Gür bir ses, bulunduğu ortamı çınlatan bir kahkaha…
-Ersin Bey nasılsınız?
-Bomba gibi…
Her karşılaştığımızda verdiği yanıttı. Gerçi ‘bomba’ farklı iki anlamda kullanılabilir. Merak edenlere, “üniversitede öğrenciyken çok takdir ettiğim bir hocam, her nasılsınız diye sorulduğunda ‘bomba gibiyim’ derdi. Çok hoşuma gitti, sonraları bu kelimeyle bütünleştim” demişti.
Araştırmacı, yazar, belgesel film yönetmeni, fotoğraf sanatçısı Ersin Alok’u geçtiğimiz hafta yitirdik. Türk fotoğrafçılığının duayenlerinden biri olan Alok dağcılık ve su altı tutkunuydu. Sohbetlerinde, “bir türlü dengeyi bulamadım, her ikisi de vazgeçilmezim oldu” derdi. Arkeolojik ve mimari fotoğraf çekimiyle ilgili buluşları yurtdışında da takdir gördü.
↔↔↔
Ersin Alok’un adını çok uzun zaman öncesinde, amatör bir fotoğrafçı olan babamdan duymuştum. Bir vesile ile Alok’un o zamanlar Beyoğlu’nda bulunan stüdyosuna gitmiş, gördüğü arşiv karşısında hayran kalmıştı. Sanatçıyla ilk kez Gözlem Sanat Galerisinde tanıştım. Mili Mitrani’nin sergi hazırlığı için fotoğrafların yerleşimini yapıyorduk. Boyum yetmediğinden asmakta zorlandığım sırada arkamdan bir ses ‘yardımcı olayım’ demesiyle beni yukarı kaldırdı. Neye uğradığımı şaşırdım. Tanımadığınız birinin aniden sizi havaya kaldırması biraz sıra dışıydı. Böyle bir enerjisi, karizması vardı. O anda Alok için önemli olan fotoğrafın doğru asılmasıydı; öyle de oldu.
Sonraları Alok’un kişisel sergi açılışlarını takip etmeye çalıştım. Aslında sergi açılışları sosyal bir etkinliktir. O gün kalabalıktan eserleri göremezsiniz bile. Ayrıca Alok’un fotoğraflarını değerlendirecek düzeyde de değildim. Amacım verdiği izahatlardan bilgi edinmekti. İlerleyen zamanlarda, farklı yerlerde verdiği konferansları izledim. Derya gibiydi. Görsellerle bütünleştirdiği konuşmalarda dinleyicinin ilgisini son dakikaya kadar canlı tutmak karakteristik özelliklerinden biriydi.
↔↔↔
Yazdığı onlarca kitabın arasında Mili Mitrani ile 1992’de hazırladıkları, ‘Anatolian Synagogues’ başlıklı yapıt, Anadolu, Trakya ve İstanbul sinagoglarının fotoğraflarını kapsadı. Kapak resmi hafızalardan silinmeyecek kadar etkileyiciydi; hem yalın, hem vurucu. Şahsen Ersin Alok’u hep gülümseyen, mizahi yönü güçlü, olağanüstü donanımlı altyapısıyla tanıdım. Mükemmeliyetçi, zirveyi hedefleyen çalışma temposunda, ‘olmaz’ı kabul etmeyen mizacıyla gerçekten bomba etkisi yarattığını tahmin etmek zor değil.
↔↔↔
Ersin Alok, bilginin ve görselin mutlaka paylaşılması gerektiğini, ‘yoksa gerisi boş bir hayattır’ın altını çiziyor.
NFTnin yok olacağı, Yapay Zekânın getiri/götürüleri, Harari’nin öngörüleri bana şimdilik düşen uçağın ‘kara kutu’sunu çağrıştırıyor.
Yazıyı Alok’un bir cümlesiyle noktalıyorum. “Dünyanın bütün katmanlarında gerçeğin kendisi, ‘ora’nın doğrusudur.”
Yolu ışıklı olsun.
Sağlıkla kalın.