doğukan Güngör’ün gerçek hayatında Fatih, Buçe Buse Kahraman’ın gerçek hayatında metres olmadığı gibi… Rollerini ailemizden biriymiş kadar kendini sevdirecek ya da ekrana çıktıkları anda televizyona nefretle bakmanızı sağlayacak oyuncular, bu hisleri size yaşatabildiklerine göre Türkiye’deki en iyi oyuncular arasındadır. Onlar için oyunculuk işleridir ve set bitince rolden çıkarlar. Ancak toplumumuzda onların sosyal medya hesaplarına giren seyirciler onların rolünden çıkamaz, onları oynadıkları karakter sanıp hakaretlerini, ağza alınmayacak küfürlerini hatta tehditlerini sürdürürler. 

Oyuncuların profesyonel olduğunu, kendi karakterinden farklı onlarca karakteri canlandırabildiğini, gerçek hayatlarında oynadıkları rollerden farklı kişilikler olduklarını hiçbir zaman unutmamak gerek. Kendinden bu kadar nefret ettirebildiyse, rolünün hakkını vermiş çok iyi bir oyuncudur. Bir oyuncunun kötü bir karakteri canlandırması, seyrederken ekranı yumruklamak istesek de kişinin kendisine hakaret etme hakkı vermez. Dizi veya film bittiği anda, bizim de rolden çıkmamız gerekir. Bazen, uzun sezonlar boyunca aynı rolü canlandıran oyuncuların, çok iyi para kazanmalarına rağmen o diziden ayrılmak istemelerini anlayabiliyorum. Aynı rolü oynamaktan sıkılmış olmalarının yanı sıra, o karakterle özdeşleşmemek için diziden ayrılma ihtimalleri büyük. Seyrettiğim ve seyretmediğim dizilerdeki, özellikle de senaryodaki ‘kötü adam’ ve ‘kötü kadın’ karakterlerini oynayan tüm oyuncuları başarılı oyunculukları için tebrik eder, insanların gerçekle kurgu arasındaki kafa karışıklıklarının bir an önce geçmesini dilerim.

***

Geçtiğimiz hafta okuduğum bir habere göre (thebrandage.com sitesine ait), çoğumuzun iPhone telefonlarından tanıdığı dijital asistan Siri sahibine küsmüş.  Siri konuşmayı tamamen bırakıp, sorulan sorulara sadece mesajla cevap vermiş.  Sahibi telefonu Zorlu Center’daki Apple servisine götürünce dargınlığın nedeninin sahibinin Siri’ye kötü sözler söylediği olduğu anlaşılmış. Teknik servisin önerisi üzerine iyi sözler ve komplimanlar almaya başlayan Siri, sahibiyle tekrar konuşmaya başlamış. Başta gülerek okuduğum bu olaydan iki sonuç çıkarıyorum; birincisi duygudan yoksun olduğunu sandığımız yapay zekanın belki de programlandığından daha çok duygu geliştirebildiği (ki bu konuyu teknolojiden çok iyi anlayan birinden dinlemeyi çok isterim), ikincisi de kabalığın, küfrün, hakaretin artık yapay zekayı bile küstürecek kadar yaygınlaştığı. Kibar olmak aslında daha kolay. Etraftaki canlı cansız herkesi küstürmeden denemeye değer…

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün